AYM'den dikkat çeken karar: Cezaevi kendisini mahkeme yerine koyuyor
DİLEKÇEYİ OKUYAMAZLAR
AYM'den dikkat çeken karar: Cezaevi kendisini mahkeme yerine koyuyor
Anayasa Mahkemesi (AYM), tutuklu Fevzi Kayacan’a, yazdığı dilekçeler nedeniyle disiplin cezası verilmesinin hak ihlali olduğuna karar verdi. AYM kararında dilekçelerin içeriği nedeniyle mahkûmlara disiplin cezası verilmesinin kanuni bir dayanağının bulunmadığına dikkat çekerken hukukçular ise cezaevi idaresinin kendisini mahkeme yerine koyduğunun altını çizdi.
Konya E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Kayacan, 2017’de yazdığı dilekçelerde, cezaevi yöneticilerinden biri hakkında, ‘kısa boylu, oldukça kilolu, geniş yüzlü, geniş gövdeli, kiloları nedeniyle yürümekte zorlanan’ gibi ifadeler kullandı. Cezaevi idaresi ise tutukluya bir ay bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası verdi. Tutuklu, AYM’ye başvurdu. Yüksek Mahkeme, tutuklunun ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine hükmederken 10 bin lira da tazminat ödenmesine karar verdi.
DİLEKÇEYİ OKUYAMAZLAR
BirGün'den Dilan Esen'in haberine göre, kararın gerekçesinde ise cezaevi idaresinin dilekçeleri okumaya yetkisi olmadığı gibi okuduktan sonra tespit ettiği sözlere yönelik işlem yapmaya da yetkisi bulunmadığına dikkat çekildi. Ayrıca idarenin dilekçenin içeriğiyle ilgili ceza veremeyeceğini çünkü bunun kanuni bir dayanağı olmadığının altı da çizildi.
Daha önce de çok sayıda tutuklu ve hükümlü, yazdıkları dilekçeler nedeniyle cezaevi idareleri tarafından cezalandırıldı. Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nden tutulan ve aralarında Özgür Kadın Hareketi Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan’ın da bulunduğu 6 kadın tarafından yapılan açıklamada, şöyle denmişti: “Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığımız suç duyuruları Cezaevi Disiplin Kurulu tarafından cezalandırmaya gerekçe yapılıyor.”
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da mayıs ayında tutukluların başvuru dilekçe ve mektuplarının engellenerek hiçbir başvurularının işleme alınmadığını belirtmişti. İHD ‘Türkiye Hapishanelerinde Hak İzleme Raporu 2021’e göre mektup ve dilekçeler ‘hapishane koşullarını ve hapishane idaresini kötülediği’, ‘yanlış bilgiler ve iftira içerdiği’ gibi gerekçelerle geri çevrildi. Tutuklular dilekçeleri nedeniyle çok kez disiplin soruşturmasına maruz kaldı, iletişim hakkından mahrum bırakıldı. İHD’nin nisan, mayıs ve haziran aylarını kapsayan Marmara Bölgesi cezaevlerine ilişkin hazırladığı rapora göre de 10 tutuklunun dilekçeleri işleme konmadı, 6’sına cevap verilmedi.
MAHKEME GİBİ DAVRANIYOR
İHD Eş Genel Başkanı Av. Öztürk Türkdoğan, hem AYM kararını hem de cezaevleri idarelerine verilen sınırsız imtiyazı değerlendirdi. Cezaevlerinde dilekçeleri nedeniyle çok sayıda tutuklu ve hükümlüye disiplin cezası verildiğini söyleyen Türkdoğan, bunun yaygın bir uygulama olduğuna dikkat çekti.
Bu nedenle çok sayıda dilekçenin de gönderilmediğini bildiklerini ifade eden Türkdoğan, “AYM’nin bu kararı önemli. Örneğin mahpus şikâyet ediyor, dilekçesi ya da mektubu gelmeyince avukatına söylüyor, bu sefer de onların üzerinden işlem yapılmasını söylüyoruz. İnfaz Kanunu çok ayrıntılı olarak verilecek disiplin cezalarını yazmış. Buna baktığınız zaman cezaevi idaresine çok geniş yetkiler tanınmış. 2004 yılında bu kanun yazıldığında ‘disiplin cezaları bu kadar geniş takdir yetkisi verilecek şekilde düzenlenemez’ diye itiraz etmiştik. İnfaz kanunu bir bütün olarak çok sorunlu. İdare, mektuba bile disiplin cezası veriyorsa gerisini siz düşünün” dedi. Dilekçelerin bir muhatabı olduğuna değinen Türkdoğan, şöyle konuştu: “O dilekçe aleniyete kavuşmuş değil, siz birisiyle ilgili hoşuna gitmeyen şeyler söylersiniz aleniyete intikal etse bile suç değil. Kapalı bir dilekçe bu, kimsenin bilmesi gerekmiyor. Cezaevi idaresi güvenlik nedeniyle ve bir başka suçun işlenmesini önlemek için dilekçeleri okuyor. Siz bir yere yazılmış bir dilekçeye baktınız, suç işleme talimatı yok, firar teşebbüsü yok o zaman buna karışamazsınız. Öyle bir şey olsa bile gereğini savcı yapar. Cezaevi idareleri uzun zamandır kendini yargı yerine koydu. Kurullar kendini mahkeme yerine koymuş zaten. AYM’nin bu ilke kararı benzer başvurularda da uygulanmak zorunda. Ama uzun zamandır kimse AYM kararlarını dikkate almıyor.”