Azerbaycan ve başkanlık sistemi

Azerbaycan'ın bugünkü başkanlık sistemini ve yönetim tarzını değiştirmesi gerekiyor.

Azerbaycan ve başkanlık sistemi




Esfender KORKMAZ

Azerbaycan ve başkanlık sistemi

Sovyetler Birliği zamanında Dağlık Karabağ, ''Dağlık Karabağ özerk oblastı'' olarak  Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetine bağlı idi. Ermenistan, Şubat 1988 de Dağlık Karabağ'ın Ermenistan'a bağlanmasını istedi. 1991-1993 arasında sıcak savaşta Ermeniler, içerde Ermeni çetecilerin desteği ile  Dağlık Karabağ'ı işgal etti.

Savaştan önce Dağlık Karabağ'a giden Türk gazeteci Muammer Elveren anlatıyor:

''Ermeni çeteleri, Azeri köylerine otomatik silahlar; roket atarlar ve bombalarla saldırıyordu. Sovyet Kızıl Ordu birlikleri ve Sovyet tankları kıpırdamıyordu.''

Etnik çatışmalar ve savaş sırasında başta Hocalı olmak üzere Ermeniler tarafından 7 yerleşim alanında katliam yapıldı.

Savaşta Ermenilerin kullandığı ağır silahlar Sovyetlerin dağılmasından sonra Rusya tarafından boşaltılan üslerden kalmıştı. Ayrıca Rusya, savaş sırasında da el altından Ermenileri destekledi. Buna rağmen Azerbaycan Rusya'dan ayrılmıyor. Halen de Bağımsız Devletler Topluluğu üyesidir.

1813 ve 1827 yıllarında Kaçar Türkleri devleti ile Çarlık Rusyası arasında yaşanan savaşlar sonucunda Azerbaycan Kuzey ve Güney olarak ayrıldı. Aras nehri Azerbaycan'ı, kuzey ve güney olarak ikiye böldü. Şimdi Kuzey ve Güney Azerbaycan'ın yeniden birleşmesi İran'ın korkulu rüyasıdır.

2008-2011 arasında Türkçe konuşan ülkeler parlamenterler asamblesi üyesi idim. Bakü'ye toplantıya giderdik.

Azerilere yardıma giden Nuri Paşa komutasındaki "Kafkas İslam Ordusu"nda yer alan ve şehit olan bin 130 Türk askerinin anısına Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1996'da hizmete açılan bir cami yaptırılmıştı. 2009 yılında bu cami tamirat gerekçesi ile kapatıldı. Gerçekte camide tamir ihtiyacı yoktu. Azerbaycan yetkililerine nedenini sordum; ''Camiyi İran Hizbullah merkezi yapmıştı ondan kapattık'' dediler.Şimdi de Ermeni silahlı kuvvetleri, Azerbaycan'ın Tovuz bölgesine saldırı gerçekleştirdi. Demek ki Ermeniler buna cesaret edebiliyor.

1994'ten beri 26 yıl geçti. Normal olarak savaştan çıkmış ve toprak kaybetmiş bir ülke, bu 26 yılda silah yatırımı yapar ve savaş kabiliyetini artırırdı. Azerbaycan ne kadar yaptı? Yaptıysa da yeterli midir? Ancak bilinen odur ki petrol gelirli olan ve toprak kaybetmiş bir ülkenin Ermenileri caydıracak kadar hazırlıklı olması gerekirdi.

Azerbaycan'ın bugünkü başkanlık sistemini ve yönetim tarzını değiştirmesi gerekiyor.

Azerbaycan, Başkanlık sistemi nedeni ile devlet, eğitim, hukuk ve demokraside kurumsal yapıyı oluşturamadı.

Yine 2010 yılında Bakü ve Gence'de yaşadığım iki olay da dikkate değer.

Türkçe konuşan ülkeler parlamenterler asamblesinin yapıldığı Azerbaycan Millet Meclisi'nden çıktığımızda, hangi saat olursa olsun yolda polis arabaları dışında tek bir araba yoktu. Bu durumu Azerbaycanlı  profesör arkadaşıma sorduğumda, "siz geçeceksiniz diye bizi ara sokaklarda saatlerce bekletiyorlar" diye cevap verdi.

Azerbaycanlılar sanat ve müzik ileri düzeydedir. Sık sık konserler ve tiyatro gösterileri olur. Bir sokak tiyatrosu için Gence'ye gittik. Yine ortada hiç araba yoktu. Bir bakkala girip konuştum. Bakkal, "bugün sizler geleceksiniz diye şehre araba girişinin yasaklandı" açıklamasında bulundu.

Bakkala vergiyi nasıl ve ne kadar ödediğini sordum. Bakkal: "Her yıl dükkâna bir memur gelir, bir gün satışları kontrol eder, bu günlük ciroyu yıllığa çevirir ve vergi tahakkuk ettirilir." diye cevap verdi.

Baba Haydar Aliyev, 1993-2003 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı yaptı. Vefatından sonra 1993'te oğlu İlham Aliyev Cumhurbaşkanı oldu.

Azerbaycan halkı da demokrasiyi hak ediyor.

Kaynak Yeniçağ: Azerbaycan ve başkanlık sistemi - Esfender KORKMAZ