Ankara'da iki ittifak arasında başa baş yarış: Siyasetin kalbinden kampanya notları
‘İki şey duyuyorum: Yorulduk ve kurtarın bizi’
Ankara'da iki ittifak arasında başa baş yarış: Siyasetin kalbinden kampanya notları
- Yazan,Ayşe Sayın
- Unvan,Ankara, BBC Türkçe
- Twitter,
Başkent Ankara’nın yaklaşık dört milyon seçmeni, üç seçim bölgesinde toplam 36 milletvekilini Meclis'e gönderecek.
Ağırlıklı olarak Yozgat, Çankırı, Çorum, Sivas’tan göç alan Ankara’da TBMM, Cumhurbaşkanlığı dahil kamu kurumlarının içinde yer aldığı ve yıllardır CHP’li belediyeler tarafından yönetilen Çankaya ile Yenimahalle dışındaki ilçelerde, milliyetçi-muhafazakar seçmen oranı yüksek.
Son iki seçime bakıldığında ise başkent seçmeninin oy tercihlerinin değiştiği görülüyor.
2018'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yüzde 51,5, Cumhur İttifakı’na ise yüzde 53,5 destek veren Ankara; 2019 yerel seçimlerinde ise “ülkücü” kökenli CHP adayı Mansur Yavaş’ı 50,9’luk oy oranıyla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na taşıdı.
Başkentte seçim yarışının, “başa baş” geçeceği yorumu sıklıkla duyuluyor.
İYİ Parti listelerinden Genel Başkan Yardımcıları Koray Aydın, Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, MHP’den Mevlüt Karakaya, Sadir Durmaz, AKP’den ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Çalışma Bakanı Vedat Bilgin milletvekilliği için yarışıyor.
Millet İttifakı içinde yer alan DEVA, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’ne listelerini açan CHP ise mevcut milletvekillerinin çok azını yeniden aday gösterebildi.
Mevcut milletvekilleri Tekin Bingöl, Murat Emir, Gamze Taşcıer, üç bölgede liste başı oldu. DEVA Partili Sadullah Ergin, İYİ Parti kontenjanından İrem Yaman, Saadet Partisi’nden Mesut Doğan; CHP listelerinden Meclis’e girmek için yarışan isimlerden.
2018 seçimlerinde, 5’i MHP, 15’i AKP olmak üzere Cumhur İttifakı 20, Millet İttifakı ise 5’i İYİ Parti, 10’u CHP olmak üzere 15, HDP ise 1 milletvekilini Meclis’e gönderdi.
Türkiye’nin nüfus yoğunluğu açısından en büyük ilçesi olan Çankaya’nın da içinde yer aldığı birinci bölge, “sosyal demokratların kalesi” olarak nitelendiriliyor.
Türkiye’nin yine nüfus yoğunluğu açısından ikinci büyük ilçesi konumundaki Keçiören’in de içinde yer aldığı ikinci bölgede milliyetçi muhafazakar seçmen oranı oldukça yüksek.
2018 seçimlerinde Cumhur İttifakı yüzde 66 oy alırken, Sincan, Etimesgut, Yenimahalle’nin içinde yer aldığı üçüncü bölgede de Cumhur İttifakı’na yüzde 55, Millet İttifakı yüzde 38 oy çıkmıştı.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde tercihini CHP adayı Mansur Yavaş’tan yana kullanan Ankara’da ittifak sistemindeki değişiklik, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı üzerinde uzlaşması, Yeşil Sol Parti’nin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na destek kararı Millet İttifakı’nın avantajları olarak görülüyor.
Buna karşın, milliyetçi-muhafazakar seçmenin yoğun yaşadığı ikinci ve üçüncü bölgede ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hatrı sayılır bir oyu olduğu da biliniyor.
Bu nedenle, cumhurbaşkanlığında adaylardan birinin “küçük farkla” önde olacağı tahminleri dile getiriliyor.
Başkentin metropol ilçelerinde seçmenin daha çok cumhurbaşkanlığı seçimine odaklandığı görülürken, merkezden uzaklaştıkça, Ankara’nın yerel sorunları ve milletvekili aday tercihleri ön plana çıkıyor.
Aday listelerinin açıklandığı süreçteki tepkilerin yerine daha çok cumhurbaşkanlığı ipini kimin göğüsleyeceği konuşuluyor.
Başkentin yerli halkını oluşturan çevre ilçelerde yaşayanlardan aday listelerine yönelik temel eleştiri ise “adayların çok azının Ankaralı olması”. Ankaralı olmayan milletvekillerinin seçildikten sonra kendilerini unuttuklarından, yerel sorunlarla ilgilenmediklerinden yakınıyorlar.
‘İki şey duyuyorum: Yorulduk ve kurtarın bizi’
Siyasetteki “yüksek gerilimin” en yakın tanığı da Ankaralılar. En çok duyduğumuz cümleler, “Yeter artık bu kavgadan, kutuplaşmadan bıktık” oluyor.
AKP hükümetlerinde Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı görevinde bulunan, Ahmet Eşref Fakıbaba, İYİ Part’nin birinci bölge ikinci sıra adayı.
Şanlıurfa Milletvekili iken AKP’den ayrıldıktan sonra milletvekilliğinden de istifa eden Fakıbaba ile Mamak Tuzluçayır’da, esnaf ziyareti sırasında görüşme olanağı buluyoruz.
Bakanlık görevi nedeniyle tanınırlığı olduğu için Ankara seçmeni ile diyalog kurmakta zorlanmadığını anlatıyor.
Fakıbaba’ya sahayı sorduğumuzda o da seçmenin “kavgadan yorulduğunu” anlatıyor:
“Sahadan iki cümle duyuyorum; birincisi, ‘yorulduk’, ikincisi de ‘kurtarın bizi.’ Hakikaten insanlar yorulmuş kamplaşma kutuplaştırmadan rahatsızlar, biz siyasilerden hizmet bekliyorlar, kutuplaştırma değil. Yok şampanya, yok seccade, yok Alevi… Kardeş diyor ben kiramı ödeyemiyorum, ev almak hayal ama cebinde ulaşım parası olsun istiyor.”
İYİ Parti Mamak İlçe Başkanı Ümit Yıldırım ile esnafı ziyaret eden Fakıbaba’ya sokaktaki insanlar hayat pahalılığından ev kiralarının diğer metropoller gibi nasıl ödenemez hale geldiğini anlatıyor.
Son zamlarla emekli maaşının 7 bin 500 liraya çıktığını anlatan bir emekli, “Ben bununla ne yapayım, kiraya mı yeter, pazara mı?” derken, “Daha önce AK Parti’ye oy verdim, ellerim kırılaydı da vermeseydim” serzenişinde bulunuyor.
Ankara, ağırlıklı olarak İç Anadolu’daki seçmen eğilimlerini yansıtan bir kent.
Genel ve yerel seçimlerde oy tercihlerini sandığa farklı yansıtarak, stratejik oy kullanan seçmenin “terör” konusunda ise hassasiyeti yüksek.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Yeşil Sol Parti’nin Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı nedeniyle, Cumhur İttifakı’nın “teröristlerle işbirliği yapıyorlar” söylemi, milliyetçi-muhafazakar seçmende karşılık buluyor.
Fakıbaba ise seçimde son düzlüğe girilirken, artık seçmenin kararını verdiğini düşünüyor ve Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda alacağını savunuyor:
“Bizi HDP ile işbirliği yapmakla suçlayanlar, ‘seçim ikinci tura kalırsa, herkesle görüşebiliriz’ diyor, yani gerekirse HDP ile görüşebileceğini söylüyor. Hükümetin, İmralı’ya bürokrat gönderdiği iddiaları var. Eğer gerçekten böyleyse, Allah ülkemize yardım etsin ve Millet İttifakı ile İYİ Parti’ye oy versin diyorum.”
Ankara için seçim tahminin sorduğumuzda ise “Biz sürpriz yapacağız” diyor.
‘Haymana köye döndü, hepsine basacağım’
Mamak’tan sonra ikinci durağımız, Ankara’nın metropol dışı ilçelerinden Haymana.
Kürt nüfusun ağırlıklı olduğu Haymana, tarım, hayvancılık ve termal turizmi ile biliniyor.
Çankaya gibi birinci bölgede yer alan Haymana, 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüzde 70 destek verirken, Kürt nüfus nedeniyle Selahattin Demirtaş’a da Ankara ortalamasının yaklaşık 7 puan üzerinde, yüzde 9 oy vermiş.
Haymanalılardan en çok duyduğumuz şikayet, “Haymana köye döndü” oluyor.
Ankara’ya göçün çok yoğun olması nedeniyle, kent merkezi de köyler de boşalmış.
Su tesisatçısı Yaşar Taner, “Haymana köye döndü. 368 köyümüz vardı, şimdi 64 köyümüz kaldı. Buraya yatırım yok. Turizm bölgesi burası, hamamlarımız Roma döneminden kalma ama gittikçe köye döndük, nüfus kalmadı. Bitirdiler Haymana’yı. Onun için ben hepsine basacağım oyumu, kimseye oy vermeyeceğim” diyor.
Arkadaşı Abdullah Koç ise “Kılıçdaroğlu kazanır” tahmininde bulunuyor. “Çiftçi olarak traktörümüzü çalıştıramıyoruz, gübre mazot pahalı” diye tepki gösteriyor. Etrafındaki arkadaşları da bu konuda hemfikir:
“Düzen kalmamış, adam caddenin üstünde adam öldürüyor, her şeyi yapabiliyor. Kanun yok ki, düzen kalmamış…”
‘Daha ne yapsın Erdoğan, gelip tarlayı mı eksin’
“Kökten AK Partili” olduğunu söyleyen çiftçi Ekrem Namalan ise arkadaşlarına katılmıyor.
“Her şeyin en iyisini AK Parti yaptı, köprü yaptı, uçağımız yoktu, uçak yaptı. Ben 40 sene İstanbul’da çalıştım, hem rençber hem şoförüm. İstanbul’da yol yoktu, iki kamyon yan yana geçemiyordu, şimdi beş araba geçiyor” diyor.
Devletin çiftçiye verdiği destekleri sayıp, “Daha ne yapsın, bir de gelip tarlayı mı eksin Tayyip Erdoğan” derken, Cumhurbaşkanı’nın bir kez daha seçimi kazanacağını savunuyor.
Kılıçdaroğlu’nu kastederek, “Gelse her şeyi satarlar” sözlerine, çevrede bulunan karşıt görüşlü arkadaşlarından, “Satacak ne kaldı?” itirazları geliyor.
‘Hiçbirine güvenim yok’
Görüştüğümüz insanlar cumhurbaşkanlığı seçiminin “kafa kafaya” olduğu konusunda neredeyse hemfikir ancak Namalan itiraz ediyor, “Müslüman oy vereceği partiyi bilir” derken AKP’yi işaret ediyor.
Sokakta karşılaştığımız kadınlardan birisi “siyaseti hiç sevmem” diyerek, konuyu kapatırken, bir başkası “Çocuğumuzu işe mi alıyorlar, hiçbirine oy vermem, hiçbirine güvenim yok” sözleriyle tepkisini dile getiriyor.
Memur olduğu için ismini vermek istemeyen bir kişi ise “Ben Muharrem İnce’ye vereceğim, ikisine de kızıyorum. Kendim Halk Partiliyim ama oğluma belediyede iş vermediler. İlkokul mezunları girdi, benim üniversite mezunu oğlum girmedi” diyor.
Seçimin “başa baş” olduğunu belirtirken, “İkinci tura kalırsa bakarız, şimdi kızgınım gari” deyip rengini belli etmiyor.
CHP ‘değişime’ oy istiyor
RTÜK üyeliğinden istifa ederek Ankara 1. Bölge'de 3. sıradan milletvekili aday gösterilen Okan Konuralp, sanayici ve esnaf örgütlerini ziyaret ediyor, seçmenden “değişime” oy istiyor.
İki kızıyla birlikte restoranda yemek yiyen bir seçmen, “Ben kararsızım, halktan yana kararsızım” diyor. Kızları “Biz kararlıyız, onu ikna ederiz, Kılıçdaroğlu’na oy vereceğiz” diye konuşuyor. Anneleri ise Konuralp’e “Ben kararsızım ama Z kuşağı da arkanızda” sözleriyle kızlarını işaret ediyor.
Haymana Ticaret Odası Başkanı Ercan Özkan, Mansur Yavaş’ı kastederek, “Başkanımıza sahip çıkın, çok çalışkan, kimseyi kırmamaya çalışıyor, inşallah eli boş olmaz” diyor.
Tarıma verilen destek ve fiyatlardan şimdilik memnun olduklarını ifade ederken, “Ama bundan sonra ne olacak bilemiyoruz” diyor.
Özkan, köylere dönüş için “köy okullarının açılmasını” istiyor.
Kılıçdaroğlu’nun köy okullarının yeniden açılacağı sözlerini anımsatan Okan Konuralp, ülkenin ekonomi, tarım, eğitim alanında sorunlarına dikkat çekiyor ve bunların hayata geçirilmesi için Kılıçdaroğlu’na ve partisine şans verilmesini istiyor:
“Üç yıllık dört yıllık iktidarı devralıyor olsak ‘Onlar da vakit bulamadı, yoksa çözerlerdi’ derdik. Ama yaklaşık 22 yıldır bu ülkeyi yöneten siyasi iktidarın da sorumlusu, yöneticisi olduğu sorunlar birikti. Türkiye’nin temel problemlerini en kısa sürede çözebiliriz Ama 14 Mayıs bittiğinde yine bu ülkede hep birlikte yaşayacağız. Önemli olan kırgınlıklar, kızgınlıklar olmadan ağzımızın tadı bozulmadan yine birbirimizin yüzüne bakıyor olmamız. Kimin hangi partiyi destekleyip desteklememesinden daha önemli olan bu ülkenin vatandaşı olarak huzurumuz bozulmasın. Ama bu kez bize, değişime oy verin.”
DEVA’lı adaylar CHP ve Kılıçdaroğlu için oy istiyor: ‘Birleşe birleşe kazanacağız’
Millet İttifakı’nın en büyük partisi CHP, Ankara’da DEVA Partili adayların yanı sıra, İYİ Parti’ye de listelerinden kontenjan ayırdı.
Aday listeleri açıklandığında, DEVA Partisi Teşkilat Başkanı eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e CHP seçmeninin tepki gösterdiği kamuoyuna yansımıştı.
Ancak 14 Mayıs seçimlerinde son düzlüğe girilirken, seçmenin dikkati daha çok cumhurbaşkanlığı seçimini kimin kazanacağına yoğunlaşmış durumda.
Ankara 2. Bölge adayı DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin’i, Yenimahalle’de CHP ilçe örgütüyle tanışma toplantısında izleme olanağı buluyoruz.
Partisinin üçüncü bölgede aday olmaması nedeniyle Şahin, ikinci bölgede de Kılıçdaroğlu’na destek için çalışma yürüttüğünü anlatıyor.
Aday listelerinin teslimine iki gün süre kalana kadar DEVA Partisi olarak kendi isim ve logolarıyla seçime girme kararlılığında olduklarını anımsatan Şahin, seçmenin talebi ile “ortak liste”yle seçime girdiklerine dikkat çekiyor.
CHP’lilere partisinin neden önce CHP listesinden seçime girdiklerini anlatırken, işbirliğinin seçimle sınırlı kalmayacağına vurgu yapıyor:
“Son iki güne kadar biz kendi ismimizle logomuzla genel başkanımızın adıyla seçime girme kararı verdik. Ama millet öylesine arzulu istekli şekilde altı siyasi partinin birlikte girmesini emretti ki yapabileceğimiz başka bir şey kalmamıştı. Ve hepinizin dilinde çok da yakışan sözle ‘Birleşe birleşe kazanacağız’. Sadece seçim gecesi değil, beş yıl ülkeyi birlikte yöneteceğiz, geçimde de bir ve beraber olacağımıza söz veriyoruz.”
‘Vaatlerinizi tutun’
Yenimahalle’de değişim talebi ağırlıklı olarak kadınlardan geliyor.
Şahin’e, “desteğimiz sizinle, artık bunu değiştirin” diyenler çoğunlukta. Ancak geçmişte AKP’de siyaset yapmaları nedeniyle tepki gösterenler de var. “Çetin cevize çattınız” diyen emekli öğretmen Şerife Hanım bunlardan biri.
“İktidara geldiğinizde vaatlerinizi tutun” diyor.
Başta ekonomi olmak üzere vaatlerini yerine getireceklerini anlatan Şahin, “Ekonomiye can, Ali Babacan” referansını verince Şerife Hanım, “Ali Babacan’a da zaten kızgınlığım var, memleketi bu hale onlar getirdiler” diye çıkışıyor.
“Ben de çetin cevizim” diyen Şahin, “2015’e kadar ekonomide sıkıntı var mıydı, sizi seviyoruz, vaatlerimizi yerine getireceğiz” diyerek ayrılıyor.
Yeşil Sol Parti iki milletvekilini zorlar mı?
Yeşil Sol Parti çatısı altında seçime giren HDP, son iki seçimdir Ankara 1. Bölge'den milletvekili çıkarıyor.
Bu nedenle de sol seçmenin ağırlıklı olduğu 1. Bölge'de oyların bölünmemesi için Türkiye İşçi Partisi liste çıkarmaktan vazgeçti.
Yeşil Sol Parti’nin birinci sıra adayı Emirali Türkmen ilk sırada yer alıyor ve parlamentoya girmesinin sürpriz olmayacağı belirtiliyor.
İkinci sırada ise EMEP kontenjanından aday gösterilen, uzun yıllar KESK içinde sendikal mücadele yürüten Selma Gürkan yer alıyor.
2012-2020 yılları arasında EMEP Genel Başkanlığı görevini üstlenen Gürkan, temel sorunun Türkiye’de olduğu gibi “yoksulluk” olduğunu belirtirken, seçmenin en çok “seçim güvenliği” konusundaki endişelerine dikkat çekiyor.
Gürkan, seçmenin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “iki aday” üzerinden tercih yapacağını, partisinin de ikinci vekilliği zorladığını belirtiyor:
“Sahaya çıktığımız ilk zamanlar, gençlerde bir Muharrem İnce, eğilimi göze çarpıyordu. Ama son dönemde gençlerle yapıtımız görüşmelerde, bu fikrin sönümlendiğini görüyoruz. Çünkü bu yarışın dört adaylı değil, iki adaylı bir yarış olduğunun farkında ve konuşmalarımızda da ikna oluyorlar.
“TİP’in bizim bölgede aday çıkarmamış olması önemli. Çünkü biz Ankara’da ikinci milletvekilliğini zorluyoruz, artık oyu artırmaya çalışıyoruz. Milletvekili sayısını artırmaktan ziyade Emek ve Özgürlük İttifakı’nın politik seçenek olması için de gerekiyor bu. Onun için birinci bölgede TİP ile karşı karşıya gelmedik. Diğer yerlerde de iki ve üçüncü bölgede de arkadaşların karşı karşıya gelmediğini biliyoruz.”
AKP, Oktay ve Bilgin ile oylarını artırma hesabı yapıyor
AKP, 1. Bölge'de MHP’nin kurucu genel başkanı Alparslan Türkeş’in oğlu ve halen Ankara Milletvekili olan Tuğrul Türkeş’i liste başı yaptı. 2018’de Cumhur İttifakı’nın en yüzde 66 ile en yüksek oyu aldığı 2. Bölge'de Çalışma ve Sosyal Gvenlik Bakanı Vedat Bilgin'i, 3. Bölge'de ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ı aday gösterdi.
Oktay’ın adı, Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi ve Cumhur İttifakı'nın Meclis’te çoğunluğu sağlanması halinde TBMM Başkanlığı için geçiyor.
Ankara mitinginde, “milletvekili adayı” kimliği ile kürsüde izleme olanağı bulduğumuz Bilgin, öncelikle Erdoğan için oy istiyor.
Geçmiş seçimlerde, sandıklardan çıkan “EYT’li protestosunu” aşmış olmanın memnuniyetiyle, daha “yapacak işleri” olduğunu belirtiyor:
“Bununla 5 milyona yakın kişiyi kapsayan bir meseleyi çözme fırsatı bulmak, onların emeklilik haklarında düzenleme yapmak çalışanların haklarına duyarlı bir parti olarak bizi mutlu etti. Biz herkesin partisiyiz. Tüm kesimlerin sorunlarını çözecek tek parti biziz.
Önümüzdeki dönemde de yapacağımız birçok iş var. Bu seçimde biz birinci partiyiz ve Cumhurbaşkanı'mız ilk turda seçilecektir. Bundan şüphemiz yok.”
Ankara’da seçim havası, Türkiye’nin genelinin bir özeti gibi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Yeşil Sol Parti desteği avantaj olarak görülse de özellikle “milliyetçi-muhafazakar” seçmenin izleyeceği rota, seçim sonuçlarını belirleyecek görünüyor.
BBC TÜRKÇE