Avrupa ile yol ayrımı yaklaşırken

Charles Michel, "2030 yılına kadar genişlemeye hazır olmamız lazım" 

Avrupa ile yol ayrımı yaklaşırken




Avrupa ile yol ayrımı yaklaşırken

MEHMET Y. YILMAZ YAZDI...

Türkiye'nin, kurucusu olduğu Konsey üyeliğinin askıya alınmasına kadar varacak bir yaptırım ile karşılaşması söz konusu

AB Konseyi Başkanı Charles Michel, "2030 yılına kadar genişlemeye hazır olmamız lazım" dedi.

Michel'in "hazır olmaya" davet ettikleri sadece AB üyesi ülkeler değil elbette.

AB'ye üyelik için çalışmalarını sürdüren Balkan ülkelerine de bir çağrı bu.

Arnavutluk, Bosna – Hersek, Kosova, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Sırbistan birliğe katılım sürecinde farklı aşamalardalar.

Geçtiğimiz yıl da Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından Moldova ve Ukrayna'ya da aday statüsü verildi.

Bir Kafkasya ülkesi olan Gürcistan da adaylık statüsünü almayı bekliyor.

Türkiye, Gürcistan'ın bugün almayı ümit ettiği statüyü yıllar önce almıştı, hatırlarsınız.

Gündüz vakti havai fişeklerin atılmasıyla kutlanan "adaylık statüsü"!

Şu andaki statümüz ise deyim yerindeyse "statüsüzlük"!

Erdoğan rejimi, muhaliflerini hapse tıkmak ve temel demokratik haklarımızı idari kararlarla askıya almak konusunda ısrar ettiği için durum böyle.

Avrupa Birliği Komisyonu'nun "komşuluk ve genişlemeden sorumlu" üyesi Oliver Varhelyi, geçen gün Ankara'ya geldi ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü.

Avrupa Birliği (AB) Komiseri Oliver Varhelyi ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan

Fidan ve Varhelyi, Türkiye – AB ilişkilerinin geliştirilmesi için Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize kolaylığı gibi alanlarda çalışma kararı aldıklarını açıkladılar.

Açıklamanın da anlattığı gibi bu durum, Türkiye'nin katılım müzakerelerinin canlanmasını içermiyor. Çünkü Türkiye'nin tam üyeliği artık AB'nin "öncelikleri" arasında sayılmıyor.

AB Komisyonu'nun dış politika ve güvenlikten sorumlu yüksek komiseri Josep Borrell'e hazırlattırdığı rapor ise ekim ayı içinde açıklanacak.

Ama ondan da önce Türkiye'nin, Avrupa Konseyi ile ilgili sorununda kritik bir dönemeçte olacağız.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Osman Kavala'nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına rağmen serbest bırakılmamasıyla ilgili "ihlal sürecini" geçtiğimiz yılın Şubat ayında resmen başlatmıştı.

O günden beri AİHM kararı uygulanmadı.

AİHM de bunun üzerine ihlal prosedürü başlatılması için kararını Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne gönderdi.

Geçtiğimiz haziran ayında da Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararı gereği Osman Kavala'nın serbest bırakılmaması halinde Eylül 2023'ten itibaren Ankara'ya yönelik olası yaptırımları görüşmeye başlayacağını bildiren bir karar almıştı.

Türkiye'nin, kurucusu olduğu Konsey üyeliğinin askıya alınmasına kadar varacak bir yaptırım ile karşılaşması söz konusu.

Yani Avrupa Konseyi ile ilişkilerde artık yolun sonuna yaklaşıyoruz.

Bundan sonra ne olacağına Erdoğan karar verecek: AİHM kararı uygulanacak mı, uygulanmayacak mı? Avrupa ile tamam mı, devam mı?

* * *

Adalet Bakanı "yürek yemiş" olmalı!

Türkiye, "kara para aklama ve terörizmin finansmanının önlenmesiyle" yeterli mücadele etmediği gerekçesiyle iki yıl önce "gri listeye" alınmıştı.

Bu kararı veren kurum G 7 ülkelerinin girişimiyle kurulan 39 üyeli Finansal Eylem Görev Gücü.

Adalet Bakanlığı, Cumhuriyet Savcılıkları bünyesinde kara parayla mücadelede MASAK ile çalışacak "aklama" büroları kurulmasına karar verdi.

Özellikle de uyuşturucu trafiğinden elde edilen kara paranın emlak ve gayrimenkul sektöründe aklandığı iddiaları belli ki Adalet Bakanlığı tarafından da ciddiye alınmış.

Gri listede olmanın özellikle Avrupalı yatırım ve finans kuruluşlarının Türkiye'ye ilgisini azalttığı belirtiliyor.

Elbette bu kararı olumlu buluyorum ancak uygulamada "sıkıntı" yaşanmasından da endişeliyim.

Türkiye'de "kara para" sadece uyuşturucu ticaretinden elde edilmiyor.

Hatırı sayılır bir "rüşvet ve yolsuzluk parası" da var ve Türkiye ekonomisinin büyüklüğü dikkate alınınca bunun, uyuşturucudan gelen paranın bile üstünde olacağını tahmin etmek mümkün.

Kara para ile mücadele ederken, yüksek yerlerdeki etkili kişilerin ayağına basılması ihtimali var ve bu mücadelenin kararlılıkla sürdürülebilmesinin önünde engel oluşturacaktır.

Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığı sırasında hazırladığı "etik yasasının" akıbetini unutmayalım.

Bizzat Cumhurbaşkanı'nın "böyle yaparsanız çalışacak belediye başkanı bulamazsınız" dediği bile iddia edilmişti, hatırlarsınız belki.

Onun için Adalet Bakanı çok dikkatli olmalı.

Her şeye burunlarını sokarlarsa yüksek yerlerden başlarına bir sopa inme tehlikesi küçümsenemez.

"Böyle yaparsanız, köprü, otoyol, şehir hastanesi yapacak kimseyi bulamazsınız" uyarısı göklerden yere her an süzülebilir, uyarmış olayım.

https://t24.com.tr/yazarlar/mehmet-y-yilmaz/avrupa-ile-yol-ayrimi-yaklasirken,41494