Aziz Kocaoğlu’ndan Tunç Soyer’e İzmir’in üst aklı – 3
Deniz Baykal'a kurulan kaset komplosunun, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgisi ne?
Aziz Kocaoğlu’ndan Tunç Soyer’e İzmir’in üst aklı – 3
Aziz Kocaoğlu ve bürokratlarının yargılanması ilginç bir döneme denk geldi.
İBB'deki yolsuzluk iddiaları, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a kurulan kaset komplosundan, hatta koltuğu Kemal Kılıçdaroğlu’na devretmek zorunda kaldıktan sonra ortaya çıktı.
CHP’de iki dönem çok önemli.
1 – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın şaibeli ölümü
2 – Deniz Baykal'ın kaset komplosuna maruz kalması
Her iki olay da CHP’de ciddi fay hatlarının kırılması ile sonuçlandı.
Aziz Kocaoğlu ve saf CHP’liler, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na düzenlenen polis operasyonu için beni suçluyor. Halbu ki o olayların başlamasında ve sonrasında benim hiçbir şekilde dahilim yok.
Olay nasıl patladı?
FOTO: ERSU HIZIR VE AZİZ KOCAOĞLU İYİ GÜNLERİNDE
Dönemin İBB Genel Sekreteri Ersu Hızır, hiçbir neden yokken, Yenigün Gazetesi yazarı Süleyman Gençel’i yemeğe davet etti. Süleyman Gençel’in iddiasına göre davette Genel Sekreter Yardımcıları da vardı.
Yine S.G’nin iddiasına göre Genel Sekreter Ersu Hızır; “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda herşey karman çorman, yolsuzluk var” dedi.
Süleyman Gençel, yemeği köşesinde yazınca İzmir gündeminde büyük sarsıntı oldu.
Kimse Süleyman Gençel ile konuşmaya cesaret edemedi. Olayları hiçbir gazete ve gazeteci yazamadı.
Dönemin Star İzmir Bölge Temsilcisi Ahmet Kaplan ile Yerel Gündem gazetesinden Yusuf İnan Süleyman Gençel ile röportaj yaptı.
O röportaj yayınlandıktan sonra “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda herşey karman çorman, yolsuzluk var” iddiaları Türkiye gündemine, ulusala taşındı. Çünkü, Yerelgundem.com ulusal da da takip edilen bir haber portalıydı.
Ben gazetecilik görevimi yaptım. Ersu Hızır ile yemek yediğini iddia eden gazeteciye mikrofon tuttum.
Aziz Kocaoğlu, o haber sonrasında Genel Sekreteri Ersu Hızır’ı görevden aldı.
Olayların detayını yazmayacağım. Olaylar geldi geçti. Uzun yıllar yazıldı çizildi. Herkese gına geldi.
Burada dikkat edilmesi gereken iki konu var…
1 - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Genel Sekreteri Ersu Hızır, Deniz Baykal tarafından İBB’ye gönderilmiş bir bürokrat.
2 - Süleyman Gençel, solcu bir gazeteci!
Bu olayda bombanın pimini çeken kişi Deniz Baykal'ın adamı olarak anılıyor!
Birlikte yemek yedikleri gazeteci de ileri derece solcu bir gazeteci.
Aziz Kocaoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu olayla ilgili bir suçlu arıyorsa, kendi teşkilatlarına bakacaklar!
Olayın benimle ilgisi yok!
Benim tespitim; bu olay, CHP’nin kendi içindeki iktidar mücadelesinin sonucudur.
Öyle olmasaydı, Ersu Hızır kendisi için intihar anlamına gelen bu sürecin içinde yer almazdı.
Ayrıca kimse, Deniz Baykal’a rağmen böyle bir olaya sebebiyet veremezdi.
Birileri Deniz Baykal'a kaset komplosu kurdu, hemen sonrasında da bu olay patladı.
CHP, tüm Türkiye'de yolsuzluklarla anıldı...
Onlarca bürokrat hapis yattı.
Büyük trajediler yaşandı.
O dönemin zarar görmeyen tek ismi Aziz Kocaoğlu'dur.
Herkes tutuklandı, Kocaoğlu dışarıda kaldı.
Ersu Hızır olayının bir benzeri de Karşıyaka’da yaşandı. CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Adnan Alabay’ı koltuktan indirmek için CHP içinden birileri komplo kurdu, ihbar etti, ettirdi.
O olayda Adnan Alabay ve ailesi büyük acılar yaşadı. Adnan Alabay’ın ağabeyi Arif Alabay cezaevinde vefat etti.
O olayda da CHP kurumsal olarak büyük yara aldı.
En şaşırtıcı olan da Adnan Alabay'ın kendisine ve ailesine yapılanları sineye çekmesi oldu.
Burada bir hususu hatırlatmakta fayda var.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu o olayın arkasındaki ismi ödüllendirdi.
Bir başka olay da Mustafa Balbay’ın tasfiye edilmesidir. O olayı ben yazmayayım. Mustafa Balbay kendisi anlatsın.
Kılıçdaroğlu’na rakip çıkarıp da ortada bırakanları, kurulan kumpası Mustafa Balbay yazsın.
*
Atilla Sertel, benim olayı yazmamış demesin. Atilla Sertel’e de yanlış yapıldı. O olayda da CHP kurumsal anlamda yıprandı.
Detayları Atilla Sertel’in kendisi anlatmalı diye düşünüyorum. O nedenle detayları yazmayacağım.
CHP’liler Yusuf İnan’ı doğru gazetecilik yapıyor diye, günah keçisi ilan etmesin!
CHP'nin İzmir skandallarını yapan ben değilim, ortaya döken ben değilim, patlatan ben değilim, CHP'liler.
Ben gazetecilik görevimi yaptım, olayları haberleştirdim.
Hepsi bu!
Taş uzaktan gelmez!
*
Bunları neden yazdım?
Tarihe not düşmek için.
Kamuoyunu doğru bilgilendirmek için!
*
Yarın, Buca Belediye Başkanlığı ve Ercan Tatı olayını yazacağım. Ercan Tatı ile ilgili dosyaları kimin getirdiğini öğrendiğinizde sorunun CHP'nin içindeki iktidar mücadelesi olduğunu daha iyi anlayacaksınız.
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
E-Mail: [email protected]