AYM “harç bitti” mi dedi?

AYM’den ikrar, itiraf ve “dükkanı kapattık, başınızın çaresine bakın” kararı?!

AYM “harç bitti” mi dedi?




AYM “harç bitti” mi dedi?

Ahmet BATTAL YAZDI...
FETÖ/PDY üyeliği isnadıyla yargılanan Yüksel Yalçınkaya’ya verilen cezayı AİHS’e aykırı bulan ve bu yaklaşımını benzer tüm davalara teşmil edecek olan AİHM’den sonra AYM de “uzun yargılamalar kronik hal aldı, bu iş artık beni aşar” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin “harç bitti, inşaat paydos” demek isteyeceğini sanmıyoruz. Bu zan bile tek başına “AYM kapatılmalıdır” diyen iktidar ortağının ekmeğine yağ sürer. O ortak ki “eski Ak Parti”yi iç ve dış politikada, adalette ve ideolojide AKMHP yapmayı çoktan başardı. 

Ama ortada ciddi bir klinik vakıa da var. 

Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinin Hocalarından Prof. Dr. Muhammet Özekes’in konuyla ilgili önceki günkü X paylaşımını izniyle köşemize aynen alıyoruz:

***

AYM’den ikrar, itiraf ve “dükkanı kapattık, başınızın çaresine bakın” kararı?!

Anayasa Mahkemesi yeni verdiği bir bireysel başvuru kararıyla özetle; 

*Türkiye’de sistematik ve sürekli bir “makul süre” aşımı olduğunu, 

*Bu konuda ciddi ve etkili bir tedbir alınmadığını, 

*AİHM ve AYM pilot kararlarının gereğinin yapılmadığını, 

*Dolayısıyla adil yargılanmanın bir unsurunun artık malum ve maruf bir vakıa olarak ihlal edildiğinin açık olduğunu,

*Böylece her yargılamanın potansiyel ihlal içerdiğini,

*Kendisinin -bu konuda şimdilik- fiilen faaliyetini durdurduğunu, dükkanının bu bölümünü kapattığını,

*Bireylerin de artık kendi başının çaresine bakmasını veya başını başka yere vurmasını 

En üst seviyede ikrar ve itiraf edip hükme geçirmiştir.

AYM bu kararda özetle “şimdiye kadar 55.000’den fazla ihlal kararı verdim, bir şey olmadı, çaresine bakılmadı, bundan sonra da bir şey olmaz, çözüm üretilmez. Olsa olsa bir tek tazminat hesabı yaparım. Ama orada da ben bu yükü kaldıramam, ben bu işlere bakamam artık” diyor. 

Hayırlara vesile olsun! …

Bir ülkenin en üst yargı organının “beni kimse ciddiye almıyor” demesi kadar acı bir şey olamaz. …

Bunun sonucunda yargı organları karşısında artık başvuracak yer de kalmadığından vatandaş; 

“Yine tehir etme üç ay öteye, 

Bu dava dedemden kaldı Hakim Beğ. 

Otuz yıl da babam düştü ardına, 

Siz sağ olun o da öldü Hâkim Beğ” (A. Karakoç) 

diye mahkeme salonlarında şiirler mi okumalı? Yoksa ne yapmalı? …

Bu karar özellikle AYM kapatılsın diyenleri haklı çıkarmaz mı? Hem de bir yönüyle de fiilen belirli dosyalar bakımından AYM bu haliyle kapatılmış sayılmaz mı? Çünkü bugüne kadar 55 binden fazla bir sayıya -ki bu korunma ihtiyacının potansiyelini göstermektedir- ulaşan önemli bir konuda kendini fiilen kapatmıştır. … 

Bundan cesaret alanlar “hak ihlali çoğalınca ve yerine getirilmeyince AYM de karar vermekten vazgeçiyor” diyerek ihlalleri arttırıp kararlara uymama eğilimini artırabilir mi? Vs. vs. vs… 

Bundan sonra vatandaş ne yapsın? Dava açarken, AYM’ye başvururken Ayetül Kürsî mi okusun? Kimden medet umsun?

Mülkün temeliydi adalet hani, 

Bizim hak temelde saklı mı yani.

Çıkartıp da versen kim olur mani, 

Yoksa hırsızlar mı çaldı Hâkim Beğ.

Hem davacı pişman, hem de davalı,

Bu yolda tükettik çulu, çuvalı.

Sabret makamından çalma kavalı,

Sürüler ekine daldı Hâkim Beğ.

(A. Karakoç).

Ne ekin, ne eken, ne sürü kalır. Haksızlık yol olur acze düşünce…

AHMET BATTAL / YENİ ASYA