‘Antalyalı parti’ hikâyesinin ardındaki gerçekler CHP aşındırılıyor...

“Bu konuda bir şey söylemeden önce Kırgısiztan’da neler olduğunu dikkatle izlemek lazım”

‘Antalyalı parti’ hikâyesinin ardındaki gerçekler CHP aşındırılıyor...




Yalçın Bayer

Yalçın Bayer

‘Antalyalı parti’ hikâyesinin ardındaki gerçekler CHP aşındırılıyor...

Dün iki cümle bahsettiğimiz, adını vermediğimiz‚ ‘Antalya kökenli parti’ hikâyesi bir anda ortalığa düştü. ‘Heyecan’ ötesinde ‘kızgınlık’ da yarattı. İttifakın lokomotifi CHP, nereye gidiyor, ne yapıyor soruları öne çıkmaya başladı.

Peşinen söyleyelim: Kemal Kılıçdaroğlu ittifak konusunda doğru şeyler yapıyor. İYİ Parti ve SP’yi ana gövdeden koparttırmıyor. Yeni partileri kanatları altına almak istiyor.

İktidar ise başka bir yöne gidiyor ama Kılıçdaroğlu, başta rejim olmak üzere partiyi batıdan koparmak istemiyor.

Bir siyasal araştırmacı ile konuşurken, “Bu konuda bir şey söylemeden önce Kırgısiztan’da neler olduğunu dikkatle izlemek lazım” diyor.

Rusya, Suriye’de gücünü ortaya koyuyor; Azerbaycan-Ermeni ilişkilerinde de iki ülkeyi ‘terbiye’ ediyor.

Akdeniz’de ‘bayrak’ sallamamıza karşı bütün güçler karşımıza dikilmek isteniyor.

Kıbrıs’taki başkanlık seçimini Mustafa Akıncı yeniden kazanırsa? Bunun cevabı henüz yok.

CHP’DEN KOPUŞLAR

Asıl vurgulamak istediğimiz, CHP seçmenden küçük kopuşlara dikkat çekmek. ‘Seçmen yapısındaki bu olumsuz kopuşu’ değerlendirmek gerekiyor. Kılıçdaroğlu’nu yakından tanıyanlar diyor ki: “Partide barış yaparak herkesi büyük bir amacın şemsiyesi altında niye toplamıyor?”

İttifaka ödün veriyor gibi görünüyor ama duyarlı kesimin Cumhuriyet ve Atatürk hassasiyeti, temel ilkelerden uzaklaşılıyor gibi bir tablonun ortaya çıkması sorun. Bazı şeyler de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ile olmuyor.

CHP’deki tahribatın farkında olan siyasal araştırmacıların “Kazan kaynıyor” diye alarm mı vermesi lazım!

Parti içi barışın sağlanması gerektiği vurgulanmıyor. Muhalefetin saldırısı ve baskısına direnemiyor. CHP savunulmuyor, aksine parti içinde ağır eleştirilerin tonu daha da artıyor.

CHP aşındırılıyor. CHP savruluyor.

VE HALK PARTİ

İktidar kanadında CHP’nin Kemalist kanadı gıdıklanıyor, ağır eleştiriler yapılıyor. Kemal Bey’in etrafında ‘adam’ kalmadı, nasıl bir genel başkan olduğu sorgulanmaya başladı.

CHP’den yeni bir parti mi doğdurulmak isteniyor? Evet, dışarıda ‘üflenen’lere göre böyle.

Partinin kurucuları olarak Yılmaz Ateş, Mehmet Sevigen, Algan Hacaloğlu, Mustafa Özyürek’in isimleri gündeme getiriliyor. Onur Öymen ve Şahin Mengü’nün adını fısıldayanlar da var.

İsmi ‘Halk Parti’ olacakmış...

En önemlisi, dışarda Baykal’ın bir görüşü ve beyanı geçmiyor.

Muharrem İnce de gelebilir mi?

CHP’nin ‘ağır’ bir abisi “Baykal’ın bir beyanı yoksa bu işin bir ciddiyeti olamaz” diyor.

Özet mi: Bu bir ittifak partisi olabilir, arkasında şimdiden ‘kontenjan’ hesabı vardır.

GÜNÜN SÖZÜ

“KORONAVİRÜSLE mücadelenin kahramanlarından biri de Türk çiftçisidir.”

TZOB Genel Başkanı Şemsi BAYRAKTAR

SOYER’LERE YAPILAN HAKSIZLIK

“BiR gerçeği sunmak istiyorum. İzmir’de bazı internet sitelerinde çıkan ‘Tunç Soyer’in eşi satıyor, İBB Başkanı kocası alıyor’ haberi üzerine bir şeyler yazmak istiyorum. Bu haber doğru değil, yapılan iş öyle değil. Kooperatifçiliği teşvik için yasalar ve mevzuat‚ ‘Kamu kurumları, belediyeler ihtiyaçlarını ihalesiz olarak kooperatifler ve üst birliklerinden satın alabilirler’ hükümlerini getirmiştir.

İBB Başkanı Soyer’in eşi yıllardır Ege-İzmir tarımsal üretim kooperatifleri birliği Köy-Koop’un (Mahmut Türkmenoğlu’nun kurduğu birlik) başkanıdır. Aziz Kocaoğlu döneminden bu yana bu birlik ve ortağı kooperatiflerin ürünlerini İBB direkt ihalesiz satın alır ve kooperatifleri bu yolla destekler. Tunç Soyer döneminde de yapılan budur. Eşten değil, yasal ve doğru olarak doğrudan üreticilerden aracısız satın alma söz konusudur. Suçlamanın tarafı ve taraftarların da avukatı değilim ama gerçeği bilen bir hukukçu olarak bu açıklamayı size iletmek istedim.”  Sabri ERGÜL

MESAJ PANOSU

SÖZCÜ yazarlarına verilen cezalar ve en yüksek yargı ve karar organı olan Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu hakkındaki kararını, 14. Ağır Caza Mahkemesi’nin tanımaması, Türkiye’nin hukuk devleti ve yargı bağımsızlığından nedenli uzak olduğunun çok açık kanıtıdır! Demokrasi ve hukuk devletiyle yönetilen hiçbir ülkede, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmaması görülmemiştir.

Prof. Dr. Hakkı KESKİN
Eski Almanya milletvekili

ALBARTROS PARK MI, REZİDANS MI OLMALI?

BÜYÜKÇEKMECE’de yıllardır Albatros Parkı tartışması sürer gider. Hasan Akgün, “Burası belediyenin mülküdür, ticaret ve konut izni vardır, yapacağız” diyor! Albatros Dayanışması, “Albatros parktır, park olarak kalsın” diyor. Başta CHP milletvekili Dr. Ali Şeker olmak üzere birçok vekil ve bazı CHP’li üyeler park kalsın diye eylem yaptılar, biz de defalarca yazdık. Akgün’ün hedefi olmuştuk.

Son olarak İBB Meclisi’nde, AKP’li Meclis üyelerinin oylarıyla tamamı ‘yeşil alan’ oldu. Ancak 12 Ekim 2020 günü mecliste 56 no’lu gündemde Ekrem İmamoğlu tarafından Albatros Parkı ile ilgili alınan ‘yeşil alan’ kararı veto edildi. Tekrar meclise görüşülmek üzere iade edildi! CHP milletvekili Dr. Ali Şeker’in bu işin ortaya çıkarılmasında çok emeği olduğu bilinir. Bugüne kadar bir tweet’ini görmedik, atar mı?

Acaba şu an CHP’li seçilmiş meclis üyelerinin hangileri ‘kapı arkaları’nda günah çıkarıyor?

Belediyeden bir okurumuz “30 bin dönümlük arazinin park mı, rezidans mı olması konusunda Akgün’ün bir anket yaptırmasını” önerdi... Bize göre,dikkate alınırsa Büyükçekmece’de son görev döneminde başkanlığını taçlandırır Akgün.

BELTUR’DA ‘KORUMACILIK’ OLAMAZ

İBB’ye bağlı BELTUR için atamalardaki rahatsızlıkları yazdık. Büyükşehir de ‘yumuşak’ şekilde bir açıklama yaptı. Bu tür açıklamaların arkası ‘patlar’, dikkat etmek gerekir. Karşı taraf hemen ‘gerçeği’ anlatır.

Görevden alınan eski BELTUR Genel Müdürü Güçlü Şeneler, İBB Perakende Grubu İştirakler AŞ’ye ‘danışman’ olarak atandı. Görevden alınan, yani tenzil-i rütbe edilen bir kişi, makam aracı kullanabilir mi? İBB kulislerinde konuşulanlara göre Şeneler’in elinde bazı belgeler bulunduğu ve bu yüzden ilişiğinin kesilmesinin ‘kolay’ olmadığı söyleniyor.

Şuna da dikkat çekelim: BELTUR’daki yolsuzlukların ortaya çıkmasını sağlayan insan kaynakları müdürü Mısra Pişkin’e istifa etmesi yönünde üst yönetimden büyük baskı yapılıyormuş. Ne zamandan beri CHP’nin yönettiği İBB’de yolsuzlukların ortaya çıkmasını sağlayarak kamunun parasını koruyan müdürlere “İstifa et” baskısı yapılıyor?

Ekrem İmamoğlu’nun konuyla ilgili bilgilendirildiği biliniyor, nasıl bir tavır takınacağı da merak konusu olmuş.

Biz uyaralım, aman dikkat diye. ‘Acemiler tayfası’ işi kapatmaya çalışırken, İSKİ benzeri skandallara yol açılırsa mahcup olunmaz mı?

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yalcin-bayer/antalyali-parti-hikayesinin-ardindaki-gercekler-chp-asindiriliyor-41637454

YALÇIN BAYER / HÜRRİYET