Babacan'ın parti programında yer alan vaatler neler?
'KHK, FETÖ, parlamenter sistem, şeffaflık'
Babacan'ın parti programında yer alan vaatler neler?: 'KHK, FETÖ, parlamenter sistem, şeffaflık'
Ali Babacan'ın kurduğu DEVA'nın parti programı açıklandı - © Kelime bulutu: Euronews,
Ali Babacan liderliğinde kurulan Demokrasi ve Atılım Partisi’nin (DEVA) programı ortaya çıktı. Program partinin hangi konularda ne politikalar yürüteceğini, öncelik, hedef ve vaatlerini içeriyor. DEVA’nın programında en öne çıkan unsur şeffaflık ve hesap verebilirlik olarak dikkat çekiyor. Parlamenter sisteme dönüş başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi vaat ediliyor.
İşte DEVA’nın farklı konulardaki plan, hedef ve taahhütleri:
Herkes için temel hak ve özgürlükler
DEVA, “özgürlük, eşitlik, adalet” temelleri üzerine kurulu bir demokrasi anlayışının savunucusu olduğunu iddia ediyor. Bu itibarla, temel hak ve özgürlükleri etnik köken, dil, din, mezhep, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için tanıdığını beyan ediyor.
OHAL kararnameleri tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılacak ama geçmişe dönük düzenleme belirsiz
Hukukun üstünlüğü, adalet ve güçler ayrılığı yönünde güçlü mesajlar veren Babacan’ın parti programı olağanüstü hal (OHAL) kararnameleri konusunda da şu vaatte bulundu: “Olağanüstü Hal Kararname’leriyle temel hak ve özgürlüklere getirilecek sınırlamaların, hakkın özüne dokunamayacağı esasını benimseyeceğiz. Bu kararnamelerin yargısal denetime açılmasını ve Anayasa Mahkemesi tarafından temel haklar bakımından re’sen incelenmesini sağlayacağız. OHAL’in sona ermesi halinde, kararnamelerin tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmasını temin edeceğiz.”
Ancak DEVA’nın programında yer alan bu ifadelerden 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında AK Parti iktidarında çıkarılan kararnamelerinin ne olacağı konusunda bilgi yer almıyor. DEVA’nın bu yöndeki sözleri daha çok geleceğe yönelik.
“FETÖ” ile mücadele sürdürülecek
Parti programında “FETÖ” ile mücadele de yer alıyor. “FETÖ PKK ve DEAŞ ile birlikte terör örgütü" olarak tanımlanırken, “Bu ve benzeri örgütlerle hiçbir taviz vermeden son derece kararlı ve azimli olarak mücadele edeceğiz.” denildi.
Parlamenter sisteme dönüş
DEVA programında “yeni bir anayasa, kuvvetler ayrılığı ve güçlü parlamenter sisteme” dönüş de vaat ediyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türkiye için doğru bir tercih olmadığını savunan DEVA “Cumhurbaşkanının ağırlıklı olarak temsili yetkilere sahip olduğu, tarafsızlığıyla bütünleştirici ve güven verici işlevinin bulunduğu, güçlü bir parlamenter sisteme geçilmesi gerektiğine inanıyoruz.” İfadeleriyle parlamenter sisteme dönüşü önerdi.
Yolsuzlukla mücadele ve şeffaflık vaadi
Ali Babacan’ın partisi “şeffaflık, denetim ve yolsuzlukla mücadele” vaadinde bulunuyor. Kamunun tüm faaliyetlerinin açık, izlenebilir ve denetlenebilir olması demokrasi, hukuk devleti ve iyi yönetişim için kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu savunan DEVA programında şu ifadeler yer alıyor: “Ülkemizin başta parlamento denetimi olmak üzere yönetimin denetlenmesi açısından yeterli bir durumda olduğunu söylemek mümkün değildir. Açıklık, şeffaflık, denetlenebilirlik ve hesap verebilirlik ancak uygun bir yasal çerçeve ile sağlanabilir. Bu çerçevede, yönetimde şeffaflığı, hesap verebilirliği, kamuoyunun haber alma hakkını, etik ilkeleri hayata geçirecek tüm düzenlemeleri kararlılıkla yapacağız.”
Alevi ve Cem Evlerine ilişkin adımlar atılacak
Parti Türkiye’de eşitlik vaat ederken Alevi vatandaşları özellikle belirtti. Vatandaşların inanç, kültür ve referans ekseninde, hak ve özgürlük taleplerini adalet temelinde karşılayacak, ötekileştirme hissi doğuracak uygulamaları ortadan kaldıracağını belirten Ali Babacan’ın partisi “Bu bağlamda Alevi vatandaşlarımızın başta Cem Evlerine ilişkin talepleri olmak üzere inanç, düşünce ve davranış temelinde birikmiş sorunlarının çözüme kavuşturulması için gerekli adımları atacağız.” vaadinde bulundu.
Kürt vatandaşlarının demokratik hakları karşılanacak
Türkiye’nin insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devleti olma konusundaki eksiklikleri başında Kürt sorununu olduğunu savunan parti şu öneriyi getirdi: “Hayati önemi haiz bu konunun birçok boyutu bulunmakla beraber esasında bu sorun, Kürt vatandaşlarımızın demokratik hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık taleplerinin karşılanmasıyla ilgilidir. Demokrasi ve Atılım Partisi olarak Kürt sorununu, vatandaşlarımıza güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, taleplerin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek çözeceğiz.”
Sindirilen medya görevini yerine getiremiyor
Basın özgürlüğünün demokrasinin temel taşlarından ve güvencelerinden birini oluşturur, özgür ve çoğulcu bir kamuoyunun oluşumunu sağladığını belirten DEVA programı isim vermeden AK Parti hükümetine şu eleştirilerde bulundu: “Halkımızın doğru ve güvenilir şekilde bilgilendirilmesine, eleştirilerden ve farklı görüşlerden haberdar olmasına hizmet etmesi gereken medya çeşitli sindirme, müdahale ve baskılar nedeniyle görevini özgürce yerine getirememektedir. Bugün medya kuruluşlarının önemli bir kısmı siyasetin etkisine girmiş ve belli bir siyasi söylemin propaganda aracı haline dönüşmüş, toplumun iktidarı denetleme imkanı ortadan kaldırılmıştır. Sosyal medya, yurttaşlarımızın fikir ve eleştirilerini özgürce paylaşabilecekleri bir ortam olmaktan çıkmış, bilgiye erişimin giderek zorlaştığı bir mecra olmaya başlamıştır.”
Erdoğan’a keyfilik eleştirisi
Babacan’ın partisi isim vermeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da keyfi yönetimle suçladı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve beraberinde oluşturulan devlet yapısı yaşanmakta olan çok yönlü kriz halini daha da derinleştirdiğini iddia eden DEVA programı, "Kurallar yerini keyfiliğe, kurumsal yönetim kişisel yönetime, ehliyet ve liyakat kayırmacılığa dönüşmüş, kurumlar yapısal ve kültürel olarak ciddi bir tahribata maruz kalmıştır” eleştirisinde bulundu.
Lüks ve israfa son verilecek, kamuda denetim artacak
DEVA programı kamudaki lüks ve israfa son verileceğini şöyle ortaya koydu: “Kamu vicdanında büyük yaralar açan kamuda lüks, gösteriş, israf ve savurganlığa son verecek, bina ve araç kiralamalarına, temsil ve tören harcamalarına sınırlama getirecek, bunların tekrarını engelleyecek mekanizmaları geliştirecek ve bu konularda kamuoyu denetimini teşvik edecek düzenlemeleri hayata geçireceğiz.”
En çok kullanılan kelimeler neler?: 'Sağlayacağız', 'eğitim', 'yeni'
Parti programında kullanılan kelimelerin sıklığına bakıldığında ise en çok “sağlayacağız” kelimesinin geçtiği görülüyor. Sağlamak ifadesi tam 254 kez metinde yer alıyor. Bunun dışında en çok kullanılan kelime ise 194 kez ile “eğitim”. Üçüncü sırada 173 kelime ile “yeni” var.
Diğer sık kullanılan bazı kelimeler ise şöyle: toplum (160), ülke (146), hizmet (140), sosyal (134), hak (134), kamu (126), teknoloji (125), yönetim (123), sağlık (122), kurum (122), güvenlik (115), ekonomi (109), hukuk (109), insan (98), devlet (98), hayat (92), özgür (77), Türkiye (70), adalet (62), bağımsız (49), tarım (48), aile (40) refah (28), engelli (23), işsiz (16), Avrupa (15), terör (10), Suriye (7), Kürt (6), “FETÖ” (2) ve Alevi 1.
132 sayfadan oluşan parti programı şu 14 başlıkta toplandı: ‘Özgürlükçü, Katılımcı ve Çoğulcu Demokrasi’, ‘Adalet, Hukuk ve Yargı’, ‘Kamu Yönetimi’ ‘Ekonomi’, ‘Sektörel Politikalar’, ‘Sosyal Politikalar’, ‘Kadın’, ‘Gençlik’, ‘Spor’, ‘Kültür Sanat’, ‘Göç Politikaları’, ‘Çevre, Kentleşme ve Afet Yönetimi’, ‘Güvenlik ve Savunma’, ‘Dış Politika’.
DEVA neden kuruldu?
Programa göre Demokrasi ve Atılım Partisi’nin kurulma amacı şöyle:
"Parti programında yer alan politikaların gerçekleştirilmesi suretiyle; kuvvetler ayrılığı esasına ve hukukun üstünlüğüne dayanan; yargının tarafsız ve bağımsızlığı ile hukuk güvenliğinin en üst düzeyde sağlandığı; katılımcı ve çoğulcu demokrasinin hakim olduğu; uluslararası sözleşmeler ve evrensel değerler çerçevesinde temel insan haklarının ve başta ifade ile basın özgürlüğü olmak üzere tüm özgürlüklerin garanti altına alındığı; şiddet, korku, baskı, ötekileştirme, ayrıştırma ve ayrımcılığın yaşanmadığı; hukuka bağlı, vatandaş odaklı, katılımcı, tarafsız, saydam, hesap verebilir, denetlenebilir, etkili ve verimli bir kamu yönetiminin hayata geçirildiği; herkesin insan onuruna yaraşır yaşam ve refah standartlarına ulaştığı; çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğe umutla baktığı, milletimizin barış ve huzur içinde yaşayacağı, saygın ve güçlü bir Türkiye idealini gerçekleştirmek."
euronews.com