Aslanoğlu: Kanal İstanbul Rusya için cazip bir alternatif

"Rusya Asya’ya olan arzını artırabilecek."

Aslanoğlu: Kanal İstanbul Rusya için cazip bir alternatif


Yükselen pazar Asya Pasifik, Rusya için önemli. Enerji uzmanı Volkan Arslanoğlu'na göre Kanal İstanbul bu konuda Rusya için cazip bir seçenek olabilir: "Kanal İstanbul, daha büyük tankerlerin geçeceği bir düzenlemeye müsaade ederse, Rusya Asya’ya olan arzını artırabilecek."

ANKARA – Küresel ve ulusal düzeyde en fazla konuşulan konuların başında enerji geliyor. Dünyanın en büyük petrol şirketi Suudi Arabistan Aramco borsaya açılırken, ABD’nin petrol üretim kapasitesi dikkat çekici boyutlara ulaştı. Öyle ki bazı uzmanlar ABD’yi geleceğin Suudi Arabistan’ı olarak görmeye başladı. Öte yandan daha önce yan yana görmeye alışkın olunmayan Rusya ve Suudi Arabistan, OPEC+ şemsiyesi altında petrol fiyatlarının seyri için güçlerini birleştirdi. Siyasi krizler, drone saldırıları günümüzde petrol fiyatlarının yönüne etki ediyor. OPEC+ çatısı altında bir araya gelen Rusya ve Suudi Arabistan yükselen piyasa Asya Pasifik’te pazar paylarını korumak için gizli bir rekabet içinde.

Aramco neden piyasaya açıldı? Londra ve New York gibi küresel borsalar yerine neden ulusal borsayı tercih etti? Rusya ile Körfez ülkeleri arasında neler oluyor? Geleceğin ihracatçısı ABD mi olacak? Kanal İstanbul Rusya için neden cazip bir seçenek? Bu soruları enerji uzmanı Volkan Aslanoğlu’na sorduk.

Suudi Arabistan dünyadaki en önemli üreticilerden. Sahip olduğu enerji şirketi de çok değerli. Aramco kısa süre önce piyasaya açıldı. Suudi Arabistan’da bu adımı neden attı?

Suudi Arabistan’ın Aramco’yu borsaya açması uzun süredir gündemdeydi. Genel olarak beklenen şirketin Londra veya New York’ta borsaya açılmasıydı, ancak kendi borsalarında açmayı tercih ettiler. Bunun yanında yüzde 5’i değil, sadece yüzde 1.5’i açıldı. İki trilyon değerlendirmeyle gelir elde etmek istiyorlardı.

PETROL PİYASASINDA GİZLİLİK VE SPEKÜLASYON ESASTIR

Neden böyle oldu?

Petrol ve doğal gaz piyasasının dinamikleriyle alakalı. Bu piyasada gizlilik ve spekülasyon esastır. Yani siz hiçbir zaman bir ülkenin sahalarına dönük verileri elde edemezsiniz. Edindiğinizi zannedersiniz, ancak işin doğrusu her zaman gerçeği olduğu gibi sizinle paylaşmazlar. İki trilyon dolar değerleme üzerinden 100 milyar dolar gelir elde etmek istiyorlar.

Neden verilerini olduğu gibi paylaşmıyorlar?

Araştırma sürecinde sismik ve ön değerlendi bir hayli pahalı kalemler. Bunun yanında piyasada spekülasyon da işlevsel olarak kullanılabiliyor. Biraz da bundan faydalanma ihtiyacı var.

ARAMCO GİZLİLİĞE ÖNEM VERDİĞİ İÇİN LONDRA VE NEW YORK’TA HALKA ARZ EDİLMEDİ

O zaman Aramco da benzer bir strateji izliyor diyebilir miyiz?

Aramco bu konuda ustalaşmış şirketlerden. Zaten dünya arz güvenliğini de sağlayan firma. Londra veya New York’a açılacağı iddiası gündeme geldiğinde, aklımıza takılan gizliliğe bu kadar önem veren bir firmanın bu kadar bilgiyi nasıl paylaşacağıydı.

Bildiğim kadarıyla 500-600 sayfalık bir belge yayınladılar bu konuda. Bu tatmin edici değil miydi?

Belge incelendiğinde ilk bakışta çok şey anlatıyor gibi, ancak detaylı bir gözle baktığınızda aslında bir şey anlatmıyor.

Bu belgeyle yatırımcıyı ikna etmeleri zora mı girdi yani?

Yani kendileriyle ilgili fazla bilgi paylaşmaları gerekiyordu. Bundan kaçındılar. Yatırımcıyı ikna etmekten öte, Aramco kendisini bu kadar dışarı açmak istemedi.

Volkan Aslanoğlu: Artık Suudi Arabistan ve Rusya petrol fiyatlarını belirliyor

SUUDİ ARABİSTAN YABANCI YATIRIM ÇEKMEK İSTİYOR

Öte yandan Muhammed bin Salman dönemiyle beraber, veliaht olsa da, Suudi Arabistan’da bir şeyler değişmeye başladı. Toplumsal alanda olduğu gibi ekonomide de yabancı yatırımı çekmeye dönük strateji hayata geçirildi. Burada Aramco biraz çelişkili durmuyor mu?

Muhammed bin Salman, yabancı yatırımcı çekmek için uğraşıyor. Nitekim 2030 vizyonu da bunu destekliyor. Çölün Davos’u toplantısıyla Suudi Arabistan’a hiç olmadığı kadar yabancı yatırım akması sağlandı. Bununla beraber, Aramco’yu küresel piyasalara açmak demek, bilgi paylaşımının aşırıya kaçmasıydı. Bu nedenle kontrolü korumak adına bundan kaçındılar.

Ancak daha önce söylendiği gibi yüzde 5’i değil, yüzde 1.5’ini açtılar. Neden böyle oldu?

Evet önce yüzde 5 denildi. Ancak bu yüzde 5’lik oranı toplayamasaydı firmanın prestijine zarar gelecekti. Bu oran yerine toplanması daha kolay olan yüzde 1.5 açıldı. Nitekim böylece 2 trilyon dolarlık değere ulaştılar. Zaten içeride kimin aldığının önemi yok, belki prensler aldı, belki firma kendisi aldı dağıttı. Bunun bilmiyoruz, ancak New York borsasında açılsaydı bu bilgileri paylaşacaktı. Ancak prestijini korudu. Netice şu an Aramco halka arz edilen dünyanın en büyük enerji şirketi diyoruz.

ARAMCO ENERJİ FİRMALARI HALA DEĞERLİ DEDİ

Aramco neden 2019’da halka açıldı?

Bunun nedeni, teknoloji ve internet firmaları dikkat çeken şekilde yükseldikleri için petrol şirketleri ikinci planda kaldı. Aramco’nun böylesi bir hamleyle hala enerji firmalarının değerli olduğunu göstermesi gerekiyordu. Öyle de oldu. “Amazon, Microsoft gibi firmalar çok değerli ama petrol firmaları da hala aynı değeri koruyor” denildi. Ayrıca yarın başka bir firma açılırsa ona da katkı sundu. Aynı zamanda Suudi 2030 vizyonuna paralel bir hamlede bulundu.

Suudi Arabistan 2016’da Rusya’yla bir araya geldi ve karşımıza OPEC+ diye bir formül çıktı. OPEC+ petrol için ne söylüyor?

OPEC+ dünyadaki yapıların bozulmasının örneklerinden. Örneğin AB, ticaret anlaşmaları değişti. Bu dalga bir şekilde OPEC’e de yansıdı.

Rusya açıkçası biraz çok ciddi bir petrol üreticisi. Kaya petrolü devrimini gözetirsek dünyada 10 milyon varil üstünde üretim yapan Rusya, Suudi Arabistan ve ABD var. Petrol fiyatları üzerinde tek söz sahibi Suudi Arabistan’dı. Riyad istediği şekilde fiyatları yüzde 20 aşağı veya yukarı çekecek esnekliğe sahip. Rusya, OPEC+ sayesinde bu güce ortak oldu. Artık Suudi Arabistan ve Rusya petrol fiyatlarını belirliyor.

ABD’NİN PETROL ÜRETİMİ SUUDİ ARABİSTAN’INKİ KADAR ESNEK DEĞİL

ABD’nin üretimi gözetildiğinde Suudi Arabistan ve OPEC fiyatları belirleyebiliyor mu?

ABD’nin ciddi bir üretimi var, bu doğru. Ancak ABD’nin üretim esnekliği Suudi Arabistan kadar değil. Yani üretimde esnek davranamıyor. Suudi Arabistan’ın birçok dev sahası var, saha özellikleri sayesinde, çok farklı tipte petrolü olduğu için de bu gücü var. Bu noktada isterse üretimi kısabilir, artırabilir. Kendini zorlarsa 11 milyon varile kadar ham petrol üretebiliyor. Pek çok üreticinin böyle bir imkânı yok.

Suudi Arabistan’a sanırım bu esnekliğinden dolayı swing üretici deniyor?

Bu terim zaten Suudi Arabistan için çıkarıldı. Riyad, 1990’daki Körfez Savaşı’nda 90 gün içerisinde 5.4 milyon varillik üretimi 8 milyon varile çıkardı. Yani üretimini artırabiliyor. 1990’da bu yaptığı, bu dünyayı büyük bir ekonomik buhrandan korudu. Bu nedenle arz konusunda bu kadar güvenilir.

‘ABD EN BÜYÜK İHRACATÇI OLACAK’ İDDİASI MANİPÜLASYON

Suudi Arabistan böylesine bir gücü elinde tutarken, kaya petrolü devrimiyle ABD’nin petrol ihracatına başladığı ve bu gücü Suudi Arabistan’dan alacağı iddia ediliyor. Bu ne kadar doğru?

ABD dünyada en fazla üretim yapan ilk üç ülkeden biri. Ancak petrolde hala dışa bağımlı. Ben bu tür iddiaları manipülatif buluyorum. Şöyle; örneğin ABD petrol ihraç ediyor deniliyor, ancak aynı ABD’nin petrol ürünü ithal ettiği söylenmiyor. Burada önemli olan ham petrol ile petrol ürünü dengesi. Basitleştirerek anlatırsak bu şunun gibi buğday ihraç ediyorsunuz, ancak ekmek ithal ediyorsunuz. Bu da ihraç ettiğiniz buğdayı ekmek olarak ithal ediyorsanız çok anlamı yok.

Suudi Arabistan ile Rusya için petrol ekonomileri için çok önemli. OPEC+ çatısı altında işbirliği yapıyorlar. Ancak bu formül Rusya’nın Körfez ile ilişkilerini olumlu yönde etkilemedi mi?

Rusya Körfez bölgesinde OPEC ve OPEC+ araç olarak kullanarak bu ülkelerle olan ilişkilerini geliştiriyor. Açıkçası Kuveyt, BAE ve Umman gibi ülkeler biraz Suudi Arabistan’a bağlılar. Suudi Arabistan’ı takip ediyorlar. Suudi Arabistan ile olan ilişkiler Körfez ile olan ilişkiler anlamına geliyor.

Rusya’dan devam edersek Asya Pasifik yükselen bir pazar. Üreticiler de burada rekabet ediyor. Rusya için de Asya Pasifik önemli. Rusya bu pazarda etkili olabilir mi?

Petrol tüketimindeki öngörülerde önemli olan Çin ve Hindistan. Avrupa karbonsuz ekonomiye yöneliyor. Rusya da sanayiyle alakalı pazara yöneliyor. Hürmüz’ün bu kadar değerli olmasının nedeni de bu. Buradan çıkan petrol tankerleri Asya’ya gidiyor. Hürmüz ilgili her problem olduğunda “petrol 100 dolar mı olacak” çıkışında Asya’nın talebi etkili. Burada Suudi Arabistan’ın payı yüksek. Bunu ikame edebilecek iki ülke var: Rusya ve İran. İran yaptırımlara takılıyor. Dahası yaptırımlar kalksa bile İran sahalarının belli bir kondisyona ulaşması gerekiyor.

Rusya içinse üç senaryo var. İlk olarak Çin’e giden petrol hattının kapasitesini iki katına çıkarma. İkincisi, buzulların erimesiyle Arktik Ticaret Yolu, normalde üç ay aktif kullanıldığı senaryodan dört ay aktife geçerse Rusya buradan daha fazla petrol aktaracak. Asya’ya arzı artacak. Üçüncü senaryo Kanal İstanbul.

RUSYA’NIN ASYA’YA PETROL İHRACATI İÇİN KANAL İSTANBUL ÖNEMLİ

Kanal İstanbul Rusya için bir seçenek mi yani?

Evet. Şöyle, petrol tankerleri farklı boyutlarda oluyor. Kimisi 100 bin kimisi 500 bin kimisi 1 milyon varil petrol taşıyor. Bunların genişliğine göre bazı boğazlar kullanılıyor. Şu an İstanbul Boğazı’dan geçen tankerlerin boyutu belirli bir seviyeyi geçemiyor. Kanal İstanbul daha büyük tankerlerin geçeceği bir düzenlemeye müsaade ederse Rusya, Kanal İstanbul üstünden Asya’ya olan arzını artırabiliyor. Bu da Rusya ile Çin arasındaki petrol hattının üretimi artmış gibi veya Arktik ticaret yolunu aktif süresi 2 ay artmışçasına bir üretim artışına yol açabiliyor. Ancak bunun için Kanal İstanbul olursa bunun genişliği, gemilerin geçip geçemeyeceği, kaç geminin geçebileceği gibi unsurlar belirleyici olacak.

.

Geçtiğimiz yıl petrol fiyatlarında ciddi oynamalar gördük. Özellikle siyasi krizlerle beraber fiyatlar yükseldi sonra yeniden eski yerine geldi. Bunu nasıl açıklayabiliriz?

2019’da çok fazla kriz atlatıldı. Fiyatlar, petrol gemilerine saldırı, Aramco tesisinin bombalanması ve Süleymani’nin ölümünden etkilendi. Bu olayların ardından hemen “petrol 100 dolar olur mu?” sorusu gündeme geldi. Petrol fiyatları önemli olaylardan ayrılır. Bilindik arz talep dengesinden farklı bir niteliği var. Ufak bir değişiklikte bile tepki verebiliyor. Bunun en önemli nedeni ilerisinin(geleceğin) fiyatlanması.

Aramco tesisine saldırı olduğunda petrol fiyatları yüzde 7-8 arttı. Ancak Suudi Arabistan’ın stokunda o kadar çok petrol vardı ki bir hafta sonra aynı düzeye geleceği biliniyordu, ki öyle oldu.

PETROL FİYATLARI YAKIN DÖNEMDE ARTMAYACAK

Fiyatlara dönük bir öngörünüz var mı?

Ben fiyatların bir süre daha 60-70 dolar bandında kalacağını düşünüyorum, çünkü üreticilerin fazla jokeri var. Örneğin bir arz darboğazı oluşursa İran’ın üzerindeki yaptırımlar geçici olarak kaldırılabilir. Venezuela ile ilişkiler düzelirse onun üretimi artacaktır. Bir de kaya petrolü var. Kaya petrolü üretim zamanlaması açısından gelenekselden ayrılıyor. Geleneksel kuyularda arama faaliyeti yapılır, petrole ulaşıldığı an, ufak bir prosedür sonrası üretim başlar. Kaya petrolündeyse sondaj maliyeti kadar hidrolik çatlatma maliyeti var. Bu nedenle hemen üretim başlamaz. Örneğin ABD’de de üretime açılmayan kuyular mevcut. Fiyatların belirli bir seviye çıkması beklenir üretim için. Diyelim ki fiyatlar 10-15 dolar yükseldi. Bu sefer daha önce kullanılmayan kuyularda üretim başlayacak, yani arz artacak. Buna bağlı olarak fiyatlar yine düşecek. Bu da fiyatların belirli bir dengede kalmasının sebebi oluyor.

Volkan Aslanoğlu Kimdir

Lisans ve yüksek lisans eğitimini ODTÜ Petrol ve Doğal gaz Mühendisliği’nde almıştır. Suudi Arabistan, İran ve Irak hidrokarbonları üzerine akademik çalışmalarda bulunmaktadır. Aynı zamanda ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi ile enerji politikaları üzerine araştırmalar yönetmektedir.

Mühdan Sağlam   / DUVAR