Arap İmam dünyaya Koronavirüs mesajı verirken Diyanet İşleri Başkanı nerede?

"Diyanet İşleri Başkanı Erbaş koronavirüse yakalananların şifa bulması için dua edecek"

Arap İmam dünyaya  Koronavirüs mesajı verirken Diyanet İşleri Başkanı nerede?




Arap İmam dünyaya  Koronavirüs mesajı verirken Diyanet İşleri Başkanı nerede?

"Diyanet İşleri Başkanı Erbaş koronavirüse yakalananların şifa bulması için dua edecek" haberini okuduğumda şaka yapıyorlar sandım.

Hala da şaka diye düşünüyorum. 

İşte o haber: 

"Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, koronavirüs hastalarının şifa bulması için yatsı ezanının ardından Kocatepe Camisi'nin hoparlörlerinden dua edecek."

Bu habere ilk tepki İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray’dan geldi. Diyanet İşleri Başkanı dua edecekse neden Kocatepe Camii’ne gidiyor? Bulunduğu yerden Allah’a dua edemiyor mu, bu yapılan bidat’tır dedi.

Biz din adamı değiliz ama duru ve saf Anadolu Müslümanıyız. Aytun Çıray da öyle.

Ben Diyanet İşleri Başkanı’nın dua etmek için mekan seçmesine karışmam. İstediği yerde edebilir. İslam tarihinde Hz. Peygamberin  Hira dağına giderek orada ibadet ve dua ettiği anlatılıyor.

Belki Kocatepe Camisi’nde daha iyi konsantre olacaktır!

Aslında esas konu Diyanet İşleri Başkanı’nın dua edeceğini duyurması ve medyatik  mesaj vermesi. İnsanlara dua etme subliminal mesajını vermesi.

Bunu da kabul ederim. 

Bilindiği gibi  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan olarak anılmaya başladığı günden itibaren Diyanet İşleri Başkanlığı’na da yeni bir statü vermek istedi. O istedi ama Diyanet o yükün altına girmedi, giremedi. 

Türkiye’de halkın çeşitli arayışlara girmesinin nedeni de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yetersizliği, dini lider statüsünün olmayışı.

Diyanet işleri Başkanı bir tür “Ruhani Lider” makamına oturamıyor. Bırakın dünya müslümanlarını etkilemeyi, Türkiye’deki müslümanları bile etkileyemiyor.

Böyle bir yapının “Ruhani Lider” olarak görev alması, Başkan Erdoğan’ın  hayalindeki "İslam Alemi’nin Ruhani Lideri" Statüsünü tüm dünyaya hissettirmesi mümkün değil..

Böyle bir dönemde Diyanet İşleri Başkanı ortada yok.

1 - Kur’an-ı Kerim’i mealinden okuyacak kadar İslami bilgisi olanlar bilir ki, Kur’an’da bir Nuh tufanı var. 

2 - Hz. Yusuf döneminde yaşayanan kuraklık ve kıtlık var.

3 - Dünya saltanatı ile gurur ve kibire sürüklenen Nemrud ve halkının toz bulutu halinde inen sineklerle son bulan helakı var.

4 - Hz. Nuh’un torunlarından olan Ad kavmi var. Onlar da kuraklık ve rüzgarla helak oldu.

5 - Ad kavminin sağlam ev ve bina yapamadığını söyleyen ve kayalar üzerine görkemli saraylar inşa eden Semud kavmi var. Onlar da şiddetli sarsıntı, ses ve yıldırımla helak oldu.

6 - Kadınları bırakıp erkeklerle cinsel ilişkiye giren Lut kavmi var. Onlar da  üzerlerine yağan balçık ve taşlarla helak edildi.

 

 

Diyanet İşleri Başkanı Kur’an’ı Kerim’deki bu mesajları alıp, tüm dünyaya ilahi mesaj  olarak verebilir, İslam Alemi’nin Ruhani Lideri  makamına oturabilirdi.

Kur’an’ın evrensel mesajlarını dünyaya duyurabilirdi.

Tüm dünyayı kasıp kavuran Koronavirüs salgını Kur’an-ı Kerim’deki kavimlerin yaşadığı felaketlere benzemiyor mu?
Koronavirüs, tüm dünya halklarının aynı anda yaşadığı bir ibret  hadisesi değil mi?

Diyanet İşleri Başkanı bu vesileyle, Filistin’de, Suriye’de, Arakan’da, Afrika’da, Keşmir’de, Irak’ta, Kırım’da vs. dünyanın dört bir köşesinde yaşanan haksızlıklara, zulümlere, tecavüzlere, mültecilere kapılarını kapatan dünya halklarına, develeri helikopterlerden otomatik silahlarla ateş açarak  öldüren ülkelere, açlıktan ve fakirlikten ölen milyonlara vurgu yaparak dünyayı tevbeye ve adalete davet edemez mi?

Diyanet İşleri Başkanı, neden “hak ve hukuka” vurgu yapmıyor. Küresel anlamda kardeşlik ve barış mesajları vermiyor?

Ben bir gazeteci olarak Diyanet İşleri Başkanı’ndan bunları beklerdim. Hala da beklerim!

İnternette Kabe İmamı gözyaşları içinde halka vaz ediyor.

Diyor ki, “Biz ne yaptık ta Allah bizi kendi evinden kovdu. Tüm dünyadaki camiler, ibadet haneler kapandı". 

"Biz ne yaptık ki?

Allah bizi mescitlerden kovdu?

Ne yaptıkta Allah bizlere Peygamber mescidini kapattı. 
Biz ne yaptık ki, Allah bizleri Mescidi Haram’dan kovdu?


Söyleyin Ey İnsanlar…

Allah bizi kendi evinden kovdu.

Gelin de aynaya kendi yüzlerimize bakalım.

Korona’dan önce hak yiyenler biz değil miydik?

Biz değil miydik, Korona’dan evvel bankalarda faiz kuyruğuna girenler.

Bugün mescitler kapandığı için sızlanıp,  ağlıyoruz. 

Çünkü Allah’ın evlerinin kapıları yüzlerimize kapanmıştır.

Çünkü bu virüsten evvel aramızda kin virüsü vardı. Haksızlık virüsü vardı. İhanet ve aldatma virüsü vardı. Günahkarlık virüsü vardı. 


Korona bitecek. Sonra biz eski halimize geri döneceğiz. 

Bizler şairin dediği gibi Allah’a denizin ortasında gemimizi karaya çıkarsın diye dua ediyoruz. Karaya varınca da isyan ediyoruz."

Arap bir imamın verdiği o mesajı,  Diyanet İşleri Başkanı verebilseydi. Daha anlamlı olmaz mıydı?

 

 

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]