Avrupa vanayı da kapatacak: Putin'e en ağır darbe
‘KİEV’E YAPTIĞIMIZ YARDIMIN FAZLASINI PUTİN’E ÖDEDİK’
Avrupa vanayı da kapatacak: Putin'e en ağır darbe
Moskova ardında toplu mezarlar bırakarak sürdürdüğü işgali petrol ve gaz satışıyla finanse ederken Batı, alımı keserek Putin’e diz çöktürmeye hazırlanıyor. Berlin’in yıl sonuna kadar petrol ithalatını sıfırlama kararı sonrası Biden, stratejik rezervlerin devreye sokulacağını duyurdu. AB Yüksek Temsilcisi Borrell, yol haritasını açıkladı: Yaptırımlara enerji dahil edilecek. Norveç gazı alternatif olacak.
Yaptırımların etkisini enerji satışıyla azaltan Rusya en büyük kozunu kaybediyor. Zelenskiy’nin “Derhal petrol ambargosu uygulanmalı” çağrıları sürerken Batı’dan kritik adımlar geliyor. Almanya’nın yıl ortasına kadar Rus petrolünü sıfırlayacağı, gaz alımını azaltacağı belirtildi. Ekonomi Bakanı Robert Habeck “Yeni tedarikçilerle sözleşmeler imzaladık. Bizi bağımlılıktan kurtaracak ilk kilometre taşlarına ulaştık” dedi.
‘KİEV’E YAPTIĞIMIZ YARDIMIN FAZLASINI PUTİN’E ÖDEDİK’
ABD Başkanı da stratejik rezervlerden petrol piyasaya sürülmesi talimatı verdi. Sürecin somut hale geldiğini ise daha önce “Kiev’e yaptığımız yardımın toplamını Putin’e her gün veriyoruz” diyen AB Dış İlişkiler Temsilcisi Josep Borrell’in sözleri ortaya koydu. AB Dışişleri Bakanlarının toplantısı sonrası konuşan Borell “Yaptırımlara petrol ve gaz dahil olabilir. Norveç ve İzlanda Rus gazına alternatif olacak” diye konuştu.
MARİUPOL'DE KİMYASAL SİLAH KORKUSU
Rusya ardında büyük bir yıkımbırakarak ilerlerken Putin “Askeri operasyonumuz başarıya ulaşana dek sürecek” dedi. Öte yandan kimyasal silah endişesi arttı. Ukrayna lideri “Mariupol’de kimyasal silah kullanılması seçeneğini ciddiye alıyoruz” dedi.
Washington konuya ilişkin soruşturma yürütürken İngiliz bakan yardımcısı James Heappey “Kimyasal silahı teyit için acil çalışma başlattık. Kanıt bulunursa tüm seçenekler masada olacak” ifadesini kullandı.
MARİUPOL'DE KİMYASAL ŞÜPHESİ
Rusya’nın 24 Mart’tan bu yana işgal ettiği Ukrayna’da Kırım’ı Donbas bölgesine bağlayan kritik önemdeki Mariupol en şiddetli saldırılara sahne olurken, şimdi de kentte kimyasal silah kullanıldığı iddia edildi. Azak Taburu’ndan dün yapılan açıklamada “Rus işgal birlikleri, düşman İHA’sıyla Mariupol kentinde Ukrayna ordusu ve sivillerine yönelik henüz menşei bilinmeyen zehirli bir madde attı” ifadesi yer aldı. Söz konusu saldırı sonrası yaralanan insanlarda solunum yetmezliği tespit edildiği öne sürülen açıklamada, zehirli maddenin etkilerinin araştırıldığı kaydedildi. Dehşet verici iddia sonrası ABD ve İngiltere, kimyasal silah kullanıldığına yönelik haberleri soruşturduklarını açıkladı. Pentagon Sözcüsü John Kirby, Rusların Mariupol’de kimyasal silah kullandığının teyit edilmediğini ancak gelişmelerin dikkatle izlendiğini söyledi. İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada ülkesinin söz konusu haberleri soruşturduğunu, herhangi bir kimyasal silahın kullanılmasının savaşta tehlikeli bir yeni aşama anlamına geleceğini belirtti. İngiltere’nin Savunmadan Sorumlu Devlet Bakanı James Heappey, Batı’nın, Rusya’nın Ukrayna’da kimyasal silah kullanımına nasıl tepki vereceği konusunda “tüm seçeneklerin masada” olduğunu bildirdi. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya’nın Ukrayna’da kimyasal silah kullanabileceğine işaret ederek uyarılarda bulundu. Zelenskiy, ayrıca Rus birliklerinin ülkesinin kuzey bölgelerinden çekilirken kasıtlı olarak çok sayıda patlayıcı bıraktığını ve bunun savaş suçu olarak kabul edilmesi gerektiğini savundu.
Bu arada Mariupol Belediye Başkanı Vadim Boychenko, Rusya’nın kuşattığı liman kentinde savaşın başlamasından bu yana 10 binden fazla sivilin hayatını kaybettiğini söyledi. Rusların kentte cesetleri toplayıp dev bir alışveriş merkezinde buzdolaplarında tuttuklarına dair haberler aldıklarını belirten Boychenko, “Kamyonlar adeta mobil krematoryumlar oldu. İçlerinde cesetler yakılıyor” diye konuştu.
AB PUTİN'E 'ŞAH' ÇEKEBİLİR
Avrupa Birliği, Ukrayna’da sivilleri katleden Moskova’ya en büyük darbeyi vurmaya hazırlanıyor. Rus petrol ve doğalgazına ilişkin yeni yaptırımların sinyalini veren Dış İlişkiler Şefi Borrell, “Yaptırımlar konusunda tabumuz yok, buna Rus petrol ve gazı da dahil’’ dedi. Norveç’in enerji potansiyeli ile AB’nin enerji geçişine yardımcı olarak Rus doğalgazına alternatif oluşturacağını söyledi.
Ukrayna’da sivillere yönelik insanlık suçlarına dair her gün yeni bir trajedi ortaya çıkarken Avrupa Birliği Rus savaş makinesini besleyen en önemli kaynak olan petrol ve doğalgazda bitirici darbenin sinyalini verdi. Önceki gün Lüksemburg’da düzenlenen AB Dışişleri Konseyi Toplantısı’nın ardından konuşan Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Rus petrol ve doğalgazına ilişkin yeni yaptırımların sinyalini vererek, “Yaptırımlar konusunda tabumuz yok, buna Rus petrol ve gazı da dahil’’ dedi.
Avrupa sanayisi için hayati önem taşıyan petrol ve gazın alternatifi konusunda Norveç gündeme geldi. Rus gazına bağımlılığı azaltıp AB’nin enerji geçişi konusunda Norveç ile daha yakın bir işbirliği konusunun ele alındığını belirten Borrell, “Norveç ve İzlanda Dışişleri Bakanları ile Rus saldırganlığına karşı özellikle NATO çerçevesinde birlikte çalışmayı görüştük. Norveç sağladığı enerji potansiyeli ile AB’nin enerji geçişine yardımcı olarak Rus doğalgazına alternatif oluşturacak’’ ifadelerini kullandı. Borrell, 6 Nisan’da Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada da AB’nin Rus fosil yakıtlarına yaptığı ödemelerin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşını finanse ettiğine dikkati çekmişti. “Savaşın başlangıcından bu yana enerji için Putin’e 35 milyar euro ödedik.” diyen Borrell, bunun Ukrayna’ya verilen askeri 1 milyar euroluk destekle kıyaslandığında enerji bağımlılığı azaltmanın öneminin görüleceğini kaydetmişti. AB, geçen cuma günü beşinci yaptırım paketi çerçevesinde Rusya’dan kömür alımında yılda 4 milyar avro değerinde ithalat yasağı getireceğini duyurmuştu. Muhtemel bir petrol ambargosunun Rusya’ya karşı en sert darbe olacağı savaşın başından beri dile getiriliyor. ABD Başkanı Joe Biden da bu yönde Avrupalı müttefikleri ikna etmeye çalışıyor. 9 Mart’ta ABD’nin Rusya’dan tüm enerji, petrol ve gaz ithalatını yasakladıklarını duyuran Biden kendi stratejik rezervlerinden 180 milyon metreküp ham petrol süreceklerini açıklamıştı.
ABD ayrıca, Avrupa Birliği’nin enerjide Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için bu yıl ilave 15 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) sağlama kararını almıştı. Rusya lideri Vladimir Putin’in eski ekonomi danışmanı Andrey Illarionov, pazar günü BBC’ye yaptığı açıklamada Rusya enerji ticaretine uygulanacak “gerçek bir ambargonun” Ukrayna’daki savaş durdurabileceğini söylemişti. Illarionov, eğer Batı Rusya’dan petrol ve gaz ihracatına güçlü bir ambargo uygularsa, Moskova’nın “bir ya da iki ay içinde” Ukrayna’daki operasyonları durduracağını savunmuştu. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de Rusya’nın doğuda büyük bir askeri harekata başlayacağına işaret ederek, “Bir an önce petrol ambargosu uygulayın zamanımız kalmadı” uyarısında bulunmuştu.
'OPERASYONLAR' SÜRECEK MÜZAKERELER ÇIKMAZDA
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün peş peşe açıklamalar yaptı. Ukrayna ve Rusya heyetleri arasında İstanbul’da yapılan müzakerelerde varılan mutabakattan sapma olduğunu söyleyen Putin, “Görüşmeler çıkmaz durumda” dedi. Rusya’da kutlanan Kozmonotlar Günü vesilesiyle Amur bölgesindeki Vostoçniy Uzay Üssü’nü Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile ziyaret eden Rus lider, Ukrayna’daki “özel askeri operasyonda” hedeflerine ulaşacaklarından şüphelerinin olmadığını belirtti. Putin, Rus ordusunun Donbas’taki sözde ayrılıkçı yönetimlere yardımcı olduğunu ve Rusya’nın güvenliğinin sağlanması yönünde önlemler aldığını belirtti. Ukrayna’daki çatışmaların kaçınılmaz olduğunu savunan Putin, “Başka bir seçeneğimiz yoktu ve bu doğru olan şeydir. Ukrayna’daki özel askeri operasyonda hedeflere ulaşılacağından şüphe yok. Bu hedefler anlaşılır ve asildir. Hedefimiz, tanıdığımız Donbas halkına yardımcı olmak. Bunu yapmak zorunda kaldık.” dedi. Putin ayrıca, “Kendimizi izole etmeyeceğiz. Modern dünyada kimse, hele Rusya gibi büyük bir ülke, katı bir şekilde tecrit edilemez. Etkileşimde bulunmak isteyen ortaklarımızla çalışacağız.” dedi.
RUS TANKLARI ÇAMURA SAPLANDI
Rusya’nın Ukrayna’nın işgalinde kullanmak için ülkeye soktuğu bazı tank ve zırhlı araçların çamura saplanmaya başladığı belirtildi. The Guardian’ın aktardığına göre Rusya’da karın erimeye başlayıp “her şeyi çamura çevirmeye başladığı” döneme ‘Rasputitsa’ deniliyor. Çoğu zaman bu ifade Rusça’dan diğer dillere, “Yolların var olmayı bıraktığı zaman” diye çevriliyor. Ukraynacada da bu döneme “bezdorijza” deniliyor ve bu sene Rusya’nın işgali ile aynı döneme denk geldi. Habere göre Rus ordusu ‘Rasputitsa’nın etkilerini sahada yaşamaya başladı. Tank ve zırhlı araçların çamur nedeniyle sadece asfaltlı yolları kullanabildiği; yoldan çıkanların ise sıklıkla çamur saplandığı belirtildi. The Guardian bu sebeple birçok askeri aracın terk edildiğini; daha sonra da Ukraynalı çiftçiler tarafından ele geçirildiğini ifade etti. Ukrayna, şu anda Rusya’nın işgalinden önce sahip olduğundan daha fazla tanka sahip olduğunu iddia ediyor. Bu çamurlu günler Rusya, Ukrayna ve Belarus’ta hayatın alışılan bir parçası. 2. Dünya Savaşı’nda ‘Rasputitsa’, Nazi Almanyası’nın eski Sovyetler Birliği topraklarında ilerlemesini yavaşlatmıştı.
THE GUARDIAN: RUSYA, İRAN'IN IRAK'TAN ÇIKARDIĞI SİLAHLARI KULLANIYOR
İran’ın silah kaçırma ağlarının, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşına destek vermek için Irak’taki silahları kuzey ülkesine taşıdığı belirtildi. The Guardian’a konuşan İran destekli Iraklı milisler ve yerel istihbarat servisleri Rusya’ya Irak’tan roketatarlar, anti-tank füzeleri ve Brezilya tasarımı roket sistemleri gönderildiğini ifade etti. Kaynaklara göre Tahran’daki yetkililer; Rusya’ya İran yapımı Bavar 373 hava savunma sistemi verdi. Sistemlerin Rusya’ya taşınmasını organize eden kaynak, İran’ın Rus yapımı hava savunma sistemi S-300’ünü de ülkeye geri verdiğini iddia etti. Irak’ta 2003’te Saddam Hüseyin’in devrilmesinden bu yana ABD askerleri Irak ordusuna eğitim veriyor. Yıllar süren savaş nedeniyle ülkede çok sayıda silah bulunuyor. Ülkedeki silahların kayda değer bir bölümünün yasal olarak İran destekli Şii milis gruplara geçti. 2016’da bu milislerin büyük bölümü IŞİD’le savaş için silahlı kuvvetlere dahil edildi. Haşdi Şabi’nin iki Aston II sistemini söküp 1 Nisan’da Irak’tan İran’a gönderildiği tespit edildi.