Babacan'dan AYM tartışmalarına sert tepki: Adalete inanmıyorlar

“GÜVENLİK KONUSUNDAKİ ACZİYETİN İTİRAFIDIR”

Babacan'dan AYM tartışmalarına sert tepki: Adalete inanmıyorlar




Babacan'dan AYM tartışmalarına sert tepki: Adalete inanmıyorlar

DEVA Partisi Lideri Babacan, Bakan Soylu'nun Anayasa Mahkemesi Başkanı'na yönelik sözlerine, "Ülkedeki güvenliği sağlamakla yükümlü bir hükûmet üyesinin bir yüksek yargı mensubuna sarf ettiği sözler utanç vericidir" ifadeleriyle tepki gösterdi.

DEVA Partisi Lideri’nin açıklamaları şu şekilde:

“GÜVENLİK KONUSUNDAKİ ACZİYETİN İTİRAFIDIR”

Anayasa Mahkemesi'nin aldığı bir karar üzerine, bir hükümet üyesi Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı şahsen hedef alan, hem iftiralar içeren hem de tehdit kokan açıklamalar yaptı. Mahkeme kararları elbette eleştirilebilir, ancak ülkedeki güvenliği sağlamakla yükümlü bir hükûmet üyesinin bir yüksek yargı mensubuna sarf ettiği sözler ülkemiz adına utanç vericidir. Hükümetin güvenlik konusundaki acziyetinin itirafıdır. Hükümet kendi işini yapamadığını ilan etmiştir.

Bugün Anayasa Mahkemesini hedef alanların bir kısmı, askeri vesayet günlerinde, o yüce mahkemede görev yapan yargıçların hür iradeleriyle davranma cesaretine sahip olmaması yüzünden seçilme hakları gasp edilmiş, partileri kapatılmış, inanç özgürlükleri ayaklar altına alınmış insanlar. Devran döndü, şimdi bu insanların bir kısmı iktidarda. Ancak, vesayet rejimindeki hak hukuk tanımayan iktidarlar gibi davranmaya başladılar. İktidar, ne yazık ki, bugünün yüksek mahkeme mensuplarını vesayet rejiminin yargıçlarına benzetmeye çalışıyor.

“ADALETE İNANMIYORLAR”

Ne zaman özgürlükçü, demokrat, adil, hakka uygun bir karar verilse karşı çıkıyorlar. Çünkü adalete inanmıyorlar.

İktidarın ortağı, Anayasa Mahkemesi için “engel” dedi, “yeniden yapılandırılması gerek” dedi. Cumhurbaşkanı da destekledi. Kimse kusura bakmasın, halkımız mağdur edildiğine inandığında Anayasa Mahkemesine başvuracak ve elbette hakkını arayacak.

“ORTA DİREK YILIYOR”

Hükûmetin yaptığı yanlışlar yüzünden orta direk yıkılıyor. Yalanlarla, çarpıtmalarla kandırmaya çalışsalar da biz bunları görüyoruz, halk görüyor. “Biz döviz kuruna bakmıyoruz, ilgilenmiyoruz" diyorlar. Halkı cahil, anlamaz sanıyorlar. Halk, her gün sokakta, pazarda, markette gerçek enflasyonu da işsizliği de iliklerine kadar hissediyor. Yeter artık. Biz bu yanlışların bedelini ödemek istemiyoruz.

Kur sizi ilgilendirmiyor da niçin akaryakıta zam yapıyorsunuz? Niçin elektriğe zam yapıyorsunuz? Bunların maliyetinin direkt döviz kuruna bağlı olduğunu bu halk anlamıyor mu zannediyorsunuz? Devletin borcunun önemli bir kısmının döviz borcu olduğunu bu millet bilmiyor mu sanıyorsunuz?

“EN ÖNEMLİ MİLLİ ÇIKARIMIZ HALKIN SAĞLIĞIDIR”

İktidar, Koronavirüs tablolarının gerçek tabloyu yansıtmadığını açıkladı. Türk Tabipleri Birliği aylardır verilerin gerçek olmadığını söylediği için hain ilan edildi. Sırf turizm gelirlerini artırma gayesiyle sağlık istatistikleri tahrif edilemez. Bu halkın canının hiç mi kıymeti yok? Mesele ülkenin çıkarlarıysa, en önemli milli çıkarımız halkımızın sağlığıdır.

Her yere para bulan iktidar sağlık ve eğitime gelince para bulamıyor. İlaç ve tıbbı malzeme tedarik eden firmalara borçlarını ödemiyor. Çünkü devletin bütçesi iflas etmiş durumda. Hazinede para kalmadı. Ama bu durumda bile Kanal İstanbul için ihale yapmayı ihmal etmiyorlar.

“AİLELERİN YATIRIMI MÜLKE DEĞİL, ÇOCUKLARINADIR”

Hamaset dışında ülkemize hiçbir şey sunamayan iktidar, çocuklarımızı da eğitimsiz bırakmıştır. Eğitim bir haktır. Devletin görevi eğitimde fırsat eşitliğini sağlamaktır. Eğitime erişim açısından, maddi imkanı olan ailelerle imkanı olmayan aileler arasında ilk defa uçurum bu kadar büyümüştür. Yoksul ailelerin çocukları eğitim imkanlarından mahrum kalmaktadır.

İktidar uzaktan eğitimi de yakından eğitimi de beceremiyor. Sınavlara girecek öğrencilerimiz sınav müfredatını bilmiyor. Belirsizlikler gençlerimizin gelecek umudunu yok ediyor. Bu ülkede ailelerin en büyük yatırımı mala mülke değil, çocuklarınadır. Ülkeden umudunu kesen gençlerimize yeniden burada huzur içinde ve özgürce yaşayacakları bir ortam sunmak zorundayız. DEVA Partisi’nin amacı, Türkiye’ye kaderinin bu olmadığını göstermektir.

“AZERBAYCAN’IN HAKLARINI DESTEKLİYORUZ”

Ermenistan tarafından işgal edilen Dağlık Karabağ bölgesi Azerbaycan Cumhuriyeti’nin öz toprağıdır. Biz, Ermenistan’ın bu hukuksuz işgali derhal sonlandırması gerektiğini düşünüyoruz ve Azerbaycan’ın uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını sonuna kadar destekliyoruz.

SOYLU NE DEMİŞTİ?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan'ı, "Şehirler arası kara yollarında gösteri ve yürüyüş düzenlenemez" hükmünü iptal etmesi nedeniyle ağır şekilde eleştirmişti. Soylu, şunları söylemişti: Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Anayasa Mahkemesi Başkanı'na söylüyorum kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım sen var mısın? 

ARSLAN'DAN SOYLU'YA CEVAP 

AYM Başkanı  Arslan, Soylu'nun eleştirisine üstü kapalı cevap vermiş ve "AYM kararları kutsal metinler değildir, eleştirilebilir. Herhangi bir metni eleştirmek için öncelikle onu okuyup anlamak gerekir " demişti. 

BAHÇELİ: AYM YENİDEN YAPILANDIRILSIN 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, parlamenter sistemin bütün kamburlarından, engellerinden arındırılması” gerektiğini ifade eden yazılı açıklamasında, AYM'yi kastederek, “Parlamenter sistemin oluşturduğu kurumların yeniden yapılanması ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine fonksiyonel açıdan müzahir noktaya taşınması artık kaçınılmaz bir zarurettir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini darbelerin ardından tesis ve tezahür eden kurumların küflü prangalarından kurtarmak asıl olmalıdır” ifadelerini kullanmıştı. 

DAVUTOĞLU'NDAN BAHÇELİYE TEPKİ: BUNLARIN BİLDİĞİ TEK ŞEY KAPATMAK 

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da Bahçeli'nin Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yapılandırılmasına yönelik çağrısına, "Bunların bildiği tek şey kapatmak, Türkiye’yi içe kapat, üniversite kapat, baro kapat, Tabipler Birliği’ni kapat. Arada bir kafalarına yatmayan demokratik kararlar çıktığı için, Anayasa Mahkemesi'ne bile tahammülleri yok. AYM bir hükümet sistemi kurumu değil ki, bir yargı ve adalet kurumu" ifadeleriyle tepki göstermişti. 

KARAR