Bahçeli: Ne Biden şakşakçısıyız ne Trump sevdalısıyız

BAHÇELİ'DEN KILIÇDAROĞLU'NA 'BIDEN'A TEBRİK' TEPKİSİ

Bahçeli: Ne Biden şakşakçısıyız ne Trump sevdalısıyız




Bahçeli: Ne Biden şakşakçısıyız ne Trump sevdalısıyız

Son dakika haberi... Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, tartışmalı geçen ABD seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 'Ne Biden şakşakçısıyız, ne Trump sevdalısıyız' diyen Bahçeli, Biden'ı tebrik eden Kılıçdaroğlu'nu da eleştirdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Burada önemli açıklamalarda bulunan Bahçeli, ABD Başkanlık Seçimini yakından takip ettiklerini belirterek, "Kimin başkan olup olmadığı öncelikle ABD’lilerin kendi iç meselesidir" dedi.

"Bizim baktığımız yer Türkiye’dir, bastığımız yer Başkent Ankara’dır, dünyayı kavrayıp okuduğumuz dil ağzımızdaki ana sütümüz Türkçe’dir" diyen Bahçeli şu sözleri kaydetti:

"Kaldı ki, biz ne Biden şakşakçısıyız, ne Trump sevdalısıyız, ne filin hortumundan tutuyoruz ne de eşeğe binmek için sıra bekliyoruz, hamd olsun Türk oğlu Türk olarak cihanı kavrıyoruz."

BAHÇELİ'DEN KILIÇDAROĞLU'NA 'BIDEN'A TEBRİK' TEPKİSİ

ABD'nin 46'ncı başkanı seçilen Joe Biden'ı tebrik eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklenen Bahçeli, "CHP’yi, ABD’nin sevdalısı yapan ilişkiler ağını neye yoralım? Biden’in ağzına sürdüğü bir tutam balın lezzetini almış olmalı ki, Kılıçdaroğlu yeni efendisiyle sosyal medyayla temas kurma gereği hissetmiştir. Yoldaşlarımı sattım, senin yandaşın oldum demiştir. Dünya üzerinde kaç muhalefet partisi başkanı alelacele Biden’i tebrik etmiştir?" sözlerini kaydetti.

20201111-2-45306206-59667512.jpg

Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık Seçimi 3 Kasım 2020 tarihinde yapılmış, her ne kadar Trump itirazlarını seslendirse de Demokrat Parti adayı Joe Biden 46’ıncı başkan olarak seçilmiştir. Bu durum işleyen demokratik çarkın bu ülkedeki doğal bir sonucudur. Milliyetçi Hareket Partisi ABD Başkanlık Seçimini elbette yakından takip etmiş, lazım gelen analiz ve değerlendirmeleri fikriyatının kalibresiyle yapmış, buna da devam etmektedir. Hiç kuşku yok ki, Amerikalı seçmenlerin takdir ve tercihine saygı duymakla birlikte başkan adayları arasında taraf tutacak, tercih yapacak köhne bir anlayışa hiçbir zaman kapılmadık, böylesi bir basitliği aklımızın ucuna dahi getirmedik.

ABD'LİLERİN İÇ MESELESİ

Kimin başkan olup olmadığı öncelikle ABD’lilerin kendi iç meselesidir. Bizim baktığımız yer Türkiye’dir, bastığımız yer Başkent Ankara’dır, dünyayı kavrayıp okuduğumuz dil ağzımızdaki ana sütümüz Türkçe’dir. Ülkemizin hak ve çıkarları hangi isim ve istikameti gösteriyorsa, seçilen başkan ve zihniyetinin uygulayacağı politikaların çerçevesi neyi içeriyorsa onunla ilgilenir, ona kafa yorarız. Türkiye’nin tarihi hakları, devlet olmaktan kaynaklı egemenlik kazanımları neyi işaret ve ifade ediyorsa bizim duruşumuz ve yerimiz orasıdır.

NE BİDEN ŞAKŞAKÇISIYIZ, NE TRUMP SEVDALISIYIZ

 

Devletlerarası münasebetlerde duygusallık aklın önüne geçerse ikili ve çok taraflı diyaloglar barış, denge ve istikrar kulvarından tehlikeli şekilde savrulacaktır. Bizim için önemli olan ABD’nin uygulayacağı politikaların muhtevası, bunun da ülkemize, bölgemize ve uluslararası ilişkilere yansıma düzeyleridir. Kaldı ki, biz ne Biden şakşakçısıyız, ne Trump sevdalısıyız, ne filin hortumundan tutuyoruz ne de eşeğe binmek için sıra bekliyoruz, hamd olsun Türk oğlu Türk olarak cihanı kavrıyoruz.

 

BIDEN'IN TÜRKİYE'YE ŞAŞI VE SOĞUK BAKIŞI...

Başkanlığa seçilen Biden’in, Türkiye’yi meşgul eden çetrefilli konularda takip edeceği politikaların müttefiklik hukukuyla ne kadar bağdaşacağını, güven temeli aşınan iki ülke arasındaki ilişkileri koltuğuna oturur oturmaz nasıl ele alacağını zaman gösterecektir. Yine de temkinli, tedbirli, tedarikli ve kuşkulu bir bekleyişin içinde olduğumuzu herkesin bilmesinde yarar vardır. Çünkü Biden’in geçmişteki sözleri, temasları, çelişkileri, gelgitleri, mesafeli tutumu, Türkiye’ye şaşı ve soğuk bakışı iyimserliğimizin önüne set çekmekte, baraj oluşturmaktadır.

ABD'DEN BEKLENTİMİZ TÜRKİYE'Yİ KÜÇÜMSEME YANLIŞINA DÜŞMEMESİ

Bizim ABD’den beklentimiz Türkiye’yi küçük görmemesi, küçümseme yanlışına düşmemesidir. Şayet dost isek buna göre davranmalıdır, şayet müttefik isek bunun gereği yapılmalıdır, yok adı konulmamış, ilanı yapılmamış düşman kamplara ayrılmışsak, bunu da bilmemiz hakkımızdır.

20201111-2-45306206-59667513.jpg

NE ÇOK BIDEN ŞARLATANI, TRUMP SOYTARISI VARMIŞ

Bizim anlayamadığımız, ABD’deki Başkanlık Seçimi kampanyasına Türkiye’den fiilen ve gıyaben katılıp, adaylar arasında mekik dokuyan ateşli taraftarların varlığıdır. Meğer ne çok Biden şarlatanı, ne çok Trump soytarısı varmış da haberimiz olmamış. Günlerce medya her meselede olduğu gibi kasıla kasıla ABD Başkanlık Seçimini yorumlayan yandan çarklı sözde uzman yorumcuların fanatik görüşlerini seslendirmiştir. Bir baltaya sap olamamış ne kadar ucube varsa siyaset allamesi kesilmiş, zannederseniz Biden veya Trump’ın akıl hocalığını yapmışlardır.

Bizim değerlendirmemize göre, bunların kılavuzluğu karganın kılavuzluğuyla tıpatıp aynıdır. Diliyle dimağı sömürgeleşmekle kalmayan bu güruhun akli ve zihni melekeleri de sönüp gitmiştir. Beşlik simit gibi dizildikleri televizyon ekranlarına nasıl çıktıkları, nereden bulundukları, hangi müktesebat ve tecrübeye sahip oldukları meçhul ve muammalı olan zevatın ABD’nin Başkanlık Seçimi’ni hararetle, zaman zaman da hırsla anlatma çabaları trajikomik bir manzarayı ortaya çıkarmıştır. Biden’cılerle Trump’çılar sürekli tartışmışlar, hezeyandan hezeyana yelken açmışlardır. Hakikaten de ülkemiz ve milletimiz adına hazin ve ibret verici talihsiz tartışma programları uzun bir süre ekranları karartmıştır. Biz izlerken utandık, ama onlar konuşurken utanmadılar.

RUHU KİRALANMIŞ OLANLAR ORTADA

Bizim tuhafımıza giden bir başka husus ise CHP Genel Başkanı’nın Biden’i kutlamasındaki çabukluğu, hızı, telaşı ve acelesidir. HDP’ye bakınız, o da hemen kutlamıştır. Bir türlü köşesine çekilmeyen, farklı zamanlarda sivri açıklamalarla kendisini hatırlatan bir siyaset eskisi de, Türk dış politikasının ABD’yle uyumlu olmasına vurgu yaparak Biden’ı şans olarak gördüğünü söylemiştir. Ruhu kiralanmış olanlar ortadadır. İradesini devretmiş çarpık yüzler adeta podyuma çıkıp ABD’ye beni unutmayın mesajı iletmişlerdir. Tek kelimeyle kepazelik olarak nitelendireceğimiz bu resmin neresinde millet sevdalısı, neresinde vatan ve bayrak aşığı bir yüz vardır?

SAYIN KILIÇDAROĞLU NEREYE YETİŞECEKSİN?

Bilhassa merak ediyorum, Sayın Kılıçdaroğlu nereye yetişeceksin? Gizlenemez bu memnuniyetin esbab-ı mucibesi nedir? Henüz seçim sonuçları kesinleşmeden, resmi açıklama yapılmadan, başkanlık makamı yeni sahibini bulmadan bir muhalefet partisi liderinin kutlama mesajı neyin nesi, kimin sesidir? CHP’yi, ABD’nin sevdalısı yapan ilişkiler ağını neye yoralım? Biden’in ağzına sürdüğü bir tutam balın lezzetini almış olmalı ki, Kılıçdaroğlu yeni efendisiyle sosyal medyayla temas kurma gereği hissetmiştir. Yoldaşlarımı sattım, senin yandaşın oldum demiştir. Dünya üzerinde kaç muhalefet partisi başkanı alelacele Biden’ı tebrik etmiştir? Kılıçdaroğlu meşruiyetini yabancı başkentlerde arayan, alın beni kullanın mesajı veren kökünden kopmuş, kimliğini kaybetmiş bir siyasetçidir.

ATATÜRK YERİNDEN KALKSA VURA VURA KOVALARDI

Allah için söyler misiniz, şu sözlerim yanlış mıdır? Gazi Mustafa Kemal Atatürk yerinden kalksa bunları gerçekten de İzmir’e, hatta Okyanusun karşı kıyısına kadar vura vura kovalardı. Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, milletimizden umudu kesmiş, tehlikeli sularda kulaç atmaya başlamıştır.

AZERBAYCAN KAHRAMANLIKLA TOPRAKLARINI ALDI

Büyük bir bahtiyarlık ve memnuniyetle ifade ediyorum ki, Karabağ’da 30 yıla yakındır devam edegelen düşman tasallutuna tarihi bir darbe indirilmiş, can Azerbaycan kahramanlıkla topraklarını almıştır. Çok şükür hak sahibini bulmuştur. Çok şükür Türklük büyük bir zafer elde etmiştir. Ermeni çeteleri tutundukları vatan topraklarından sökülüp atılmıştır. Katil Paşinyan acıyla kıvranarak yenilgiyi kabullenmiş, elleri titreye titreye uzlaşılan anlaşma metnine imza atmak zorunda kalmıştır.

Ermenistan döktüğü kanların bedelini ödemiştir. Tarihi rövanş alınmıştır. Şehitlerin, mağdurların, mazlumların, evlerinden barklarından koparılan masum soydaşlarımızın hesabı terörist devlet Ermenistan’dan sorulmuştur. 30 yıllık zulüm dönemi kapanmış, işgal süreci sona ermiştir."

KARAR