Ankesörde çok "karışık" işler

Bilirkişi raporunu yazan kim çıktı...

Ankesörde çok "karışık" işler


Müyesser Yıldız yazdı...

Ankesörde çok "karışık" işler

Gün geçmiyor ki, özellikle TSK'ya yönelik ankesör operasyonu yapılmasın. Yani “FETÖ” yapılanmasında halen en önemli delil, ankesör kayıtları.

Ancak uygulamada pek çok gariplik yaşanıyor.

Garipliklerin merkezi de bu kayıtların tutulduğu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK).

Örnek olayımıza geçelim.

Binbaşı E. B. ankesörden gözaltına alınır, tutuklanır, ihraç edilir. Hakkındaki iddia, 30 kez ankesörlü/kontörlü telefonlardan aranmış olmaktır. Resmi kayıtlara göre, ardışık aranma yoktur, aramaların 15'i de “Sıfır” saniyedir.

“Sıfır” saniye aramalar için, “Bu da bir şifreli yöntem” denildiğini hatırlatıp, devam edelim.

Eski binbaşının yargılandığı mahkeme, BTK'dan HTS kayıtlarını ister.

Mayıs 2019'da BTK'dan üç yetkilinin imzası ile sanığın GSM HTS kayıtları gönderilir.

Avukatının bu kayıtları incelettiği uzmanlar, aramaların sadece birisinde zaman ve süre tutarlılığı bulunduğunu, iddianamede yer alan GSM HTS'si ile GSM karşı baz HTS'sinin (Ankesörlü telefon operatörü tarafından tutulan kayıt) örtüşmediğini, 15 ayrı “Sıfır” saniye aranmanın da sanığın GSM'inde gözükmediğini bildirir. Sözkonusu farklılıklar konusunda, “Operatör hatası veya ankesörden çıkışı olan aranma GSM'e ulaşamamış” değerlendirmesi yapılır.

Bu çelişkiler Mahkemeye iletilir. Ayrıca Mahkeme de Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin ankesör kararında yer alan kriterler sebebiyle daha geniş bir zaman aralığındaki durumu görmek için bir kez daha BTK'ya yazı yazıp, sabit hatların HTS kayıtlarını talep eder.

HTS'ler Kasım 2019'da gelir. Bu yazıda da Mayıs'taki kayıtları gönderen üç yetkilinin imzası vardır. Yine sadece 1 tek aranmanın zaman/süre bakımından iddianame ve diğer HTS kayıtlarıyla tutarlı olduğu görülür. Gariplik şuradadır; yeni gönderilen listede 15 adet “Sıfır” saniye aranmanın hiçbiri yer almamaktadır.

Mayıs'tan Kasım'a 6 ay içinde aynı kurumdan, aynı kişilerin imzasıyla gönderilen kayıtlarda böylesi değişiklik nasıl olur?

SIFIR SANİYE SIFIRLANIYOR MU

Mahkeme de bunu merak eder ve her iki kaydı bir bilirkişiye inceletir.

Raporunu 15 gün önce Mahkemeye sunan bilirkişi, öncelikle şu tespitlerde bulunur:

“Sanık adına kayıtlı olarak kullanılan ........... nolu GSM hattına ait 3.5.2019 tarihinde gönderilen HTS iletişim (Karşı baz) verisi kayıtlarına göre 10 farklı sabit/ankesörlü hat ile 23 farklı tarihte toplam 31 kez iletişim kaydı bulunmakta iken, 22.11.2019 tarihinde gönderilen HTS iletişim (karşı baz) verisi kayıtlarına göre ise 8 farklı sabit-ankesörlü hat ile 15 farklı tarihte toplam 16 kez iletişim kaydının bulunduğu belirlenmiş olup, 22.11. 2019 tarihinde gönderilen verilerde bulunmayan (Karşı baz) verisi iletişim kayıtları aşağıda sunulmuştur.”

Bilirkişinin, “22.11.2019 tarihinde gönderilen verilerde bulunmayan” dediği, 15 adet “Sıfır” saniyelik aranmalardır.

Peki, bilirkişi bu farklılığı nasıl açıklar? Şöyle:

“BTK tarafından geçilen yeni yazılıma göre, gönderilen HTS iletişim verilerinde, talep yazılarında (0 saniye) süreli başarısız arama kayıtlarına dair ayrıca bir istekte bulunulmaması halinde bu kayıtların gönderilmediği ve bunun sonucunda da daha önceden dosyaya gönderilen kayıtlara göre yapılan tespitler ile yeni gelen kayıtlara göre yapılan tespitlerin birbiriyle uyuşmadığı belirlenmiştir. Dosya kapsamında BTK tarafından gönderilen verilere göre de 3.5.2019 tarihli verilerde (0 saniye) süreli başarısız arama kayıtları bulunmakta iken, 22.11.2019 tarihli verilerde ise bu tür kayıtların gönderilmediği ve bu sebeple her iki verinin aranma sayısı bakımından birbirinden farklı olduğu belirlenmiştir.”

Bu tespitten şunları anlıyoruz:

Birincisi; BTK, yeni yazılım sistemine geçmiş; ki böyle bir şey duyulmadı... İkincisi, talep edilmezse “Sıfır” saniyelik aramalar bildirilmiyormuş. Hani bu aramalar da bir tür “şifreli haberleşme” yöntemiydi? Öyleyse, “Talep edilmesi halinde” denilebilir mi?

Dahası var.

Bilirkişi, “Başarısız arama kayıtları” olarak adlandırdığı “Sıfır” saniye aramalarla ilgili şu değerlendirmeyi yapar:

“İletişim kayıtlarında 0 sn. olarak görünen kayıtlara dair BTK tarafından yapılan açıklamada, bu tip kayıtların bir çağrı girişimi olduğunu ifade ettiği, aranılan kişinin telefonun kapalı olması, ulaşılamaması, sistemlerdeki hata veya yurtdışı aramalarda çağrının aranılan ülke işletmecisine teslim edilememesi nedeniyle ilgili numaraya başarılı bir çağrının başlatılamadığı durumlarda STH (Sabit Telekomünikasyon Hizmetleri) işletmeci sistemi tarafından '0' sn'lik arama girişimi kayıtlarının oluşturulduğunun belirtildiği görülmüştür.”

Bu ifadeler başlı başına “Sıfır” saniye aramalarla ilgili tezin “Sıfırlanması” değil midir?

Kafanız iyice karışacak, ama bilirkişinin “Mükerrer arama kayıtlarına” ilişkin tespitini de aktaralım; “Sabit/ankesörlü telefon hatlarından yapılan bazı arama kayıtlarının, aranılan sabit/ankesörlü hat bilgisi, arama zamanı ve süresi dikkate alındığında mükerrer kayıt olarak gözüktüğü, bunun nedeninin sabit hatlardan yapılan arama esnasında çağrının birden fazla sabit hat santrali üzerinden aktarım yapılarak, aranan kullanıcıya ulaştırıldığından dolayı her bir aktarım için ayrı bir kayıt oluştuğu, bununla birlikte HTS kayıtları düzenlenirken aynı aramanın HTS kaydının birden fazla bölümünde yer verilmesinden kaynaklandığı değerlendirilmiştir” der.

BİLİRKİŞİ KİM Mİ

İşin en can alıcı kısmına gelelim.

Mahkemenin, HTS kayıtlarını incelemek üzere görevlendirdiği bilirkişi kim çıktı dersiniz?

Ankara Bilirkişilik Bölge Kurulu listesinden okuyalım:

Temel uzmanlık alanı: Kriminalistik incelemeler...

Alt uzmanlık alanı: Ses ve görüntü kayıtlarının metin haline dönüştürülmesi...

Mesleği: Zabıt katibi. UYAP teknik ofis sorumlusu...

Yani bir bilgisayar uzmanı veya teknik konularda çalışan bir akademisyen değil, UYAP kayıtlarını metin haline dönüştüren bir zabıt katibi!..

Daha vahimi, Adalet Bakanlığı emrinde çalışan bir memur.

Oysa Ceza Muhakemeleri Kanunu çok açık; Bilirkişinin tarafsız ve bağımsız olması, yani dosyanın tarafı kurumla herhangi bir bağının bulunmaması gerekir.

“En önemli delil” denilen ankesörün mutfağında yaşananlara ilişkin çok çarpıcı bir başka örneği de yarın anlatalım.

Müyesser Yıldız

Odatv.com