ATATÜRK GELİNCE BU MASADA YERDİK

Pembe Köşk'ün sır odaları

ATATÜRK GELİNCE BU MASADA YERDİK


Pembe Köşk'ün sır odaları

Türkiye’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün yaşadığı Pembe Köşk’ün üst katı müze oluyor. İnönü’nün kızı Özden Toker, daha önce yalnızca aile fertlerinin gördüğü bu katı, ziyarete açılmadan önce ilk kez özel bir grup davetliye gezdirdi.

Atatürk’ün yakın silah arkadaşı 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün yaşadığı Ankara Çankaya’daki Pembe Köşk’ün üst katı müze ev olarak önümüzdeki günlerde ziyarete açılacak. Daha önce yalnızca aile fertlerinin gördüğü Pembe Köşk’te yatak odası ve çalışma odasının da bulunduğu üst katı, ziyarete açılmadan önce ilk kez bir grup özel davetliye İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker gezdirdi. Mevhibe İnönü’nün vefatının ardından 30 yıldır, ekim-kasım ve nisan-mayıs aylarında müze olarak alt katı ziyarete açılan Pembe Köşk’ün üst katında 3 yıl öncesine kadar Özden Toker, yaşamaya devam ediyordu. Toker, üst katın da ziyarete açılabilmesi için buradan taşındı. Müze hazırlıkları devam eden Pembe Köşk’ün üst katı da gelecek yıldan itibaren ziyarete açılacak.

ÜLKÜ İLE EVCİLİK OYUNU

Önceki yıllarda ziyarete gidenlerin sık sık kendisi ile karşılaştığını hatta bizzat kendisinin müzedeki eşyaları, odaları ve fotoğrafları anlattığını söyleyen Özden Toker, üst katın ilk ziyaretinde konuklara Atatürk ve babası İsmet İnönü ile ilgili anılarını da aktardı. Çocukluğunda Atatürk’ün gelişini Pembe Köşkün üst katından seyrettiğini belirten Toker, “Bir gün Atatürk gelirken bir çocuğun elinden tutuyordu. Eve geldiklerinde bana seslendi. Hemen aşağı indim. ‘Özden sana arkadaş getirdim’ diyerek Ülkü’yü tanıştırdı. Benden iki yaş küçüktü. Odaya çıkıp evcilik oynadık” sözleriyle Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe ile ilk karşılaşmasını anlattı.

‘BEN BU ODADA DOĞMUŞUM’

Hürriyet’ten Rıza Özel’in haberine göre, Pembe Köşk alındıktan sonra eklenen yatak odasındaki eşyaların hepsi korunuyor. 1926’da Erdal İnönü ve 1930’da Özden Toker, bu odada doğuyor. Yatakların üzerinde dantel cibinlikler var. Yatağın yanı başındaki şifoniyerin üzerindeki “Allah’ın dediği olur” yazısı ve yatağın diğer yanındaki Hazreti Ali’nin “Rütbelerin en yücesi, bilgin kişinin rütbesidir” yazılı hat dikkat çekiyor. Yazıların hep burada olduğunu söyleyen Özden Toker, “Babam da annem de inançlı insanlardı” diyor.

ATATÜRK GELİNCE BU MASADA YERDİK

Pembe Köşk’te Atatürk’ün de ziyaretleri sırasında akşam yemeklerinin yendiği büyük bir masa var. Hemen yanında da Atatürk’ün yağlıboya resmi asılı. Müzenin kapalı olduğu dönemlerde masanın aile tarafından hâlâ yemeklerde kullanıldığını söyleyen Toker, anılarını şu sözlerle anlattı: “Bu masada çok özel diyaloglara tanık oldum. Atatürk’e ‘Paşam’ diye hitap ederdik. Masadaki herkesi sonuna kadar dinler kimsenin sözünü kesmezdi. Birçok fabrikanın açılma kararı bu masada alınmıştır.”

İnönü’nün kitaplığında yaklaşık 8 bin kitap bulunuyor.

AYNI EVDE TAM 89 YIL

İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker, 92 yaşında. Tam 89 yılı, 3 yıl önce taşındığı bu evde geçmiş. Burası çocukları ve hatta onların torunları için bile sıcak bir aile yuvası olmuş. İnönü Vakfı’nın faaliyetleri arasında senede iki defa müze olarak da açılıyor ve Özden Toker bizzat gelen okulları ağırlıyor, gezdiriyor. Bu arada evin devamlı bir müze olması için de çalışmalar sürüyor. ODTÜ ile beraber yürütülen proje çalışmaları tamamlandı ve belediyeden alınacak olan izinler bekleniyor.

İNÖNÜ ÇİFTİNİN DAİMİ YUVASI

İnönü çifti, 1916 yılında evleniyor. Albay İsmet Bey, 20 gün sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu cephesine 1 yıl sonra dönmek üzere gidiyor. İlk evlilik yılları ayrılık içinde geçiyor. Beraber oturdukları ilk evleri olan Ankara Çankaya’daki Pembe Köşk, 1924 yılında 2 odadan oluşan bir bağ evi olarak satın alınıyor. Aile 1925 yılında eve taşınıyor. İnönü hayatının 48 yılını burada geçiriyor. Evin rengi de tesadüf değil. Ankara ilk başkent olduğu zaman çok kurak bir şehir. Atatürk bu şehre biraz canlılık katmak için pembe rengi seçiyor ve kendi evini de İnönü’nün evini de aynı renge boyatıyor.

ERDAL’IN TÜRKİYE HARİTASI

Üst katta girişin üzerinde olduğu için iyi ısınmayan, önceleri oturma odası veya misafir odası olarak kullanılan sonrasında ise Erdal İnönü’nün gençliğinde kullandığı, ders çalıştığı küçük odanın zemininde Türkiye haritası olan bir halı var.

Özden Toker, halıyı ileriki günlerde odanın duvarında sergilemeyi planladıklarını söylüyor.

Odatv.com