Ayasofya'daki ilk namazda gelenek devam ettirildi…
Hutbeyi kılıçla okumak ne anlama geliyor?
Ayasofya'daki ilk namazda gelenek devam ettirildi… Hutbeyi kılıçla okumak ne anlama geliyor?
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın hutbeye kılıçla çıkmasıyla birlikte İstanbul'un fethi sonrası 481 yıl boyunca camide uygulanan kılıç geleneği devam ettirildi. Kılıçla hutbe okumak ne anlama geliyor? Bundan sonra gelenek devam edecek mi?
Caminin 86 yıl sonra yeniden ibadete açılışı dolayısıyla düzenlenen tören tamamlandı.
Camideki ilk cuma namazı için, İstanbul'dan ve şehir dışından binlerce kişi Ayasofya’ya geldi.
Namaz için ayrılan alanlarda yer kalmadığı için, vatandaşlar cadde ve sokaklarda saf tuttu.
Ayasofya'daki ilk cuma namazını ise Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldırdı.
Hutbe için minbere çıkan Erbaş, "Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, beş asır boyunca cami olarak müminleri bağrına basan mukaddes bir mekânın, aslî vasfını kazanmasıdır" dedi.
Hutbeye elinde kılıçla çıktı
Erbaş'ın cuma hutbesini okumak için elinde kılıçla çıkması ise merak konusu olurken, Ayasofya'da hutbeye kılıçla çıkılmasının eski bir Osmanlı geleneği olduğu anlaşıldı.
Erbaş, cuma namazı sonrası yaptığı açıklamada, hutbeye kılıçla çıkmasına ilişkin, "Fethin sembolü olan camilerde bu bir gelenektir. 481 yıl kesintiye uğramadan kılıçla çıkılmıştır. Bu geleneği bundan sonra da devam ettireceğiz İnşallah" ifadekerini kullandı.
Osmanlı'daki kılıç geleneği
İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürülen Ayasofya'da, cuma namazı için hutbeye çıkan imamlar, İslam'daki "Kılıç Hakkı'nı" sembolize etmesi için ellerine kılıç alırdı.
Bu durum sadece Ayasofya’ya has olmamakla birlikte, fethedilen topraklardaki camilerde de aynı gelenek uygulanırdı.
Osmanlı'nın yanında birçok İslam devleti de kendi zamanlarında bu geleneği devam ettirdi.
Kılıcın bulunduğu ele göre mesaj verilirdi
Hutbe sırasında kılıcın olmasının bir anlamının yanında, tutulduğu el ile de önemli bir mesaj veriliyordu.
Geleneğe göre hutbe sırasında kılıcın sağ el ile tutulması, kılıcı kullanmaya hazır olmak, savaşmak ve düşmanı korku vermek anlamına geliyordu.
Kılıcın sol ele alınmasıysa, kılıcın kullanılmayacağı, barışın olacağı ve dosta güven verildiği mesajı taşıyordu.
Hutbe sırasında da Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın kılıcı sol eliyle tuttuğu gördüldü.
Ayrıca, fethin sembolü olarak caminin minberine iki yeşil sancak asılır ve minberin sağ giriş tarafına 3 Hilalli kılıç konulurdu.
Kılıç geleneği nereden geliyor?
İslam dininde fethedilen topraklar ‘kılıç hakkı’ olarak sayılıyordu. Osmanlı’da da Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten sonra Ayasofya’yı ‘kılıç hakkı’ olarak kendi bünyesine aldı ve vakfa devretti.
Bu gelenek ise Türkiye Diyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisi’nde şu şekilde anlatılıyor:
Hz. Peygamber’in hutbe okurken asâ veya yay gibi bir nesneye dayandığı rivayet edildiği için hatibin bu tür şeylerden birine dayanmasının sünnet olduğu fakihlerin çoğunluğu tarafından kaydedilmişse de Hanefî âlimleri, yalnız savaş yoluyla fethedilen ülkelerde İslâm’ın gücüne imada bulunmak üzere kılıca dayanılarak hutbe okunmasını uygun görmüşlerdir.
Bazı camilerde gelenek devam ediyor
Osmanlı’daki kılıçla hutbe okuma geleneği Türkiye’deki bazı camilerde devam ettiriliyor.
Edirne'deki Eski Cami'de cuma ve bayram hutbelerinin kılıç kuşanarak okutulmasıyla sürdürülüyor.
Osmanlı döneminde padişahların tahta çıkma törenlerinin cuma günü camide yapıldığı ve hutbe padişahlar tarafından kılıçla okunduğu için bu gelenek Eski Cami’de 6 asırdır uygulanıyor.
Ayrıca, Samsun’un Ladik ilçesinde bulunan Cuma Camisi’nde de 1075 yılından itibaren hutbe kılıçla birlikte okunuyor.
İlçenin, Selçuklu Sultanı Melik Ahmet Danişment Gazi'nin komutanları tarafından 1075'te fethedilmesinin arından buradaki kilise camiye çevriliyor.
945 yıldır her cuma kılıç geleneğinin uygulandığı Cuma Camisi, halk arasında ‘Kılıçlı Cami’ olarak anılıyor.
The Independentturkish