Ayasofya kararı diplomatik ilişkileri nasıl etkileyecek?

"Yunanistan AB içinde gürültü koparacak"

Ayasofya kararı diplomatik ilişkileri nasıl etkileyecek?


Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi kararına uluslararası tepkiler sürerken DW Türkçe'ye konuşan uzmanlar, kararın Türkiye'nin diplomatik ilişkilerini çıkmaza sokabileceği yönündeki endişelerini dile getirdi.

 Danıştay'ın kararı Ayasofya'nın önünde toplananlar tarafından sevinçle karşılandı

Ayasofya'nın müze statüsünden çıkartılarak cami olarak kullanılması kararına Avrupa Birliği (AB), Rusya ve ABD'den gelen tepkiler, bu kararın Türkiye'nin ikili ilişkilerini nasıl etkileyeceği sorusunu gündeme getirdi.

DW Türkçe'nin konuştuğu uzmanlar, Ayasofya kararına ilişkin endişelerini dile getirirken, bu kararın ardından Türkiye'deki "din özgürlüğünün" ve "laikliğin" daha çok sorgulanabileceğine dikkat çekti. 

"Yunanistan AB içinde gürültü koparacak"

AB'ye tam üyelik yolundaki Türkiye'nin müzakere sürecini Kıbrıs politikası yüzünden tıkayan Yunanistan, Ayasofya kararını "bütün uygar dünyaya karşı bir provokasyon" olarak nitelendirdi.  Yunanistan'ın bu çıkışının AB'deki Türkiye karşıtlarının eline "yeni bir koz" verebileceği kaygısı yarattı. Uluslararası ilişkiler uzman Soli Özel DW Türkçe'ye "Yunanistan'ın AB içinde gürültü kopartacağı açık. Ama bu gürültüde asıl belirleyici olan mülteciler meselesi olabilir. Bu yüzden AB, Türkiye'ye bambaşka bir açıdan bakıp, çıkar ilişkisini sürdürmeyi tercih edecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Peki; nedir bu bakış açısı? "AB; Türkiye'nin laik ülke kategorisinden çıkıp, hızla Ortadoğu'ya kaydığını bir kenara not edecek" diyen Özel, yurt dışında görev yapan Türk imamlara ilişkin yeni kriterler konulabileceği öngörüsünü dile getirdi. Özel, Avrupa'da Türkiye'nin laikliğinin daha çok sorgulandığı, yargılandığı ve hatta eleştirildiği günler kapıda olduğu belirtti.

"Fransa'nın Türkiye karşıtlığı artacak"

AKP'nin kurucularından ve AKP'li ilk dışişleri bakanı olan Yaşar Yakış, "AB içinde Türkiye karşıtlığını artıracak ilk ülke Fransa olacaktır" yorumu yapıyor. Fransa'nın koyu Katolik nüfusun ağırlıkta olduğu bir ülke olmasına karşın, Ayasofya kararıyla birlikte Türkiye'nin laik yapısını her platformda sorgulamaya açacağını düşünen Yakış, "Kimse Ayasofya kararı yüzünden Türkiye ile ilişkilerini koparmayacak ama ikili ilişkilerde yeni bir baş ağrısı yaşanacak" dedi.

Bu süreçte Yunanistan'ın da çok eleştiri toplayacağını söyleyen Yakış, Avrupa'da resmi caminin olmadığı tek başkentin Atina olduğunu hatırlattı. Yakış, Ayasofya kararıyla Türkiye'nin AB'yle ilişkilerinde dini özgürlüklerin daha yüksek sesle tartışılacağını ve ilişkilerin geliştirilmesine dönük çabaların geride kalacağını düşünüyor.

Danıştay'ın kararının açıklanmasının ardından Ayasofya önünde çok sayıda kişi toplandı

Danıştay'ın kararının açıklanmasının ardından Ayasofya önünde çok sayıda kişi toplandı

"AB ile ilişkiler zaten dibe durmuş durumda"

Alman Marshall Fonu Türkiye Direktörü Özgür Ünlühisarcıklıya göre de Ayasofya kararı Türkiye'nin uluslararası alandaki imajını olumsuz etki yapacak nitelikte.

Ünlühisarcıklı, "Yaşanan tüm olumsuzlukların içinde küçük bir detay olacak Ayasofya. Zaten AB'yle ilişkiler dibe vurmuş durumda. Türkiye ancak Ayasofya'yı içinde ibadet de yapılan bir müze gibi tutabilirse, içindeki Hristiyanlığa dair figürleri kapatmayıp koruyabilirse AB'yle ilişkileri geliştirme şansını korur" şeklinde konuştu.

"Rusya ve Amerika'yla ilişkilerde yeni sıkıntı"

Rusya Ayasofya kararını eleştirerek, "üzücü" olarak nitelendirirken, ABD'den de kararın "hayal kırıklığı yarattığı" açıklaması geldi.

Türkiye-Amerika ilişkilerinin uzun süredir karşılıklı çıkar doğrultusunda ilerlediğini söyleyen Özgür Ünlühisarcıklı, Washington yönetiminin Ayasofya'yı dert etmektense "çıkar odaklı bir dış politika" izlemeye devam edeceğini söyledi.

Türkiye'nin çok uzun süredir ABD ile Rusya arasında sıkıştığına dikkat çeken Yaşar Yakış, "Rusya da, Amerika da Ayasofya'yı ikili ilişkilerde yeni koz olarak kullanmaktan kaçınmayacaklardır. Her iki ülke de Ankara'yı her fırsatta dini özgürlükler, temel hak ve hürriyetler konusunda Türkiye'yi sıkıştırırken Ayasofya'yı kullanacaklardır" dedi.

Ayasofya: Neden tartışılıyor, simgesel önemi ne?

"Seküler bir ülkeye yakışmayan şeyler"

1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müze statüsü verilen Ayasofya'nın ibadete açılmasıyla birlikte en çok tartışılan konuların başında anayasada yer alan ve Türkiye'nin laik devlet yapısına sahip olduğunu gösteren hükmün değişip değişmeyeceği geliyor.

Soli Özel "Ayasofya'nın müzeye dönüşmesi nasıl Türkiye'de cumhuriyet rejiminin sembolik bir göstergesiyse, camiye dönüştürülmesi kararı da karşıt bir anlayışın sembolü olmuştur" değerlendirmesini yaptı.

Yaşar Yakış, "Türkiye'de anayasal rejim seküler ancak AKP'nin ikinci döneminden sonra bu seküler yapıda ciddi aşınma olduğunu herkes biliyor. Ayasofya kararı, bu aşınmayı hızlandıracak bir karar. Çünkü Türkiye seküler bir ülkeye yakışmayan şeyleri yapıyor" görüşünü dile getirdi.

Atatürk'ün Türkiye'yi "sıfırdan yarattığını" vurgulayan Yakış'a göre, Ayasofya kararı Türkiye'yi "batıracak bir karar değil" ancak Türkiye'yi modern dünyada "yükseltecek de bir karar değil". "Türkiye, cumhuriyetin kazanımlarını hızla kaybediyor. Temel hak ve hürriyetlerde aşınma ve gerileme var" diyen Yakış, "Erdoğan, iktidarını korumak için Ayasofya'yı ibadete açtı ancak Türkiye bugün, İran ya da Tunus gibi ülkelerin örnek aldığı bir ülke olmaktan çıkmıştır" eleştirisini getirdi.

Danıştay'ın kararı

Danıştay 10'uncu Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etmiş ve bu kararın gerekçesinde Ayasofya'nın tapu belgesinde cami vasfı ile tescilli olduğunu ve bunun değiştirilemeyeceğini belirtmişti. Kararın açıklamasından birkaç saat sonra kararı imzalayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, akşam saatlerinde yaptığı "Millete Sesleniş" konuşmasında da Ayasofya'da ilk namazın 24 Temmuz Cuma günü kılınacağını açıklamıştı. 

Hilal Köylü / Ankara

 Deutsche Welle Türkçe