ANİ BAŞLAYAN ŞİŞKİNLİK, KARIN VE SIRT AĞRISI ŞİKAYETLERİNE DİKKAT!

Safra kesesinde en çok taş ve polip görülüyor

ANİ BAŞLAYAN ŞİŞKİNLİK, KARIN VE SIRT AĞRISI ŞİKAYETLERİNE DİKKAT!




ANİ BAŞLAYAN ŞİŞKİNLİK, KARIN VE SIRT AĞRISI ŞİKAYETLERİNE DİKKAT!

Birden bire ortaya çıkan ve uzun süre geçmeyen şişkinlik, hazımsızlık, bulantı, karın ve sırt ağrısı, kaşıntı gibi belirtiler safra kesesi problemlerine işaret edebiliyor. Safra kesesi taşı ve polipleri yaşam kalitesini düşüren ve gerekli önlemler alınmadığında hayatı tehdit eden ciddi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Safra kesesi hastalıklarının tedavisinde ise kapalı yöntem olarak tanımlanan “Laparoskopik kolesistektomi cerrahisi” hastaya önemli konfor sağlıyor. Memorial Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Erhan Reis, safra kesesi hastalıkları ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi:

Safra kesesi yiyeceklerin sindirilmesi ve vitamin sentezine yardım ediyor

Halk arasında öd kesesi olarak da bilinen safra kesesi, karaciğerin ön yüzünde yer alan ve karaciğerin salgıladığı safrayı depolayan organdır. Yemekle beraber salınan enzimler sayesinde safra kesesi kasılarak içerisindeki safrayı kanallar vasıtasıyla oniki parmak bağırsağına bırakır. Pankreas enzimleriyle de karışan safra, besinlerin sindirilmesinde ve özellikle yağda çözünen A,D, E ve K vitaminleri gibi bazı vitaminlerin sentezlenmesinde ve emilmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Safra kesesinde en çok taş ve polip görülüyor

En sık karşılaşılan safra kesesi hastalıkları arasında safra taşı ve polipler ( urlar). gelmektedir. Safra kesesi kanserleri nadir olmakla beraber tedavileri çok daha komplike olan hastalıklardır. Bunların dışında safrayı boşaltma bozuklukları gibi fonksiyonel problemler ve paraziter hastalıklar da safra kesesi rahatsızlıkları arasında yer almaktadır.

Kadınlarda daha sık görülüyor

Safra kesesi taşları daha çok kadınlarda görülmektedir. Bu hastalık ağırlıklı olarak kilolu, çok doğum yapmış, 40’lı yaşları geçmiş olan kadınların hastalığı olarak bilinse de son yıllarda genç yaş grubunda ve erkeklerde de sıklıkla izlenmektedir.

Aşırı kilo ve doğum yapmak sebepler arasında

Safra kesesi taşı oluşumunun sebepleri arasında; cinsiyet, aşırı kilo, yaşın ilerlemesi ve doğum yapmak temel nedenler olarak yer almaktadır. Ancak özellikle kırmızı kan hücrelerinin yıkıma uğradığı bazı kan hastalıkları, aşırı kilo değişiklikleri, uzun süreli açlıklar, beslenme alışkanlığı gibi safranın içindeki enzimlerin oranlarının değişimine neden olabilen faktörler safra taşına yol açabilmektedir.

Tedavinin geciktirilmesi hayati risk oluşturur

Safra kesesinde taş oluşumu veya başka bir hastalıktan dolayı organın iyi çalışamaması durumunda hazımsızlık, gaz şikayetleri, karnın sağ üst tarafında ağrı, sırt ağrısı gibi şikayetler görülebilmektedir. Safra taşı ile beraber sık görülen iltihaplanma durumlarında ciddi karın ve sırt ağrısı, bulantı, kusma, ateş ile titreme ortaya çıkmaktadır. Özellikle 5 mm’den küçük taşların ve safra çamurunun kanallara düşerek safra akışını engellemesi, idrar renginde koyulaşma, göz ve vücutta sararma ile ciltte kaşıntı şeklinde kendini belli etmektedir. Safra hastalığına enfeksiyonun da dahil olması kolanjit denilen ciddi ateş, tansiyon düşüklüğü, karaciğer apsesi ve sepsise kadar giden bir sürece neden olabilmektedir. Bu gibi durumlarda hızlı tedavi sağlanamadığında hayati risk yaratacak ciddi tablolar görülebilmektedir.

 

Büyük taşlar safra kesesi kanseri gelişimini tetikleyebilir

Bunların yanı sıra kanaldan düşen taşlar pankreas bezini etkileyerek pankreatit olarak adlandırılan ve hayatı tehdit eden pankreas iltihaplanmasına neden olabilmektedir. Büyük taşlar ise safra kesinden kanala direk düşmese de kronik irritasyon sonucu iltihaplanma, safra kanallarında dıştan bası, safra kesesi kanseri gelişimi gibi komplikasyonlara daha çok neden olabilmektedir.

 

Kişiye özel tedavi uygulamaları

Herhangi bir şikayetle veya kontrol amaçlı doktora başvuran hastalara fiziki muayeneden sonra ultrasonografi yapılır. Ultrasonografi safra kesesi içindeki taşları değerlendirmek için çok ideal bir tetkik olsa da; safra kanallarının değerlendirilmesinde yeterli olamayabilir. Bu durumda tomografi veya MR istenebilir. Safra kanallarında taş şüphesi bulunması durumunda bazen hem tanı hem de tedavi amaçlı ERCP işlemi de yapılabilmektedir.

 

Safra kesesi ameliyatlarında kapalı cerrahi

Safra kesesi problemi yaşayan hastaların büyük bir kısmı ani başlayan şikayetler nedeniyle doktora başvurmaktadır. Her durumda ameliyat gereken hastalarda kapalı yöntem olarak anılan Laparoskopik kolesistektomi cerrahi yöntemi uygulanır. Safra kesesi taşları ve poliplerinde eğer ameliyat gerekiyorsa safra kesesi ile birlikte taşlar veya polipler çıkarılır. Bu işlem genel anestezi ile ortalama 30 dakika ile bir saat arasında sürmektedir. Kapalı safra kesesi ameliyatlarının hastalar için birçok avantajı bulunmaktadır. Karında bir santimlik kesinin açıldığı kapalı ameliyatlarda ağrı açık ameliyatlara göre çok daha az olurken, hastalar normal hayatlarına daha erken dönebilmektedir. Bununla birlikte yara iltihaplanması ve yarada fıtık oluşması gibi riskler daha az yaşanırken, hastanede kalma süresi de bir geceye iner. Hastalar 4-5 gün sonra iş ve sosyal yaşamlarına sağlıkla dönebilmektedir.

 

Safra kesesi kanseri ameliyatlarında çevre dokular da temizlenir

Bazı hastalarda safra kesesinde taş olmadan da iltihaplanma meydana gelebilmektedir. Bu gibi durumlarda öncelikle ilaç tedavisi uygulanır. İlaç tedavisinin başarılı olamadığı durumlarda ameliyat seçenekler arasına girer. Safra kesesi kanserlerinde ise tedavi çok daha farklı olmaktadır. Bu hastalarda safra kesesi ile beraber karaciğerin bir kısmı ve çevre lenf bezlerinin de temizlenmesi gerekir.

 

Safra kesesi alınanlar yumurta ve çikolata yiyemez algısı yanlış

Safra kesesi ameliyatlarından sonra dikkat edilmesi gereken konularla ilgili olarak çok yanlış bir algı bulunmaktadır. Ameliyattan sonra hastaların yumurta, çikolata veya bazı yemekleri tüketemeyeceği düşünülmektedir. Bunun aksine ameliyattan sonra hastalara herhangi bir gıda kısıtlaması uygulanmamaktadır. Hastalar ameliyat sonrası normal hayatlarına devam etmektedir. Çünkü ameliyattan sonra da karaciğerden salgılanan safranın akımı bağırsaklara geçer ve sindirim fonksiyonuna yardım görevine devam eder.