AYM’nin 12 Yıllık Hak İhlali Raporu: Yargı Darbesinin Belgesi mi?
Erdoğan’ın Gücünü Kırmaya Yönelik Bir Strateji mi?
YUSUF İNAN YAZDI...
AYM’nin 12 Yıllık Hak İhlali Raporu: Yargı Darbesinin Belgesi mi?
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) yayımladığı bireysel başvuru istatistikleri, 12 yıllık süreçte hak ihlallerindeki artışa dair çarpıcı veriler sundu. 23 Eylül 2012 ile 30 Eylül 2024 arasındaki başvuru ve hak ihlali kararları, Türkiye’de yargıya olan güveni sorgulatıyor. AYM’nin istatistikleri, ülkede yargının halkla ilişkisini ve siyasi iktidar üzerindeki etkisini derinlemesine inceliyor.
AK Parti İktidarına Yargı Darbesi mi?
Hak ihlallerinin artışı, özellikle son 12 yılda AK Parti’nin halk tabanındaki desteğinde yaşanan düşüşle ilişkilendiriliyor. AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yerel seçimlerde büyükşehirlerin çoğunu muhalefete kaptırarak oy kaybına uğradı. Yargıdaki ihlallerin artması ve uluslararası düzeyde Türkiye’nin anti-demokratik bir ülke olarak algılanması, ekonomiyi de olumsuz etkiledi. Bu durum, yargı sistemindeki hak ihlallerinin kasıtlı olarak artırılarak AK Parti’yi halk nezdinde itibarsızlaştırmaya yönelik bir “yargı darbesi” yapıldığı yorumlarına yol açıyor.
AYM Verileri, Yargıya Güveni Sarsıyor
AYM’nin açıkladığı verilerde, 75 binden fazla hak ihlali kararı bulunuyor. Bu durum, AK Parti’nin güven kaybında yargı sistemi kaynaklı sorunların da etkili olduğunu düşündürüyor. Milyonlarca insanın terör soruşturmalarına dahil edilmesi, geniş kitlelerin hukuksuz uygulamalarla karşı karşıya kaldığını ve AK Parti’ye yönelik tepkilerin arttığını ortaya koyuyor. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası artan tutuklamalar ve halkın geniş bir kesimini “şüpheli” konumuna getiren yargı süreci, siyasi iktidara desteği sarsıcı bir etki oluşturdu.
Hukuk İhlalleri Ekonomiyi de Vurdu
Türkiye, yıllardır derinleşen bir ekonomik krizle karşı karşıya. Bu süreçte ülkenin anti-demokratik uygulamalarla anılması, uluslararası yatırımların çekilmesine engel oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı’nın “Türkiye batıyor” açıklamasının ardından borsada yaşanan sert düşüş, ekonomik sorunların yalnızca iç etkenlerle değil, dış itibarsızlaştırma kampanyalarıyla da ilişkili olduğunu gösteriyor. Halkın ekonomik sorunlara çözüm arayışı içinde olduğu bir dönemde, fırınlarda bayat ekmek talebinin artması ve gıda ürünlerinin çöplerden toplanması, Türkiye’nin içinde bulunduğu krizi daha net gözler önüne seriyor.
Erdoğan’ın Gücünü Kırmaya Yönelik Bir Strateji mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halk desteğinin yargı eliyle zayıflatıldığı yorumları, son 12 yılda artan hak ihlalleri ve terör soruşturmalarıyla besleniyor. Türkiye’de yaklaşık 13 milyon insanın terör soruşturmasıyla karşı karşıya kalması, yalnızca bireyleri değil, ailelerini de etkileyerek geniş bir tepki dalgası oluşturdu. Bu durumun, yargı süreçleri üzerinden AK Parti’ye ve Erdoğan’a yönelik bir itibarsızlaştırma ve zayıflatma stratejisi olduğu yorumları yapılmakta.
AYM Verileri Yargıya Güven ve Yargı Reformunun Gerekliliğini Ortaya Koyuyor
AYM’nin 12 yıllık raporu, Türkiye’de yargı reformu ihtiyacının ne kadar acil olduğunu ve hak ihlallerinin yargıya olan güveni nasıl zedelediğini ortaya koyuyor. İstatistikler, AK Parti iktidarı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tabanındaki erimenin bir nedeni olarak gösteriliyor. Eğer yargı reformu konusunda adımlar atılmazsa, AK Parti iktidarının yargıya dair güven kaybını onarması zor görünüyor.
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
İnstagram: fondinan2016
Mail: [email protected]