DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Samsun İl Kongresi'nde konuştu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'yi krizi soktuğunu belirten Babacan "Partili Cumhurbaşkanlığı yönetimindeki tıkanma, hukuk ve kamu yönetimine, oradan da ekonomiye yansıyor. Türkiye, 'çoklu bir sistem krizi' yaşıyor. Bu durum adeta bazı hastalarda görülen çoklu organ yetmezliğine benziyor" dedi. 

Hükümetin yeniden AB hedeflerini hatırladığını ifade eden Babacan "Daha düne kadar "haç-hilal" deyip vatandaşlarımızın dini duygularını istismar ederken, nasıl oldu da birden Avrupa hedefi tekrar hayallerinizi süslemeye başladı?" diye sordu. 

"Şu an halkımızın açık bir şekilde sağlık hakkına erişimi engelleniyor. Bu yönetim sağlık sistemini ciddi bir tıkanıklığa mahkûm etti. Herkesin maaşından sağlık sigortası primi kesiliyor. Halkımız bu bedeli ödediği hâlde sağlık hizmetlerine erişmekte güçlük çekiyor. İşte burada da kaybet-kaybet tablosu görüyoruz.

Artık yeter!.. İşin ucunda bu milletin hayatı var. Tekrar ediyorum: İnsanların salgın hastalık yüzünden hayatlarını kaybetmeleri önlenebilir. Tablonun bu denli ağır olmasının tek sebebi kötü yönetimdir. Açıklanan düşük vaka sayısıyla bile, pandemide dünya üçüncüsü olmamızın başka bir izahı yok.

"HAZIRSANIZ KOPYA VERİYORUM"

Hazırsanız kopya veriyorum, dikkatle dinleyin: Enflasyonu olduğundan düşük açıklamak size güven kazandırmaz. Pandemi vaka sayılarını düşük açıklamak, size güven kazandırmaz. Doğru haber yapan gazetecileri işten attırmak, doğruyu söyleyen sivil toplum kuruluşlarını hain ilan etmek, size güven kazandırmaz. Suç örgütlerine, yasadışı yapılara övgüler düzenlerle ortak olmak, onlara sahip çıkmak, size güven kazandırmaz.

"ÇETELER KOL GEZİYOR AMA..."

Ekonominin bu kötü durumda olmasının en önemli sebeplerinden birisi, şu andaki yönetimin hukuku çiğnemeyi bir alışkanlık hâline getirmesi. Mafyanın, çetelerin, karanlık güçlerin kol gezdiği, Cumhurbaşkanı’nın desteğiyle mahkemelerin anayasaya uymadığı bir dönemde, kalkmışlar bir de hukuk reformundan bahsediyorlar.

Ağzını açanı, fikrini söyleyeni susturuyorlar. Bakın şu an ekonomimiz son yirmi yılın en kötü seviyesinde. Konuşmaya müsaade etmezlerse, kulaklarını açıp dinlemezlerse 'en doğru benim fikrim' diye inat ederlerse elbette sonuç bu olur. İşte o yüzden biz diyoruz ki korkma Türkiye. Konuş. Konuş ki Türkiye kazansın.

"TÜRKİYE DAHA DA İÇE KAPANIYOR"

Geçtiğimiz gün Ağrı’nın İran sınırına 81 kilometrelik duvar yaptıklarını söylediler. Zaten Suriye sınırımızdaki 800 küsur kilometrelik duvarı da geçtiğimiz aylarda tamamladılar. Dış politikayı, diplomasiyi rafa kaldırdıkları için, güvenliği ancak sınırlar boyu duvarlarla sağlamaya çalışıyorlar. Böyle bir şey olabilir mi?

Biz vaktiyle dış ilişkileri yönetirken komşularımızla iyi ilişkileri esas aldık. Bırakın duvar örmeyi, serbest dolaşımı hedefledik. Hatırlayın, o günlerde hem üretimimiz hem de ihracatımız hızla arttı. Ülkemizin refahı arttı. En çok da sınır illerimiz istifade etti bundan. Ama şimdi uygulanan bu yanlış politikalarla ülkemiz daha da içe kapanıyor.

Sanki senelerdir Avrupa’yla kavga eden kendileri değilmiş gibi, geçen günlerde 'Kendimizi Avrupa’da görüyoruz' dediler. Siz iktidara daha dün gelmediniz. Avrupa'yla, NATO’yla, Batı’yla kavga eden; ülkeyi içe kapatan, tüm ülkeyi kendi şahsınızı merkeze alarak yöneten sizsiniz. Bu zihniyet nedeniyle, ülkemizi yoksullaştıran da sizsiniz.

S400 füzelerine milyarlarca dolar para verdiniz, kullanamıyorsunuz. F35 savaş uçaklarına milyarlarca dolar para verdiniz, onları da alamadınız. Hem milyarlarca doları kaybet, hem F35’leri kaybet, hem de S400’leri… Bu mu dış politika? Kaybet-kaybet-kaybet!..

"PAZARA GİDEN VATANDAŞ ÇOK İYİ BİLİYOR"

Halkımız pandemiyle daha da derinleşen ekonomik kriz nedeniyle açlık sınırında yaşıyor. Türkiye’yi getirdikleri bu noktada, her üç kişiden biri işsiz veya atıl durumda. Çarşı pazar enflasyonunu yüzde 30’lara, 40’lara, 50’lere kadar yükselttiler. Onlara sorsanız enflasyon yüzde 10 küsur. Ama gerçek enflasyonu sokağa çıkan, pazara giden vatandaş çok iyi biliyor.

Çevre konusundaki en önemli konu nesiller arası adalet. Biz bugün hızlı büyüme adına çevreyi, havayı, suyu kirletiyorsak ve bu gelecek nesiller için daha kötü bir gelecek demekse bu adaletli değil. Hepimizin üzerinde bireysel ve toplumsal bir sorumluluk var. Çevreyle dost bir politika izlemek zorundayız."

ERDOĞAN, YENİDEN AB HEDEFİ BELİRLEDİ

 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifasının ardından ekonomi ve hukuk alanında yeni reformlara başlayacaklarını duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB ile ilgili de dikkat çeken mesajlar vermişti.

 

"Geleceğimizi Avrupa ile kurmayı tasavvur ediyoruz" diyen Erdoğan AB'ye seslenmişti: "Avrupa Birliği'nden bize verdiği sözleri tutmasını, ayrımcılık yapmamasını, en azından ülkemize yönelik aleni düşmanlıklara alet olmamasını bekliyoruz. Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz."

 

Bu açıklamadan bir gün sonra Erdoğan, AB'ye çağrısını yinelemişti: "Her şeye rağmen hiçbir ülkeyle, kurumla siyaset yoluyla, diyalog, müzakere yoluyla çözülemeyecek sorunumuzun olmadığına inanıyoruz. Bunun için Avrupa Birliği'ne tam üyelikten mülteciler meselesine kadar ülkemize verdiğiniz sözleri tutun, birlikte daha yakın, daha verimli bir iş birliği tesis edelim çağrısında bulunuyoruz."

"KOLAY DEĞİL AMA HIZLI İLERLİYOR"

Babacan, Samsun'da gençler ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile de bir araya geldi.

Samsun'da gerçekleşecek kongrenin 42'nci olduğunu, partinin 9 ayını doldurduğunu belirten Babacan, "Bu kısa süre içinde 81 ilimizin 78'inde de kurucu il heyetimizi oluşturmuş durumdayız. 922 ilçemizin 468 de kurucu heyetimizi oluşturduk" ifadesini kullandı.

Yarın Çankırı'daki kongrenin ardından büyük kongreye gideceklerini anlatan Babacan, teşkilatlanmanın kolay olmadığını ancak kendilerinin hızlı şekilde süreci ilerlettiklerini dile getirdi.

"ANA AKIM BİZİ GÖRMEZDEN GELİYOR"

Kendilerine gösterilen ilgiden memnun olduklarını vurgulayan Babacan, şunları söyledi: "Edirne'de, Balıkesir'de gördüğümüz ilginin seviyesiyle Diyarbakır, Van'da gördüğümüz ilginin seviyesi aynı. Ya da Yozgat, Kırıkkale, Kırşehir'e gittiğimizde gördüğümüz ilginin seviyesi aynı. Bu da gerçekten istisnai bir durum. Tüm Türkiye coğrafyasında benzer destek gören bir siyasi partiyiz. Özellikle tanıtım aşamasında daha işin çok başındayız. Ana akım medya bize önemli ölçüde kapalı. Bizi yok sayıyorlar, görmek istemiyorlar. Haberleştirmek istemiyorlar ama sosyal medyada oldukça aktifiz."

Babacan, halkın en çok ekonomik sorunları dile getirdiğine işaret ederek "Niye bu ekonomik sorunu yaşıyor Türkiye diye baktığımızda, aslında işin özünde yönetim sorunu olduğunu görüyoruz. Hukukun ve adaletin işlemediği, özgürlüklerin sınırlandırıldığı, demokrasinin de ağır şekilde aksadığı bir dönemdeyiz. İşin temeli bunlar" diye konuştu.

KARAR