Anayasa Mahkemesi'nden (AYM) ByLock kararı
“AYM, mahkemeye sadece kolluğun hazırladığı rapora dayanarak hüküm kuramazsın diyor”
Anayasa Mahkemesi'nden (AYM) ByLock kararı
Anayasa Mahkemesi (AYM), Kayseri’de Diyanet’e bağlı Kuran kursunda görev yaparken 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ihraç edilen ve ByLock kullanımı nedeniyle ceza alan öğretmenin başvurusunu karara bağladı. AYM, mahkumiyet kararında tek delil olarak şifreli haberleşme programı ByLock’un verilerine dayanılmasında ve gerekli incelemelerin yapılmadan emniyet raporlarına dayanarak ceza verilmesinin adil yargılanma hakkının ihlali olduğuna karar verdi. Dosya yeniden yargılama yapılmak üzere Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne
AYM, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki kararını, bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinin reddi nedeniyle verirken, ByLock’un elde edilişinin hukuka aykırılığını ilişkin başvuruyu kabul edilmez buldu.
Kararda, başvurucunun hiyerarşik yapılanmada kendi isteğiyle ve bilerek dâhil olduğunu gösteren, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren ve delil olarak kabul edilen ByLock kullanımı olgusunu Yargıtay uygulamasına uygun olarak teknik verilerle yeterli bir şekilde ortaya koyulamadığına işaret edildi.
Kararda bu durumun yargılamanın bir bütün hâlinde adil olmaktan çıkmasına neden olduğu belirtildi. Kararın gerekçesi önümüzdeki günlerde yayımlanacak.
“Kolluğun tespit tutanağıyla yetinilerek ceza verilmesi adil yargılanma hakkının ihlalidir”
AYM’nin BcLock kullanımına ilişkin verdiği kararı değerlendiren Avukat Mehmet Kaya kararın yerinde olduğunu belirterek “Yargıtay onanmasından geçen mahalli mahkeme kararı yasa dışı örgüt üyeliğine ilişkindir." dedi.
Avukat Kaya, euronews Türkçe'ye şu değerlendirmede bulundu: "Mahalli mahkeme gerekçeli kararında delilleri tartışmayarak gerekçeli karar hakkını ihlal etmiş, öte yandan mahkûmiyet kararına tek ve esaslı delil olarak ByLock programı gösterilmiştir. Anayasa Mahkemesi yerinde bir kararla davanın sonucuna doğrudan etkili bazı iddiaların ayrı ve açıkça tartışılmadığını tespit etmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararında esas önemli olan husus kanaatimce şudur. Mahkeme 'Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten mahkemeye aittir' tespitiyle beraber mahkemenin kolluğun tuttuğu tespit tutanağıyla yetinerek ceza vermesini adil yargılanma hakkının ihlali olarak görmüştür. Gerçekte de yargılama yetkisi mahkemeler de olmasına rağmen delillerin tartışılmadan ve değerlendirilmeden kolluğun tutanaklarıyla yetinerek ceza verme yoluna gidilmesi dolaylı olarak kolluğa yasalarda tanınmamış bir gücü/ yargı yetkisini vermek olacaktır. Her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmeden ve bilirkişi raporu almadan, delilleri mahkeme de sanık, müdafi, cumhuriyet savcısı, hakimlerle hatta varsa katılanın huzurunda tartışmadan hemencecik reflekslerle kolluğun tutanakları yeterli kabul ederek ceza vermek yargı makamların yargılama yetkisine gölge düşürmektedir. Son yıllarda politik davaların kahır ekseriyetinde yargı makamlarının, kolluk beyanlarıyla yetinerek ve yetersiz delillerle, ön kabullerle ceza verdikleri görülmektedir. Bu ve benzeri Anayasa Mahkeme kararlarının bu yönlü değerlendirilerek usul yasalarına uygun yargılamanın gerekli ve zorunlu olduğunu sonucuna ulaşılması gerekmektedir.”
“AYM, mahkemeye sadece kolluğun hazırladığı rapora dayanarak hüküm kuramazsın diyor”
Eski Urfa Baro Başkanı Mehmet Velat İzol ise kararın bylock'tan ceza alanlar için bir şey değiştirmediğini, sadece kolluk raporlarına dayanarak ceza verilenleri etkileyebileceği değerlendirmesinde bulundu.
İzol’un yorumu şöyle:
“Esasen Anayasa Mahkemesi’nin FETÖ/PDY yapılanmasından yargılananlar için verdiği ilk karar değil, daha önce de bu yönde kararlar verdi. Zaten bu kararın metninde de yine daha önce vermiş olduğu Ferhat Kara kararına da atıf yapıyor. Yine 28 Aralık’ta genel kurulda vermiş olduğu 2 Bylock kararı daha var. Birisinde kabul edilebilirlik, diğerinde kabul edilmezlik kararı verdi. Ancak gerekçeler henüz yayınlanmadığı için içeriğini bilemiyoruz. Yayınlanan karar Bylock’tan mahkûmiyet kararı almış bir sanık için verilmiş ise de Bylock’un tek başına delil olmasına yönelik yeni bir şey söylemiyor. Halen Bylock’un tek başına delil olamayacağı yönünde vermiş olduğu bir karar yok ve bu bylock ile ilgili vermiş olduğu kararlarında bir değişiklik yok. Karar da özetle şunu söylüyor; evet kişi Bylocktan ceza almış ancak Bylock kullandığını kabul etmemiş, mahkeme sadece kolluğun bylock raporuna itibar edip ceza vermiş. Mahkemeye şunu diyor sen sadece kolluğun hazırladığı Bylock raporuna dayanarak karar veremezsin, bu konuda teknik inceleme ve bilirkişi raporu aldır sonra kararını ver. Sadece kolluğun hazırlamış olduğu rapora itibar ederek hüküm kuramazsın. Yani AYM yeni bir şey söylemiyor. AYM kararı, ayni içerikteki Yargıtay kararlarına (ve ByLock'a) yönelik hukuki eleştirilerin ve itirazların hiçbirini karşılamıyor.”
15 Temmuz darbe girişiminden bu yana görevden alınan ve tutuklananlar hakkında yapılan işlemlerde en yaygın gerekçe Bylock mesajlaşma uygulaması olarak gösteriliyor.
EURO NEWS