Babacan: Bu sene baskın bir seçim ihtimalini zayıf görüyorum
Babacan: KHK kanayan yaradır, adalet eksikliğidir
Türkiye’nin güçlendirilmiş parlamenter sisteme ihtiyaç duyduğunu savunan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Başkanlık sistemi geldiği günden beri Türkiye kan kaybediyor” dedi. Babacan, adalet, liyakat ve dinin siyasete alet edilmemesi vurgusu yaptı
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, TV5 kanalında Mustafa Yılmaz ve Bünyamin Güler’in “Kulis Ankara” programına konuk oldu.
“Türkiye’nin ihtiyacı güçlendirilmiş parlamenter sistemdir”
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Başkanlık Sistemi geldiğinden beri Türkiye’de çalışan kişi sayısının 3 milyon 185 bin kişi azaldığınına değinen Babacan, bu sistem geldiği günden beri Türkiye’nin kan kaybettiğini savundu:
Başkanlık Sistemini denedik ve olmayacağını gördük. Bu deneyimden sonra artık Türkiye için en ideal sistemi bulmak için arayışa geçmemiz gerekiyor. O da, bizim hep savunduğumuz gibi güçlendirilmiş bir parlamenter sistemdir. Türkiye’nin en acil ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve en ciddi sorunlarını çözmek ancak birleştirici, bütünleştirici bir siyasi hareketle mümkün.
DEVA Partisi’ni 'siyasi yelpazenin tam ortasında ve ana akım bir siyasi hareket' olarak niteleyen Ali Babacan, Türkiye’nin yeni bir ayrıma ihtiyacı olmadığını ve barış içinde yaşanan, yüksek refaha ulaşmış ve özgürce bir ülke olunmasını hedeflediklerini söyledi.
“Bu sene baskın bir seçim ihtimalini zayıf görüyorum”
Gündemi değerlendiren Ali Babacan'a erken seçim tartışmaları da soruldu.
2017 referandum kampanyasında Anayasa değişikliği yapılırken en önemli argümanlardan birisinin sistemin değiştirilip, başkanlık sistemine geçilerek, koalisyon devrinin sona erdirilmesi olduğunu belirten Babacan, “Koalisyonu bırakın, şimdi önceden bir ittifak yapma, ondan sonra seçime girme tablosu oluştu. Dolayısıyla halkın ne kadar aldatıldığını o seçim kampanyasında, o referandum kampanyasında bugün açık bir şekilde görüyoruz” yorumunu yaptı.
"Bugün seçim olsa eski oylarını almaları mümkün değil"
İktidara desteğin zayıfladığını savunan Babacan, “Bugün seçim olsa eski oylarını almaları mümkün değil; ne AK Parti’nin ne küçük ortakların. Artık eski destekleri yok. Daha İstanbul’un, Ankara’nın, Antalya’nın hatırası çok taze, Adana kaybedilmiş, Mersin kaybedilmiş, yerel yönetimlerde büyük şehirlerde en önemli illerde seçim kaybedilmiş. Dolayısıyla ben açıkçası bu sene böyle bir baskın bir seçim ihtimalini o açıdan zayıf görürüm” ifadelerini kullandı.
"Dinimizin siyasetin içerisine sokulmasına, oy toplamak için kullanılmasına karşıyız"
Programda, Ayasofya’nın ibadete açılması tartışmalarına da değinildi.
DEVA Partisi’nin temel ilkeleri arasında 'dinin kutsallarını günlük siyasete alet etmemenin' bulunduğunu belirten Ali Babacan, “Dinimizin böyle siyasetin içerisine sokulmasına, oy toplamak için kullanmasına karşıyız. İktidar partisinin yaptığı korkutarak oy toplamaya çalışmak. Ben daha iyisini yaparım diyemiyorlar artık. Bütün propaganda şu anda korkutma, elindekini kaybedersin korkutması. Biz diyoruz ki, hayır, hiç kimse elindekini kaybetmeyecek, tam tersine herkes kazanacak, herkesin kazandığı bir Türkiye bizi bekliyor ve biz onun için çalışacağız diyoruz, onun garantörü biziz diyoruz" yorumunu yaptı.
"Ortak aklın tek akla dönmemesi için parti tüzüğümüzü koruyan kurulumuz var"
Partilerinde ortak aklın tek akla dönmemesi için öncelikle parti tüzüğünde “İlke ve Değerler Kurulu” oluşturduklarından bahseden Babacan, ana amacın tüzükte ortaya konulan değerleri korumak olan bu kurula, siyaset yasağının getirildiğini anlattı.
Babacan, sözlerini "Bu kurulu ilk büyük kongremizde oluşturacağız. Nasıl bir anayasa var, bir de Anayasa Mahkemesi varsa, bizim de tüzüğümüz var ve o tüzüğün koruyucusu bir kurulumuz var" ifadeleriyle sürdürdü.
"Ehliyet, liyakat şu an da kırılmış durumda, sistemin ayakta durması mümkün değil"
Eskiden bir bakanlıkta genel müdür olabilmek için 12 yıllık devlet tecrübesi arandığını, şimdi ise böyle bir durumun söz konusu olmadığını savunan Babacan, "5 yıllık herhangi bir tecrübe yetiyor. Devletin sürekliliği kopmuş durumda. Bir kişi atayabilmek için kural değiştiriliyor mevzuat değiştiriliyor o kişi atanıyor, o kişi atandıktan sonra tekrar mevzuat eski haline getiriliyor. Sırf o bir kişiyi atayabilmek için yapılıyor bunlar, çok yanlış yapılıyor. Türkiye 83 milyonluk bir ülke, insan mı yok ? Devlet yönetimiyle ilgili en önemli üç ilke adalet, ehliyet liyakat ve istişare; bu üçlü sacayağı çok önemli. Ehliyet, liyakat şu an da kırılmış durumda. Onun için bu sistemin ayakta durması mümkün değil" dedi.
"Ekonomideki bir numaralı sorun güven"
Ekonominin politika parametrelerinin yanı sıra güven ve itibar boyutunun da bulunduğunu belirten DEVA Partisi Genel Başkanı, "Ekonomiyle ilgili kurumların ayağa kalkması 1 aydır. Ondan sonra ileriye doğru en az üç yıllık bir ekonomik program açıklarsınız. Ekonomik programla bu ülke toparlar diye kanaat oluştuğu anda zaten yatırım da gelmeye başlar piyasa canlanır. O güven ve ışığı bulduğu anda yatırımcı hemen yatırım yapmaya başlar. Yatırım başlar, istihdam başlar" ifadelerini kullandı.
Babacan'dan kriz uyarısı: Allah korusun 2001 gibi olur
Siyaset ve bankacılık için ateş ile barut benzetmesi yapan Babacan, bankacılığın siyasetin günlük rüzgarlarında savrulmaya başlaması halinde 2001'deki bankacılık krizine döneceği uyarısını yaptı:
2001’de niye 19 tane banka bir gece de battı? Hep siyasetle bankacılığın iç içe girmesi sebebiyle. Siyasi amaç, bankaların kredilerine yansıdığı zaman orada zarar kaçınılmazdır. Bu dünyanın her yerinde böyledir, Türkiye’de de böyle olmuştur, şu anda ki bu iş eğer böyle giderse sonucu da öyle olur, Allah korusun 2001 gibi olur. Bugün İslam iktisadı deniyorsa, bir soru soruyorum ben burada; 2017’de devletin ödediği faiz 57 milyar TL, 2020’de faiz ödeneği 139 milyar TL. Ne oldu da 3 yılda 57 milyarlık faiz ödemesi bütçede 139 milyara çıktı? Eğer İslam ekonomisi diyorsak, burada öncelik güvendir, sözünde durmaktır, konuşurken doğruyu söylemektir, asla aldatan olmamaktır. Bu kadar sıradanlaştırmamak, günlük malzeme haline getirmemek lazım, gereğini yapmak lazım. Son 3-4 yıla bir bakın, bugün eğer ekonomi bu hale geldiyse bunun en önemli sebeplerinden birisi de israftır.
"KHK kanayan bir yaradır, adalet eksikliğidir"
Kanun hükmünde kararname (KHK) ile işlerini kaybedenlerin durumuna da değinen Babacan, "KHK kanayan bir yaradır, adalet eksikliğidir. Burada önemli olan, gerçekten yargıyı iyi çalıştırmak, ama tarafsız ve bağımsız çalıştırmak ve varsa hak kayıpları bunları da acilen iade etmek. Biz parti programımızda bunu açık açık yazdık bu kapsamdaki KHK’lılarla ilgili mutlaka gereken yapılmalıdır dedik" yorumunu yaptı.
Independent Türkçe, TV5