Babacan: Erdoğan parlamenter sistem isteyebilir
'MAÇ ÇOKTAN BİTTİ'
Babacan: Erdoğan parlamenter sistem isteyebilir
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, muhalefetin parlamenter sistem hazırlığının karşılık bulması durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bunu isteyebileceğini söyledi. Babacan, 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' vurgusunu neden yaptıklarını açıkladı.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 6 muhalefet partisinin uzlaştığı 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi'ni seçimi kaybedeceklerini anlayınca AK Parti'nin de isteyebileceğini söyledi.
Babacan, "Bu riski Kılıçdaroğlu ve Akşener'e söyledim. 'Erdoğan bakıyor ki parlamenter sistem kazanıyor. 'Niye 50+1 peşinde koşalım? Gelin, parlamenter sistemi konuşalım' diyebilir" dediğini aktardı.
Partisinin Esenyurt ilçe başkanlığı açılışının ardından gazetecilerle görüşen Babacan'na soru soran İsmail Saymaz, aldığı cevapları Halk TV'nin internet sitesindeki köşesine taşıdı.
Fahiş fiyatlara yönelik Tarım Kredi Kooperatifi'ne bağlı market açmanın pahalılığa çözüm olup olmayacağının sorulduğu Babacan, "Daha önce tanzim satış mağazalarını devreye soktular. Ne oldu? Bir tane kaldı mı? Sonuç koca bir sıfır. Yine işe yaramayacak. Fiyatları regüle etmek (ayarlamak) için 500-1000 şubeyle bu iş olmaz. Fiyatları aşağıya çekme gayreti varsa Tarım Kredi Kooperatifi mağazalarına zarar ettirmeleri lazım. Piyasanın yüzde 10-20 altında sattıracak ki regüle etsin. Ona da mal yetişmez. Zaten uzatma dakikaları şu anda. Maç çoktan bitti, uzatma dakikaları var. Uzatmaları dört dakika daha uzattırabilir miyiz; bunun çabası içindeler. Beyhude bir çaba. Asla sonuç vermez" diye yanıtladı.
Cumhurbaşkanı'nın ABD'de benzinin tükendiği, Almanya ve Fransa'da kuyruklar oluştuğuna yönelik sözlerini değerlendiren Babacan, "Buna 'uydurulmuş gerçeklik' diyoruz. Biliyor da farklı konuşuyorsa uydurmuş oluyor. Bilmiyorsa, hayal alemindeyse 'paralel dünya' diyebiliriz. İkisi de muhtemel. Bütün yetki ve kararlar tek kişide biriktiği anda gerçeklerden kopmak mukkadderdir. O kadar bilgiye ulaşması, konuların derinine inmesi, meseleyi anlaması ve doğru karar vermesi kolay değil. Birileri böyle şeyler anlatıyor, o da inanıyor olabilir" değerlendirmesi yaptı.
Babacan devamında ise "Zaten kaybolmuş bir kitle var. Onların dönmesi mümkün değil. 'Kalanlara öyle şeyler söyleyeyim ki, inansın inanmasın, argüman lazım' diyor. Gördüğümüz tablo şu: AK Parti seçmeni argüman bulamıyor. Bize sahada 'Sizi seviyorduk, niye ayrıldınız?' diyorlar. Bu bir duygusal bağ. İşin içinde dini inançlarla ilgili kısım var. Sadece siyasi tercih olarak görmeyin. Seçmenin bir kısmı bunu (AK Parti'ye oy vermeyi) dinimizin gereği olarak değerlendirebiliyor. O kitleye argüman gerekiyor. Bunların hiçbiri kayışı durduramıyor" şeklinde konuştu.
"Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun görevden alınacağı iddiası doğru mu" sorusuna ise Babacan, "Hiç bilmiyorum. Ama mevcut arkadaşın Tayyip Bey'in iradesi dışında adım atacak birisi olduğunu zannetmiyorum. Ne derse yapar" şeklinde cevap verdi.
'İTİKADİ BİR MESELE İSE FAİZİ SIFIRLASIN'
Erdoğan'ın faizi düşürmediği için Kavcıoğlu'ndan rahatsız olduğunun söylendiğinin hatırlatıldığı Babacan, "Erdoğan, yüksek faizden memnun değilse düşürebilir. Nasıl Varlık Fonu başkanı olarak kendisini görevlendirdi; MB başkanı olarak kendisini görevlendirebilir. Kendisi başına geçsin para politikasının, kararı alsın. Onun iradesi olmadan MB'nin adım atmasını mümkün görmüyorum. Para politikası üyelerini ona göre oluşturdu. Ama ne oldu? Faizi bir puan indirdi. Hazine'nin borçlanma faizi 1,5 puan arttı. Faizin zamansız inişi enflasyon beklentisini yükselti. İşe yaramadı. Diyeceksiniz ki yüzde 18 faiz yüksek değil mi? Yüksek ama faizi düşürmenin yolu, MB faizini düşürmek değil, güven, istikrar ve döviz girmesidir. Döviz ne kadar çok bollaşırsa kuru rahatlatır ve faiz düşer. Niye bir puan indiriyorlar, faiz sebep, enflasyon sonuçsa? Beş puan-on puan indirsin. Ya da itikadi bir mesele ise faizi sıfırlasın" ifadelerini kullandı.
'CUMHUR İTTİFAKINDA YER ALMAYIZ'
Saymaz'ın, "Millet İttifakı'na dahil olacak mısınız" sorusuna ise Babacan, "Bugün için bir kararımız yok. İleride olabilir de olmayabilir de. Parlamenter sistemde diyelim uzlaştık. Geçiş süreci nasıl işleyecek? İttifakı o çalışmaların seyri belli eder. Cumhur İttifakı'nda yer almayız. Onlar başkanlık sistemi istiyor" dedi.
'SİSTEM DEĞİŞMELİ AMA BU İKTİDAR MUTLAKA DEĞİŞMELİ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlık sisteminden vazgeçebileceğini kaydeden Babacan bu yüzden güçlendirilmiş parlamenter sistem vurgusu yaptıklarını, Sert bir 'U' dönüşü yapması lazım. Yapar mı? Yapabilir. Onun için bizler ne diyoruz? Sadece sistem değişikliği yetmez. Ülkeyi yöneten zihniyetin değişmesi lazım. Topyekün bir iktidar değişikliği lazım.
Hayırlı olsuna geldiklerinde bu riski Kılıçdaroğlu ve Akşener'e söyledim. 'Erdoğan bakıyor ki parlamenter sistem kazanıyor. 'Niye 50+1 peşinde koşalım? Gelin, parlamenter sistemi konuşalım' diyebilir. Böyle bir ihtimale hazır olalım. (dedim.)
2018'den önceki dönemi düşünelim. Parlamenter sistem varken Tayyip Bey'in isteyip yapamadığı bir şey var mıydı? Meclis'e talimat verip çıkartamayacağı kanun var mıydı? Eski sistemde başkanlık sistemini defacto yürütüyordu. Anayasa değişikliğiyle, yaptığına hukuk kılıfı geçirildi. Hukuk kılıfına uyuyor mu? Canı istemezse gene uymuyor. Sistem değişmeli, ama bu iktidar mutlaka değişmeli. Çünkü bu şekilde yönetmeye alışmış, bürokrasiyi kendisine sadık insanlarla donatmış bir zihniyet var. İstediğiniz kadar sistemin adını değiştirin, şeklini değiştirin, adam aynı adam, kadro aynı kadro" şeklinde açıkladı.
'MEŞRU SİYASET ZEMİNİNDE KIRMIZI ÇİZGİ YOK'
Kürt sorunu ve muhataplığı ile ilgili söylemleri dikkat çeken Babacan konuya ilişkin ise şu şekilde konuştu:
Kürt sorununda çözümü kastederek, şöyle dediniz: 'Sorun varsa ilgili herkes ile görüşülmesi gerektiğini biliyoruz' dediniz. 'İlgili herkes' derken kimleri kastediyorsunuz?
Kim varsa. Adres olarak meşru demokratik siyaset zeminini işaret ettim. Bu zeminde siyasi partiler var. Siyasi parti olmayan aktörler, bu işe kafa yormuş kuruluşlar, dernekler, düşünce kuruluşları ve düşünürler var. Herkesle konuşuruz. Kimseyle konuşmaktan çekinmeyiz.
Kırmızı çizginiz var mı?
Meşru siyaset zemininde kırmızı çizgi yok.
PKK ve İmralı'yı hariç tutuyorsunuz.
Kürt sorunu ile PKK'yı aynı torbaya koyduğumuzda iş yürümüyor. Çözüm Süreci ile ilgili bir değerlendirme yapmamız gerekirse en önemli konu, vatandaşların temel hakları ile terör örgütünün yaptıklarını ve yapmayacaklarını aynı müzakere masasında al-ver meselesi haline getirmekti.
Bu hataydı.
Bu hataydı tabii. Olmadı, yürümedi. Terör örgütüyle mücadeleyi ayırmamız gerekiyor. Tabii ki, elinde silah varsa, sizin de elinizde silah olacak. Ama diplomasi önemli. Siyasi diyalog önemli. Bölgeyle diyalog önemli. PKK sadece Türkiye'de yok ki. İran, Irak ve Suriye'de var. Bu ülkelerle görüşüyor olmak lazım. Her ne ise iddiaları, iddialarının varlık sebebi neyse ortadan kaldırmak lazım.
KARAR