Anomi ve Toplumdaki Çöküş: Taha Akyol’un En Vahim Sorun Analizi
Sosyal Değerlerin Çöküşü ve Anomi
Anomi ve Toplumdaki Çöküş: Taha Akyol’un En Vahim Sorun Analizi
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, son köşe yazısında, Türkiye'deki toplumsal çöküşün en ağır örneklerini gözler önüne seriyor. Küçük Narin’in trajik ölümü üzerinden başlayan yazısında, Akyol, suç oranlarının giderek arttığını, toplumsal değerlerin ve normların aşındığını, hukuk sisteminin giderek çöktüğünü çarpıcı verilerle ortaya koyuyor.
Akyol, yazısında "anomi" kavramını ön plana çıkarıyor. Fransız sosyolog Émile Durkheim tarafından literatüre kazandırılan bu kavram, toplumsal kuralların ve normların erozyona uğraması, bireylerin bu kurallara ve ahlaki değerlere uymakta zorlanması anlamına geliyor. Akyol’a göre, Türkiye’deki bu anomi, özellikle yargı sistemindeki cezasızlık, liyakatsizlik ve torpil kültürünün yayılması ile körükleniyor.
Sosyal Değerlerin Çöküşü ve Anomi
Akyol’un işaret ettiği bir diğer önemli nokta, Türkiye’de suç oranlarındaki hızlı artış. 2010 yılında Prof. Ali Çarkoğlu ve Prof. Ersin Kalaycıoğlu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, toplumda kurallara uymayanların oranı yüzde 89’a ulaşmış durumda. Yargı sisteminin işleyişinde yaşanan aksamalar, cezasızlık algısı, kuralsızlıkların toplumun her kesimine yayılmasına neden oluyor. Akyol, bu durumu şu cümlelerle özetliyor: "Yapanın yanına kâr kalacağı düşüncesi, adamını bulunca her şeyin yapılabileceği kanaatinin yaygınlaşması, ‘torpil’in ‘liyakat’i katletmesi… Bunların yaygınlaşması hep anomi sorununu işaret ediyor."
Kadın Cinayetleri ve Çocuk İstismarı
Akyol’un dikkat çektiği en korkunç verilere bakıldığında, 2023 yılında kadın cinayetlerinin 315'e, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların ise 43 bin 458’e yükseldiği görülüyor. Bu istatistikler, yalnızca bir rakamlar bütünü değil, aynı zamanda toplumdaki vicdan, adalet ve insanlık krizinin derinliğini gözler önüne seriyor. Akyol’un belirttiği üzere, çocukların cinsel istismarına yönelik davaların sayısındaki artış, gelecekte toplumun karşı karşıya kalacağı daha büyük sosyal yaralara işaret ediyor.
Geçiş Toplumunda Normsuzluk Krizi
Türkiye’nin yaşadığı sorunlar, Akyol’a göre "geçiş toplumu" olmanın getirdiği karmaşık süreçlerin bir sonucu. Geleneksel değerlerin çözüldüğü, yeni değerlerin ise henüz kökleşmediği bu dönemde, toplum büyük bir "normsuzluk" krizi yaşıyor. Akyol, “ahlaksız dindarlık” kavramını da bu dönemin bir ürünü olarak görüyor. Toplumda dini değerlere olan bağlılık sözde artarken, ahlaki yozlaşmanın aynı hızla yayılması, bu tezatı net bir şekilde ortaya koyuyor.
Siyaset ve Toplumsal Değerlerin Aşınması
Akyol, yazısının sonunda, bu anomi krizini yalnızca iktidara bağlamanın yanlış olacağını, ancak iktidarın toplumu kutuplaştırma ve adalete olan güveni zayıflatma noktasında önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. Yargıya ve adalete olan güvenin sarsılması, toplumu daha da derin bir çöküşe sürüklüyor. Akyol’un ifadesiyle, “Anomi en vahim sorularımızdan biridir, maalesef pek farkında değiliz.”
Taha Akyol’un bu yazısı, Türkiye’nin toplumsal ve hukuki yapısındaki çöküşü ve bunun derinlemesine yansımalarını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Toplumda giderek artan şiddet, suç oranları ve değerler krizinin çözümü için, yalnızca siyasetçilerin değil, toplumun tüm kesimlerinin sorumluluk alması gerektiğini vurguluyor.