Atatürk ve AK Parti: Spekülasyonlardan Gerçeklere

Atatürk ve AK Parti tartışmaları, tarihsel gerçeklerle ne kadar örtüşüyor? Taha Akyol, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 1930’lar yönetim anlayışı ve Türkiye’nin reform ihtiyacını ele alıyor.

Atatürk ve AK Parti: Spekülasyonlardan Gerçeklere




Atatürk ve AK Parti: Spekülasyonlardan Gerçeklere

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi’nin “Atatürk yaşasaydı AK Parti üyesi olurdu” açıklaması, tarihsel ve siyasal gerçeklerle ne kadar örtüşüyor? Taha Akyol, bu iddiaları ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Atatürk dönemiyle kıyaslanmasını ele alıyor.

“Atatürk Yaşasaydı” Demagojisi

Zeybekçi’nin açıklamaları, geçmişte birçok lider hakkında yapılan “yaşasaydı” tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Ancak Akyol’a göre bu tür spekülasyonlar, kişisel zihinsel kurguların ötesine geçemiyor. Atatürk’ün bugün hangi partide olacağına dair iddialar, hem siyasi hem tarihsel açıdan gerçeklikten uzak.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Atatürk Anayasaları

Zeybekçi’nin ifadeleri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 1921 ve 1924 anayasalarına dayandığı yönündeki iddialarla paralel. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da 2017’de, yeni sistemin Atatürk’ün anayasalarına döndüğünü savunmuştu. Ancak Akyol, bu iddiaların tarihsel gerçeklikten kopuk olduğunu belirtiyor.

1921 ve 1924 anayasalarının dayandığı parlamenter sistem, bugünkü yetkilerin tek elde toplandığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden oldukça farklıydı. Atatürk döneminde dahi bu sistemin sorunlu yanları görülmüş, çok partili sisteme geçiş kararı alınmıştı.

21. Yüzyılda 1930’lar Sistemine Öykünmek

Akyol, 1930’lardaki yönetim anlayışıyla bugünkü sistemin benzerliklerine dikkat çekiyor. Kuvvetler birliği ilkesine dayanan bu sistem, Meclis’in denetim mekanizmalarını etkisiz hale getiriyor. Örneğin, Prof. Meral Demirel’in belirttiği gibi, 1930’larda Meclis’te hükümete yönelik denetim neredeyse tamamen yoktu. Bugün de Beştepe’den gelen kararların AK Partili milletvekillerince reddedilmesi mümkün görünmüyor.

Eğitim ve Tarih: Demagojiden Kaçınmak

Milli Eğitim Bakanı’nın “camileri ahır yaptılar” açıklaması, tarihsel gerçeklerle bağdaşmayan bir başka demagoji olarak değerlendiriliyor. Akyol, bu tür söylemlerin tarihsel travmaları daha da derinleştirdiğini vurguluyor. Eğitimde dünya standartlarına ulaşmanın gerekliliği, bu tür tartışmalarla geri plana itilmemeli.

Türkiye’nin Reform İhtiyacı

Taha Akyol’a göre, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin işleyişindeki sorunlar ve 21. yüzyılın ihtiyaçları, Türkiye’yi acil reformlara muhtaç bırakıyor. Devlet Bahçeli’nin 2020’de yaptığı “reform” çağrısı da bu durumun bir göstergesi. Ancak reformlar yalnızca ekonomik değil, hukuki ve siyasal alanda da yapılmalı.


www.yerelgundem.com

Kaynak: Taha Akyol / Karar