Avrupa başkentlerine "Türkiye’ye baskıyı yoğunlaştır" çağrısı

"Rakiplerini yok etmeye niyetli"

Avrupa başkentlerine "Türkiye’ye baskıyı yoğunlaştır" çağrısı


Avrupa başkentlerine "Türkiye’ye baskıyı yoğunlaştır" çağrısı

Türk Hükümeti’nin insan hakları tutumunun "pervasız hale geldiğine" işaret eden Uluslararası Af Örgütü, Avrupa Konseyi'ne "siyasi zulüme karşı kararlılık sergileyin, ihlal prosedürünü başlatın" çağrısı yaptı.

Uluslararası Af Örgütü Avrupa Bölgesel Direktörü Nils Muiznieks, Türkiye’deki hak ihlallerinin son bulması için Avrupa hükümetlerine çarpıcı çağrılarda bulunduğu bir yazı kaleme aldı.

Söz konusu yazıda "Türkiye’nin insan haklarını hiçe sayan tutumu son zamanlarda daha da pervasız hale geldi" ifadelerine yer veren Muiznieks, Türk Hükümeti’nin insan hakları ihlallerine son vermesini sağlamak için Avrupa ülkelerinin kararlılık sergilemesi gerektiğine işaret etti.

"Siyasi zulüm artıyor" vurgusunda bulunan yapan Nils Muiznieks, suçsuz gazetecileri, insan hakları savunucularını, protestocu öğrencileri, sosyal medya aktivistlerini cezaevinde tutan siyasi iktidarın aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) haksız yere cezaevinde tutulan kişilerin serbest bırakılması yönündeki kararlarını da görmezden geldiğine dikkat çekti.

Uluslararası Af Örgütü Avrupa Bölgesel Direktörü Muiznieks’in, "Türkiye’nin insan haklarına saygı göstermesi için baskı oluşturun" başlığıyla yayımlanan yazısında, Avrupa hükümetlerinin Avrupa Konseyi üyesi Türkiye’ye baskıları yoğunlaştırarak, yükümlülüklerine uymasını talep etmesi gerektiğini belirtti.

"Rakiplerini yok etmeye niyetli"

Türkiye’nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ı, bağlayıcı olduğuna vurgu yaptığı AİHM kararlarına rağmen serbest bırakmayı reddettiğini hatırlatan Muiznieks, yazısında, "AİHM, nadiren atıfta bulunulan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) Madde 18’in ihlal edildiğini tespit ettiği kararlarında Kavala ve Demirtaş’ın tutukluluk hallerinin 'art niyet taşıdığına' ve bu niyetin onları susturmak ve çoğulculuğu bastırmak olduğuna hükmetti. Kısacası, Mahkeme, bu davaların siyasi zulüm davaları olduğuna karar verdi" ifadelerine yer verdi.

Uluslararası Af Örgütü yetkilisi ayrıca yazısında şu dikkat çekici gözlemini aktardı:

"Seçim döneminin yaklaştığı ve iktidardaki AK Parti’nin rakiplerini yok etmeye niyetli olduğunun anlaşıldığı bir dönemde, Türkiye yetkilileri Demirtaş’ı serbest bırakmaktan kaçınmak için mümkün olan her şeyi yapmaya istekli görünüyor."

"İhlal prosedürünü başlatın"

2012-2018 yılları arasında Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri olarak görev yapan Muiznieks, Türkiye yetkililerinin hiçbir diyaloğun bu kişilerin serbest bırakılmasını sağlamayacağını gösterdiğini savunarak, artık somut adımlar atılması zamanının geldiğini dile getirdi.

Nils Muiznieks ayrıca,  Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeyen Türkiye için "ihlal prosedürünün" başlatılması gerektiğini savundu.

Diğer yandan Avrupa Konseyi’nin siyasi başkanı olan genel sekreterin, Türkiye’nin neden AİHM kararlarını uygulamadığı ile ilgili özel bir soruşturma başlatabileceğine işaret eden Muiznieks, yine mali önlemlerin de Türk Hükümeti’ne yönelik baskılarda etkili bir araç olabileceğini kaydetti.

"Suç ortağı" uyarısı

Avrupa Konseyi ile iş birliği faaliyetleri kapsamında en yüksek miktarda fon alan ülkelerden biri olan Türkiye’nin her yıl bu fondan milyonlarca euro tutarında yararlandığını hatırlatan Nils Muiznieks, "Üye devletler, mali katkılarının onları bütün bir insan hakları sistemini zayıflatan ve siyasi zulüm uygulayan bir hükümetin desteklenmesinde suç ortağı haline getirmediğinden emin olmakla yükümlüdür" uyarısında bulundu.

Kaleme aldığı yazıda Avrupa hükümetlerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2 Mart’ta açıkladığı, insan hakları eylem planındaki "alımlı ifadelere aldanmaması" gerektiğini aktaran Nils Muiznieks, "adalet sistemindeki derin aşınma ancak kökten bir reformla tersine çevrilebilir" görüşünü savundu.

 

Deutsche Welle Türkçe