Anayasa Mahkemesi Başkanı'ndan çarpıcı sözler: Onlardan hakim olmaz

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı'ndan çarpıcı sözler: Onlardan hakim olmaz




Anayasa Mahkemesi Başkanı'ndan çarpıcı sözler: Onlardan hakim olmaz

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, dikkat çeken açıklamalarda bulundu: "Mahkemelerin adalet arayışına cevap veremediği, bağımsız ve tarafsız yargılama ilkelerine uygun bir şekilde uyuşmazlıklara çözüm üretemediği bir yerde hukuk dışı arayışların ortaya çıkması kaçınılmazdır..."

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Arslan, AYM’de “Mesleki Hayat Bağlamında Özel Hayata Saygı Hakkı” sempozyumunda konuştu.

Bağımsız ve tarafsız yargı vurgusu yapan AYM Başkanı Arslan, "Hukuk devletinde adaletin yegane adresi mahkemelerdir. Mahkemelerin adalet arayışına cevap veremediği, bağımsız ve tarafsız yargılama ilkelerine uygun bir şekilde uyuşmazlıklara çözüm üretemediği bir yerde hukuk dışı arayışların ortaya çıkması kaçınılmazdır" dedi.

Arslan, "Vesayet altındaki yargısal akıl adaleti tesis edemez. Fikri ve vicdanı hür olmayandan hâkim olmaz. Aklını ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konmasına izin veren kişiden hâkim olamaz. Hukuk devletinde, uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez" diye belirtti.

Özel hayatın gizliliği yönündeki tartışmaların birçok ülkede sürdüğüne değinen Arslan, George Orwell'in 1984 adlı romanından bahsetti. Arslan konuşmasının devamında, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması tartışmalarıyla ilgili, "Bu anlamda kamu görevinden çıkarma, mesleki hayat ile özel hayat arasındaki yakın ilişkiden dolayı sebep ve/veya sonuca dayalı olarak kişinin özel hayata saygı hakkına müdahale olarak nitelendirilebilmektedir" ifadelerini kullandı.

Aslan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Bu durum devlete sadakat ve bağlılık çerçevesinde kamu görevinden çıkarma konusunda da evleviyetle geçerlidir. Başka bir ifadeyle devlet, anayasal sadakat yükümlülüğüne aykırı tutum ve davranış içinde olduğunu tespit ettiği kamu görevlilerinin görevden çıkarılmaları veya başka türlü idari yaptırıma tabi tutulmaları yönünde işlem yapabilecektir. Bu anlamda kamu görevinden çıkarma, mesleki hayat ile özel hayat arasındaki yakın ilişkiden dolayı sebep ve/veya sonuca dayalı olarak kişinin özel hayata saygı hakkına müdahale olarak nitelendirilebilmektedir.

Özel hayata saygı hakkının ve mahremiyetin güvence altına alınması, bireyin maddi ve manevi varlığının, özerklik ve özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi bakımından son derece önemlidir. Bunun yanında unutmamak gerekir ki, temel hak ve özgürlüklerin korunduğu, hukuk güvenliğinin sağlandığı bir hukuk devleti aynı zamanda refah devletinin de olmazsa olmaz şartıdır.

Esasen güneşin altındaki diğer sözler gibi bu söz de yeni değildir. Osmanlı Devletinde bir dönem sadrazamlık da yapmış olan Tunuslu Hayreddin Paşa yıllar önce bu tespiti yapmış ve yazdığı kitapla bunu bize aktarmıştır. Kanun-î Esasi’nin ilanından sekiz yıl önce yayınladığı kitabında Avrupa’da gezdiği ülkelerin kurumlarına dair gözlemlerini paylaşan Tunuslu Hayreddin Paşa’ya göre 'en yüksek refah mertebelerine ulaşan ülkeler, hürriyetin ilkelerini ve siyasi tanzimata denk gelen anayasayı yerine oturtan ülkelerdir'.

Kuşkusuz dün olduğu gibi, bugün de hürriyet ilkelerini ve Anayasa’yı yerine oturtma konusunda en büyük görev yargıya düşmektedir. Bu görev hakkıyla yerine getirildiğinde yargıya güven de arzu edilen düzeye yükselecektir. Bu nedenle yargı mensupları olarak sürekli bir özeleştiri ve muhasebe içinde kendimizi gözden geçirmek ve yenilemek durumundayız. Bu bizim hukuka, adalete ve son kertede mensubu bulunduğumuz milletimize olan vicdan borcumuzdur.

"HUKUK DIŞI ARAYIŞLARIN ORTAYA ÇIKMASI KAÇINILMAZ"

Yargı mensubu aklını kullanmak zorunda olan kişidir. Bu nedenle hakim ve savcılar, sadece akıllarını kullanırlarken cesarete ihtiyaç duyabilirler. Kant’ın belirttiği üzere kendi aklını kullanmaya cesaret edemeyenler, vesayet altında kalmaya mahkumdur. Vesayet altındaki yargısal akıl ise adaleti tesis edemez.

Unutmayalım ki fikri ve vicdanı hür olmayandan hâkim olmaz. Aklını ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konmasına izin veren kişiden hâkim olamaz. Hukuk devletinde uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez.

Mahkemelerin adalet arayışına cevap veremediği, bağımsız ve tarafsız yargılama ilkelerine uygun şekilde uyuşmazlıklara çözüm üretemediği bir yerde hukuk dışı arayışların ortaya çıkması kaçınılmazdır.” 

ODATV ORTAYA ÇIKARMIŞTI

Organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan Sedat Peker, Hadi ve Süleyman Özışık kardeşlerle ilgili bazı iddialarda bulunmuştu. Odatv, Hadi ve Süleyman Özışık'ın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya "masum olduklarını düşündükleri" insanların dosyalarını verdikleri bir videoyu ortaya çıkarmıştı.

Söz konusu videoda, Süleyman Özışık'ın kullandığı ifadeler şu şekildeydi: 

"Gerek Süleyman Soylu'ya gerek OHAL işlemleri komisyonuna gerek diğer mercilere, masum olduğuna inandığım binlerce insanın dosyasını götürdüm. Dedim ki; 'bu insanlar masum çıkmazsa hesabını benden sorun' ve araştırmalar yapıldı. Hepsinin bir iftiraya kurban gittiği ortaya çıktı."

Odatv'nin ortaya çıkarttığı ve ses getiren video sonrasında birçok ünlü isim de Özışık’a tepki göstermiş, olay sosyal medyada çokça tartışılmıştı.

Söz konusu olaydan sonra Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın bu sözleri dikkat çekti.

Odatv.com