AP Türkiye Raportörü: “İnsan hakları AYM’nin koruması altında olmalı”
“Cumartesi Anneleri'nin temel amacı kaybedilen sevdiklerinin akıbetini sormak”
AP Türkiye Raportörü: “İnsan hakları AYM’nin koruması altında olmalı”
İSTANBUL —
Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’ndaki 975. hafta buluşmasına Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor gözlemci olarak katıldı.
Amor, Cumartesi Anneleri’nin açıklamasını dinledikten sonra İnsan Hakları Derneği’nde yaptığı basın açıklamasında, değerlendirmelerde bulundu.
Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’ni hedef alan hareketinin, yargının içinde olduğu uyuşmazlığın göstergesi olduğunu ifade eden Amor, bu tarz tartışmaların bir ülkenin imajı için yaralayıcı olduğunu söyledi.
Amor, “Yargıtay'ın akıl almaz kararı, Anayasa Mahkemesi’ni hedef göstermesi ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, Türkiye'de yargının içinde bulunduğu sorunun ve uyuşmazlığın bambaşka bir göstergesi. Türkiye, insan haklarının polis memurlarının elinde olduğu, AYM'de olmadığı sürece saygı görmeyecek bir ülke olarak anılacak" dedi.
“Cumartesi Anneleri'nin temel amacı kaybedilen sevdiklerinin akıbetini sormak”
Cumartesi Anneleri’nin anayasal haklarını kullandığına dikkat çeken Armor, sözlerine şöyle devam etti: “Cumartesi Anneleri anayasal haklarını kullanmak için oradalardı. Anayasa'nın ilgili maddesi her Türkiye vatandaşının daha önceden izin almadan gösteri yapma hakkını garanti altına alıyor bu doğru. Fakat Cumartesi Anneleri'nin varoluş amacı, barışçıl toplantı yapsalar da gösteri yapmak değil. Cumartesi Anneleri'nin temel amacı, kaybedilen sevdiklerinin akıbetini sormak, adalet istemek ve sevdiklerini kaybedenlerin yargı önüne çıkması gerektiğini dile getirmek”
Barışçıl toplanma hakkıyla ilgili bugün ‘nispeten daha normal şartların yaratılmasını’ takdirle karşıladığını belirten Amor, bunda yeni İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın etkisi olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Benim ziyaretim yeni şartlar altında gerçekleşti. Nispeten normal şartların yaratılmasını memnuniyetle karşılıyorum. Yeni şartların yaratılmasında İçişleri Bakanı'nın katkısının olduğunu, pozitif bir şey olduğunu kabul ediyorum. Barışçıl toplanma hakkı deyince de tabii ki bu örnek üzerinden AYM açık bir şekilde dile getirildi. Türkiye vatandaşlarının temel haklarını kullanmaları için AYM’nin aldığı bu olumlu kararları da övgüyle karşılıyorum. Ama tabii ki AYM'nin mülki idareye verdiği doğrudan talimat ve emre rağmen kararlarının uygulanmadığı ortada.”
Okuduğu raporlardan bir örnek veren Amor, “Cumartesi Anneleri meydana çıkmaya çalışırken bir polis memurunun AYM kararlarını artık tanımayarak, 'Artık idare poliste' dediğine de ne yazık ki tanık oldum. Bu durumda sormak istiyorum haklarınızı kim koruyor? Yargınız mı, mahkemeleriniz mi yoksa AYM kararlarını açıkça ihlal eden her bir polis mi? Tabii burada sizin de bir toplum olarak hepinizin 'Benim haklarım kimin garantisi altında? Beyoğlu Kaymakamı, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü, Beyoğlu’nun idare amirleri mi benim anayasal haklarımın üzerinde yoksa AYM'nin verdiği kararlarla garanti altına alınan haklar mı daha üstün' sorusunu sormasını istiyorum. Türkiye, haklarınızın polis memurlarının elinde olduğu bir ülke olarak görüldüğü sürece, AYM'nin koruması altında olmadığı bir ülke olarak görüldüğü sürece asla saygı duyulmayacak bir ülke olarak anılacak” dedi.
VOA