AYM'nin 'hak ihlali' kararına karşı Can Atalay tahliye edilmedi: 'İkili devlet anlayışını kabul etmiyoruz'
AYM'nin kararının gerekçesi neydi?
AYM'nin 'hak ihlali' kararına karşı Can Atalay tahliye edilmedi: 'İkili devlet anlayışını kabul etmiyoruz'
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) hak ihlali kararına rağmen tahliye edilmemesi için Hakimler Savcılar Kurulu’na (HSK) soruşturma çağrısı yaptı.
AYM'nin ihlal kararının Can Atalay’ın tahliyesinin önünü açması bekleniyordu.
Atalay, AYM kararının uygulanmamasının, kişi hak ve özgürlüklerini korumakla yükümlü devletin niteliklerine zarar verdiğini savundu ve “‘ikili devlet’ anlayışını kabul etmiyoruz” mesajı verdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin ihlal kararına rağmen dosyayı Yargıtay'a göndermişti.
Mahkeme, diğer dava süreçlerini hatırlatarak, AYM'nin 25 Ekim’de aldığı hak ihlalleri kararının yerel mahkeme kararına ilişkin olmadığını savunmuştu:
“Anayasa Mahkemesince verilen bireysel başvuruya konu ihlal kararı mahkememizin kararına ilişkin olmayıp, Yargıtay ilgili Ceza Dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu, dosyanın ilgili Daire önünde bulunduğu sırada başvurucunun milletvekili seçildiği ve bireysel başvuruya konu ihlalin bu Dairenin kararından kaynaklandığı, ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili Ceza Dairesince dosyanın esastan incelendiği ve karara bağlandığı, bu sebeple oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından, dosya Cumhuriyet Başsavcılığınıza gönderilmiştir.”
Dosyayı kabul etmesi durumunda Yargıtay’ın AYM’nin ihlal kararını görüşmesi ve buna dair karara varması gerekecek.
Dosyanın yeniden yerel mahkemeye gönderilme ihtimali de olduğu, ihlal kararı uygulanmazsa AYM’ye yeniden bireysel başvuru yapılması gerekeceği belirtiliyor.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, kararın ardından Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasında "Bundan sonra ilgili mahkemenin toplanması ve AYM kararının gereğini yerine getirmesi gerekir. Ancak bu hak ihlali katmerlenerek devam ediyor. Seçilmiş bir milletvekilinin görevini yapması engellenmektedir. Hatay halkı mağdur edilmekte, Türkiye'de seçme ve seçilme hakkını kullanan her yurttaş bir hak ihlaline uğramaktadır.... Bir mahkeme kararının uygulanmamasını kabul etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Can Atalay'dan 5 maddelik açıklama
X (eski adıyla Twitter) hesabından açıklama yapan Can Atalay şunları kaydetti:
- 25 Ekim günlü Anayasa Mahkemesi kararının yerine getirilmediği her bir dakikanın bu ülkede yaşayan herkesin hak ve özgürlüğünü korumakla yükümlü devletin niteliklerine zarar verdiği açıktır. Ancak "ikili devlet" anlayışını kabul etmiyoruz. Buna alışmayacağız.
- İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine neredeyse bir kılavuz açıklığında yazılan Anayasa Mahkemesi kararını, başka bir merciye "gereği için" göndermesinin açık hukuka aykırılığının HSK tarafından soruşturulmasını talep ediyorum.
- Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasına ilişkin bir "irade" var ise bu iradenin 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkanına ait olamayacağı açık olduğundan hukuka bağlı olmayan Devlet hayalinin sahipleri kimlerdir?
Atalay kalan iki maddede, TBMM'ye inceleme çağrısı yaptı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da TBMM'deki Grup Toplantısı'nda yargının, 'AYM'nin emsal kararlarına rağmen talimatla karar aldığını' savundu.
Can Atalay’ın tahliye edilmemesi nedeniyle avukatların Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde başlattıkları adalet nöbeti sürüyor.
Avukatlar adına basın açıklamasını okuyan Ekin Yavuz'un kararın 'Saray'da alındığını' savundu:
"Kararın Saray'da verildiğinin ispatı olarak karar tarihi, karardan 17 gün önce yazılmış, heyet yerine sadece mahkeme başkanının imzası konacak şekilde muhakeme hukukuna dikkat etmeyecek kadar pervasızlaşmışlardır”
Twitter paylaşımının sonu
AYM'nin kararının gerekçesi neydi?
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Atalay'ın bireysel başvurusunda, "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkı ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" haklarının ihlal edildiği sonucuna varmış, ayrıca Atalay'a 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetmişti.
AYM'nin gerekçesinde, Atalay'ın 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde milletvekili seçildiği, yasama dokunulmazlığına sahip olduğu konusunda kuşku bulunmadığı belirtilmişti.
Atalay'ın durumunun, Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen istisna kapsamında olduğu gerekçesiyle yargılanmasına devam edildiği ve tutuklu bulunduğu anımsatılan kararda, Atalay'ın Meclis'te yemin edemediği ve milletvekilliği görevini fiilen yerine getiremediği aktarılmıştı.
Bunun başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkına müdahale anlamını taşıdığı anlatılan kararda, AYM'nin daha önce de benzer durumlarda hak ihlali kararlarına hükmettiği hatırlatılmıştı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin, Atalay'ın yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı kanaatine vardığı aktarılan gerekçede, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi içtihadına aykırı davranmış, benzer ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmemiş, aksine başvurucunun anayasal haklarını -Anayasa'nın parlamentoya verdiği bir yetkiyi kullanarak- daraltıcı bir şekilde yorumlamak suretiyle ihlal etmiştir" tespiti yapılmıştı.
BBC TÜRKÇE