Hakkında yolsuzluk soruşturması başlatılan Avusturya Halk Partisi (ÖVP) lideri Kurz, geçen Cumartesi günü istifasını sunarken Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen'den yerine Schallenberg'i başbakan olarak seçmesini istemişti.

Van der Bellen, yemin töreninde yaptığı konuşmada, hükümetin artık "güven tazelemek için büyük bir sorumluluk taşıdığını" söyledi.

Schallenberg ise başbakan olarak yaptığı ilk açıklamada, "ortaya çıkan açıkları kapatmak için" koalisyon ortağı Yeşiller'in lideri ve Başbakan Yardımcısı Werner Kogler ile birlikte "yetkisi dahilindeki her şeyi yapacağını" belirtti.

Schallenberg, 2019 yılından bu yana sürdürdüğü dışişleri bakanlığı görevini tecrübeli diplomat Michael Linhart'a devretti. Babası Türkiye'de diplomat olarak görev yaptığı için Ankara doğumlu olan 63 yaşındaki Linhart son olarak Avusturya'nın Paris Büyükelçisi'ydi.

Kurz'dan "gölge başbakan" iddialarına yanıt

Başbakanlık görevinden istifa eden 35 yaşındaki Kurz, ÖVP liderliğini sürdürecek ve partisinin parlamento grup başkanı olacak.

Başbakanlık görevinden istifa eden Sebastian Kurz

52 yaşındaki diplomat Schallenberg, Kurz'un dışişleri bakanı olduğu dönemde genç siyasetçiyle birlikte çalışmıştı. Siyaset çevrelerinde bakanlık kariyerini Kurz'a borçlu bir isim olarak görülen Schallenberg'in bu imajını silmesinin zor olduğu görüşü hâkim.

Kurz gibi Schallenberg de göç konusundaki sert duruşuyla tanınıyor. "Kurz'un kuklası" olarak görev yapacağı eleştirileri arasında başbakanlık görevini devralan Schallenberg, yemin töreni sonrası medyaya yaptığı açıklamada, "Elbette Sebastian Kurz ile çok yakın şekilde çalışacağım" dedi. Schallenberg, "Kurz'a yönelik suçlamaların asılsız olduğuna inanıyorum" diye ekledi.

APA ajansının haberine göre, Kurz da kendisini perde arkasından hükümeti yönetmeye hazırlanmakla suçlayan muhalefet iddialarını yalanladı. "Şurası çok net: Ben gölge başbakan değilim" diyen Kurz, "düzgün bir geçiş" gerçekleştirilmesi için var gücüyle çalışacağını ifade etti.

"Türkiye 30 yıl daha AB üyesi olamaz"

Avusturya'nın yeni başbakanı Schallenberg, geçen yıl dışişleri bakanı olarak görev yaptığı dönemde, Türkiye'nin gelecek 30 yıl daha Avrupa Birliği (AB) üyesi olamayacağını ve iki tarafın da "üyelik müzakerelerinin sonuç vermeyeceğini" bildiğini söylemişti.

Schallenberg, Alman Die Welt gazetesine verdiği mülakatta, Türkiye'nin Avrupa'dan giderek daha fazla uzaklaştığını ve Ankara'daki hükümetin "hukuk devleti ve insan haklarına riayet gibi üyelik için kayıtsız şartsız gerekli olan Kopenhag Kriterleri'ni yıllardır çiğnediğini" ifade etmişti. "Avusturya donmuş üyelik müzakerelerinin resmi olarak da bütünüyle sona erdirilmesi gerektiği görüşünü uzun süredir savunuyor" diyen Schallenberg, AB'nin Türkiye ile üyelik yerine her iki tarafın da çıkarlarına uygun düşen bir ortaklık anlaşması üzerinde çalışmaya başlaması gerektiğini belirtmişti.

Schallenberg, Ağustos 2020'de de AB üyeleri Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye arasında Doğu Akdeniz'de yaşanan gerilimde de "Türkiye'nin tek taraflı eylemleri uluslararası hukuku hiçe sayıyor. AB, Yunanistan ve Kıbrıs ile tam dayanışma göstermeli" açıklamasını yapmıştı.

Avusturyalı siyasetçi, geçen hafta AB-Batı Balkan zirvesi öncesinde yaptığı açıklamada ise Avrupalıların Balkan ülkelerinin üyeliği konusunda uzun süre tereddütte kalması durumunda Çin, Rusya ve Türkiye gibi güçlerin Balkanlar'daki nüfuzunu artırabileceği uyarısında bulunmuştu.

Deutsche Welle Türkçe