Ayet açılımından Rus BOP'u çıkar mı?
Ruslar, BOP’un bir Rus sürümünü geliştirmek için epeydir kafa yoruyormuş.
Ankara’da, üçlü Suriye Zirvesi’nin basın toplantısında Suudilere ayetlerle seslenmişti Putin. ‘Allah saldırganlığı sevmiyor, ancak nefsi müdafaa için savunma yapmayı onaylıyor, siz din kardeşisiniz, savaşmayın’ vaazı çekmiş...Ve petrol tesislerini vuran Husilere, misilleme saldırısıyla değil de İran ve Türkiye gibi S-400 koruması alarak karşılık vermeye çağırmıştı.
Ayetlerle Rus savunma kalkanı satış ve pazarlamasına oynuyor sanmıştım.”S-400’ler ümmetin güvencesi olabilir mi” başlığıyla da yazdım.
Öyle ya, hafız değildi ki Putin, bir çırpıda ezberinden ayet okusun, çalışılmış bir strateji olmalıydı.
Fakat yanılmışım. Din ticaretiyle füzesavar sistemi pazarlamaktan daha kapsamlı bir hazırlık ve doktrin yatıyormuş meğer altında.
Moskova Devlet Üniversitesi’nden Dr. Mehmet Perinçek, o hazırlığı Aydınlık gazetesinde iki günlük bir diziyle anlattı.
Ayak üstü iki ayetlik bir pazarlama cinliğinden fazlası var diyor, sonu hatim indirmeye kadar gidecek uzun soluklu bir plan...
Ruslar, BOP’un bir Rus sürümünü geliştirmek için epeydir kafa yoruyormuş.
Moskova’nın bu Ortadoğu ve Afrika projesine “Mevlana açılımı” adını yakıştırıyor Mehmet Hoca.
Bir ‘Rus versiyonu BOP’ üretme fikrinin hangi ihtiyaçtan doğduğunu şöyle söylüyor: Amerikan BOP’u çöktü, o proje başarısızlığa uğrayıp iflas etti ama yerine bir alternatif de konmadı. Oysa boşluğunu doldurmadan ABD’den tamamen kurtulmak mümkün değil...
Şunları da anlıyoruz Mehmet Hoca’nın ifşaatından...
Amaç, Atlantikçi plana karşı bölge ülkelerine bir Avrasyacı seçenek sunmak.
Bu şecenek de ABD destekli Vahhabi, selefi İslam yorumunu Yunus Emre, Mevlana ve Bektaşi geleneğini canlandırarak bölgeden tasfiye etmek...
Bir BOP gidecek, öbür BOP gelecek yani...
Peki ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşbaşkanlık üstlendiği versiyonu kötüleyen anti-emperyalistler, Rus BOP’unu hoş mu bulacak?
Hem tutmayan Atlantik BOP’u, demokratik hak ve özgürlükleri yaymayı vaat ediyordu...
Avrasya BOP’unun tek vaadi; bölgeye ılımlı bir Ortodoks, Sünni ve Şii din kardeşliği mi getirmek? Batı ve Vahhabi düşmanlığı ile S-400 kardeşliğinde mi birleşmek?
Putin, Suriye zaferini taçlandırmak isteyebilir bu modelle. Orada denedi, işe de yaradı ve kazandırdı...
Fakat S-400 almaya yatkınlık ve ABD’den koparılmaya teşne olmak, ön şartsa...
Mesela, Prens Selman’la radikal İslam’dan ılımlı İslam’a geçmeyi vaat eden Suudiler, S-400 kalkanı altına girmeden de klübe kabul edilecek mi?
Yahut Türkiye, NATO’dan kopmazsa din konseptli bu Avrasya ittifakına sokulmayacak mı?
Plan, Putin’le birlikte Erdoğan ve Ruhani’yi de projenin ortak rol modelliğine oturtuyormuş.
Suudi liderliğindeki Körfez hanedanlarını Şii kuşatmasına alma ortaklığına, dünden niye can atmasın Ruhani! Suriye ve Yemen provaları ortada...
Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu projeden ve eşbaşkanlık teklifinden haberi var mı? Anakara zirvesinde konuşulduğundan, takdim düzeyinde bile bahsinin açıldığından, lafının geçtiğinden, hiç değilse ön tanıtımının yapıldığından emin miyiz?
Anonsunu görünce Twitter’da takıldım Mehmet Hoca’ya. Sovyet yayılmacılığını durdurmaya dönük eski Yeşil Kuşak teorisinden kinayeyle, buna da Kızıl Kuşak projesi desek yanlış mı olur diye.
Soğuk Savaş senaryoları geçmişte kaldı elbette. Fakat din üzerinden, bu kez Batı ve müttefiklerini izole etmeye dönük bir karşı-proje, eski güç dengelerine dönüş ve rövanş arayışını çağrıştırmaz mı? Tutar mı bu özlem, gerçekçi mi demiyorum bile...
AKİF BEKİ / KARAR