Askeri operasyonun yumuşak karnı: Kürt özerk bölgesi
Ankara’nın en büyük endişesi "Türk-Kürt çatışması büyüyecek" algısının yayılması.
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda yürüttüğü harekatın yumuşak karnını Kürtlerin ilan ettiği özerk yönetim bölgeleri oluşturuyor. Ankara’nın en büyük endişesi "Türk-Kürt çatışması büyüyecek" algısının yayılması.
Haseke'de harekat protesto edildi
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine hava operasyonunun ardından başlattığı kara operasyonunun ne kadar süreceğine ilişkin Ankara’da meraklı bekleyiş sürüyor. Milli Savunma Bakanlığı, operasyonun "sınırdaki terör tehdidi yok olana dek süreceği" konusunda düzenli açıklama yaparken, Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı operasyona uluslararası destek sağlamak için yoğun diplomasi trafiği yürütüyor.
DW Türkçe’ye bilgi veren Türk Dışişleri yetkilileri, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile İstanbul’da yapılacak resmi temasların ana gündemini de, Ankara’nın Barış Pınarı operasyonu için uluslararası desteğin nasıl sağlanabileceğine ilişkin değerlendirmelerin oluşturacağını söylüyor. Operasyonda "orantı isteyen” NATO’nun, Ankara’ya "tez zamanda Suriye’den çıkın" mesajını ilettiğini belirten aynı yetkililer, operasyonun tamamlanmasının uluslararası desteğin kısa sürede sağlanmasıyla doğru orantılı olduğunu belirtiyor.
Ankara’da; operasyona ilişkin en net bilgilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 Kasım’da Washington’da ABD Başkanı Donald Trump’la yapacağı görüşmede ortaya çıkacağı beklentisi hakim.
Türkiye'nin operasyon düzenlediği bölge; Suriye'nin kuzeyinde, Fırat Nehri'nin doğusunda kalan bölgeyi içine alıyor. Bu bölge; Kürt güçlerinin kontrolünde olduğu için Ankara’nın Barış Pınarı harekatında en çok Kürt grupların Esad ordusuna katılıp Türkiye’ye karşı tavır alması durumunda ne yapacağı sorgulanıyor.
Bölgeyi askeri olarak kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ana gövdesini Kürtlerin kurduğu Demokratik Birlik Partisi (PYD) oluşturuyor. Türkiye ise ABD başta olmak üzere batılı güçlerin IŞİD’e karşı sahadaki en önemli müttefiki olan SDG'yi, PKK’nın uzantısı ve ‘terör örgütü’ olarak tanımlıyor.
Ankara’nın harekatta ne kadar derinliğe gidebileceği bu noktada kritik önemde. Çünkü Türkiye’nin operasyon düzenlediği alan aynı zamanda Suriye’deki iç savaşın başında Kürtler tarafından özerklik ilan edilen bölgeyi de kapsıyor.
Harekat Kürtlerin özerklik ilan ettiği bölgeyi de kapsıyor
"En büyük sorun IŞİD"
Ankara’daki askeri yetkililer, hava harekatıyla başlayan operasyonda ilk aşamada Fırat’ın doğusuna işaret eden Türkiye-Suriye sınırının Tel Abyad ile ResulAyn arasındaki 120 kilometrelik alanın hedef alındığını söylüyor.
Ankara’nın planlamasında 120 kilometrelik sınır hattı boyunca 15-20 kilometrelik derinliğe inildikten sonra sınır hattındaki operasyonların genişletilmesi var. Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri, 480 kilometrelik sınır hattında 30-35 kilometrelik derinliğe de inilmesinin hedeflendiğine vurgu yapıyor.
Bu hedefin nasıl gerçekleşeceğine ilişkin de kamuoyuna en net açıklamaların 13 Kasım’da Washington’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında gerçekleşmesi beklenen görüşmeden sonra yapılması planlanıyor.
"PYD’yle şehir çatışması yaşanacak"
Türk ordusunun bu görüşmeye kadar PYD’yi içine almış bir Suriye ordusu ile sıcak çatışma yaşayıp yaşamayacağı merak konusu.
Emekli korgeneral Erdoğan Karakuş, DW Türkçe’ye bu konuda değerlendirmelerde bulunurken Esad ordusunun PYD ile ortak hareket etmeyeceğini öngörüyor. Esad’ın PYD’yi tehdit olarak gördüğünü daha önce açıkladığını hatırlatan Karakuş, “Hava harekatını izleyen kara harekatı kapsamında PYD’yle şehir çatışması yaşanacak. Türk askeri şehirlerin etrafını kuşatacak. Bu konuda da deneyimli. Sivillerin korunacağını herkesin bilmesi gerek” diyor.
Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarındaki deneyimlerinin sıcak çatışma durumunda PKK liderlerinin çatışmanın gerisinde durduğunu gösterdiğini anlatan Karakuş, “Çatışma büyüdüğünde de kaçıyorlar. Gene öyle yapacaklar” öngörüsünde bulunuyor.
"PKK tehdidi ötelenecek, o kadar"
Stratejist emekli tümgeneral Armağan Kuloğlu ise Türkiye’nin ABD Başkanı Trump’tan gelen açıklamalara güvenmemesi gerektiğini söylüyor. "Kürt gruplar ve PKK geri çekilse, kaçsa, Türk ordusu 30 kilometre derinliğe inse ne olacak? PKK orada varlığını yine sürdürecek" diyen Kuloğlu, Türkiye’nin PKK’yla mücadelede ABD’den bağımsız strateji geliştirmesi gerektiğini düşünüyor.
ABD’nin Kürtlere destek vermekten asla vazgeçmeyeceğini söyleyen Kuloğlu, Erdoğan’ın Barış Pınarı Harekatı'nda kalıcı zafer elde etmek için Trump’la yapacağı görüşmede “Kürtlere destek kesilecek” garantisi alması gerektiğini savunuyor. Kuloğlu, aksi durumda PKK tehdidinin sadece öteleneceğini söylüyor.
Kentlerden binlerce sivilin kaçtığı bildiriliyor
Kuloğlu, Barış Pınarı Harekatı'nın ne kadar süreceğinin PKK’nın direncine bağlı olacağını anlatırken, “Şimdi Tel Abyad ile Resulayn bölgesine odaklanılmış durumda. Sınırda aşamalı bir ilerleyiş olacağı anlaşılıyor. PKK direnirse operasyon uzayabilir. Kaçarsa daha kısa sürer” diyor.
"Türk-Kürt çatışması olmayacak"
Ankara’daki askeri yetkililer, Fırat’ın doğusuna operasyon için kapsamlı planlamaların yapıldığına dikkat çekerken, "Türk-Kürt çatışması yaratılıyor” algısının kırılacağına, Türkiye’nin hedefinin sadece terör unsurları olacağına vurgu yapıyor. Bölge ile ilgili şu bilgiler dikkat çekiyor:
Fırat'ın doğusunu oluşturan bölge, Suriyeli Kürtler için kritik önemde. Suriyeli Kürtler, 2012’de özerklik ilan etti. 2018’de de Rojava olarak bilinen bölgede Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kuruldu. Bu özerk yönetimin kapsadığı alanlar içinde Afrin, Fırat, Cezire, Menbic, Rakka, Tabka ve Deyrizzor yer alıyor ve bunların önemli bir bölümü Fırat Nehri'nin doğusunda bulunuyor.
Bu bölgelerden Afrin'i Türkiye, mevcut durumda kendisine bağlı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçleri ile birlikte kontrol altında tutuyor.
Bu nedenle, Türkiye'nin operasyonunun, Kürtlerin ilan etmiş olduğu özerk yönetim bölgelerinin önemli kısmını doğrudan etkileyeceği hesaplanıyor.
Özellikle etkilenecek yerler Fırat bölgesi içinde yer alan Kobani ve Tel Abyad, Cezire kantonu içindeki Haseke, Serekaniye ile Türkiye'nin Irak sınırına doğru ilerlemesi halinde Kamışlı ve Derik bölgeleri olarak sıralanıyor.
Türkiye, bugüne kadar Suriye'ye yönelik kapsamlı iki sınır ötesi operasyon düzenledi.
Türkiye Ağustos 2016'da başladığı Fırat Kalkanı operasyonuyla, sınırın Suriye tarafında, Cerablus ile Azez arasındaki hatta IŞİD'in kontrolüne son vererek, buraya asker ve kendisine bağlı Özgür Suriye Ordusu'nun güçlerini yerleştirdi.
Ocak 2018'de düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı ile de Afrin alındı ve sınırın İdlib'e kadar olan kesiminde kontrol sağlandı. Ankara, bütün operasyonlarında amacın “Terör unsurlarını temizleyerek sınırları güvenceye almak ve mültecilerin güvenli bir şekilde dönüşünü sağlamak" olduğunu söylüyor.
Hilal Köylü / Ankara
Deutsche Welle Türkçe