Bahçeli'den 'Suriyeli sığınmacılar' çıkışı: Bayramda gidenlerin geri dönmesine gerek yok
'EŞİTSİZLİĞİN SEBEBİ EMPERYALİZMDİR'
Bahçeli'den 'Suriyeli sığınmacılar' çıkışı: Bayramda gidenlerin geri dönmesine gerek yok
MHP lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli'nin, gündemden düşmeyen 'sığınmacı' tartışmalarıyla ilgili yaptığı "Bayramda Suriye'ye gidenlerin geri dönmesine gerek yoktur. Çatışmanın durduğu yerde bu mümkündür" açıklaması dikkat çekti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. MHP lideri, son zamanlarda, bilhassa sosyal medyada daha da alevlenen 'sığınmacı' tartışmalarına da değindi. "Suriyeli sığınmacıların gönderilmesi doğru olsa da mümkün değildir. Uluslararası hukukta sorumluluklarımız vardır" diyen Bahçeli, "Bayramda Suriye'ye gidenlerin ise geri dönmesine gerek yoktur. Çatışmanın durduğu yerde bu mümkündür" diyerek sözlerine devam etti.
'EŞİTSİZLİĞİN SEBEBİ EMPERYALİZMDİR'
"Sudan'da açlıktan bir deri bir kemik kalmış bir kız çocuğu can çekişiyor ve ardına takılan akbaba da onun ölümünü bekliyor. Böyle bir fotoğraf var bilirsiniz. Bu fotoğrafı çeken kişi de işini bitirince oradan ayrılmıştı. Hakikaten bu olay insanlığın geldiği noktaya şaşırtıyor. Bu fotoğrafçı da vicdana azabına dayanamayıp intihar etmişti. Ama o çocuğu gören bir Türk evladı olsaydı o çocuğu kurtarır, alır, yedirir, giydirir, akbabayı da vururdu.
Dünyada en zenginlerin kazancı, küresel gelirin yüzde 75'ini oluşturuyor. Sürekli büyümenin, sonlu bir gezegenin ekolojik çevrelerine çarpmadan nasıl devam edeceği merak konusudur.
'ENFLASYON CANAVARININ BAŞINI EZECEĞİZ'
Can çekişen insani değerleri duyarlı bir şekilde ele almak, iman sahibi herkesin görevi olmalıdır. İnsanların yürek burkan dramları sırtımızı çeviremeyeceğimiz bir şeydir. Ama insan olmanın, bilhassa Müslüman ve Türk olmanın feraseti çarpan kalplerde gizlidir. Bizim vicdanımız kimsenin derisinin rengine, diline, milletine bakmamıştır.
'DÜZENSİZ GÖÇ SORUNUNU STRATEJİK AKILLA ÇÖZECEĞİZ'
Bugün dünyanın her bir yanında yaşanan insanlık dramı malum. Bugün evinden kopan ve başka yerlerde yaşam arayan mülteci sayısı dünyada 80 milyon olmuştur. Kültürel zenginliğimizi korumak başlıca görevimizdir. Sınırlarımızdan mültecilerin girişini vicdani, insani olarak kontrol etmeliyiz. Türkiye Suriyeli sığınmacılara kapısını sonuna kadar açmıştır. Çünkü Türk milleti her zaman mazlumların yanındadır. Türk milleti iyi gün değil kötü gün dostu olan muhteşem bir beşeri akıldır. Türk demek, mazluma sığınak, garibana korunak, hakikate sadakat demektir. Türkiye, insan hakları diye övünen tüm ülkelere örnek olmuştur. Türk milleti, medeniyetler gökyüzünde sıcaklığıyla şan almış süheyl yıldızıdır. Kıskanan da kıskansın. Düzensiz göç ve sığınmacı sorununu stratejik akılla ve milli çıkarlarımıza uygun olarak analiz edip çözmek zorundayız. Anadolu coğrafyasının nüfus yapısını, bu noktada doğacak tehditlerin nesnel boyutunu düşünmek zorundayız. Biz Türk coğrafyasının her bir noktasına sorumluluk taşıyoruz. Bizden sonrakileri şüpheye düşürecek, kaygılandıracak bir nüfus mürettebatı bırakmayız.
Allah şahittir, Türklük ne bugün ne gelecekte öz yurdunda garip olmayacaktır. Aksine bunu isteyen alçaklar vardır ki, biz onları hüsrana uğratacağız. Biz düzensiz göç sorununu duygusallıktan uzak, gerçekçi bir temelle çözmeye mecburuz ve buna muktediriz. Bugün sığınmacıları bahane ederek provokasyon yapanlar devrededir. En küçük anlaşmazlığı büyütmeye çalışanlar vardır. Oyun risklidir.
Türkiye'de geçici koruma statüsünde bulunan ve uygunsuz davranan kim varsa sınır dışı edilmelidir. Kimse eşkıyalığa heveslenmesin. MHP'nin düzensiz göç ile ilgili duruşu bellidir, yakalanan herkes gönderilmelidir ama Suriyeli sığınmacıların gönderilmesi doğru olsa da mümkün değildir. Uluslararası hukukta sorumluluklarımız vardır. Herkesin kendi yurdunda emniyette ve esenlikle yaşamaya hakkı vardır. Bayramda Suriye'ye gidenlerin geri dönmesine gerek yoktur. Çatışmanın durduğu yerde bu mümkündür.
'ABD İNSAN HAKLARI RAPORUNU HERHALDE FETÖ HAZIRLAMIŞ'
Rusya ve Ukrayna'nın kanlı çekişmesine tepki gösteremeyen, savaşın kızışmasına destek veren her ülke dökülen kanlar da pay sahibidir. Gerek ABD, gerek Birleşik Krallık, insanlığı umursamamakta, savaşın yanında durmaktadır.
Bize göre ABD'nin yayınladığı son insan hakları raporunu sanırım FETÖ hazırlamıştır. Raporda diyor ki, Türkiye Fethullah Gülen ve darbe girişimi arasında bir bağlantı olduğunu savunmaktadır. Öyle değil mi? Kime ne anlatıyorlar? 15 Temmuz 2016'da Türk milletine silah çeken, kanını döken FETÖ'dür. ABD 2021 insan hakları raporu bizim için yok hükmündedir. Bu raporu kınıyor ve Türkiye'nin terörle mücadelesini görmediklerini söylüyorum. Buna itiraz edenler, bizim dostumuz da ittifak ortağımız da olamaz. Terörle mücadelemiz her daim devam etmekte ve Mehmetçiğimizin gözlerinde öpüyorum. Operasyon bölgesinde şehit düşen kahraman üsteğmenimiz Ömer Delibaş'ı rahmetle anıyorum. Teröristler nereye kaçarlarsa kaçsınlar, saklanırlarsa saklansınlar Türk askeri onları bulacaktır. Terörün kökü kazanacaktır! Türkiye'nin 100. yılı olan 2023'te Türk milleti bu illetten tamamen kurtulacaktır. Gülen de mahkemeye çıkacak, yaptıklarının hesabını verecektir.
'YEDİ PARTİ MEVSİMLİK SİYASET YAPIYOR'
Bütün bunlar zillet ittifakını deliye döndürmektedir. Yeni seçim kanunuyla da alayı korkuya kapılmış ne yapacaklarını şaşırmışlardır. Bunların birbirine güveni yoktur, bunların samimiyetleri de yoktur. Bir planları da yoktur. Çünkü bir bilgileri de yoktur, araştırma niyetleri de yoktur. İttifakta milletvekili sayısı konusunda endişeli küsurat partileri paniktedir. Kılıçdaroğlu, 8 seçenekli yeni bir plan yaptığını açıklamıştır. Değil 8, 28 seçenekli plan da yapsalar, altın günü de yapsalar, medyuma da gitseler çare yoktur. Yedi partinin yalnızca çıkar için bir araya gelip mevsimlik siyaset yapığı ortadadır. Bizim farkımız buradadır. Cumhur ittifakı çıkarla hareket etmez, Tür milletinin ittifakdır. Bizde yalan, yanlış yoktur, pusu yoktur, dümencilik hiç yoktur. Biz olduğumuz gibiyiz, zillet değiliz, Türk milletinin kendisidir. Mayamız bellidir. Zillet ittifakı henüz adayını bile bulamamıştır. Bitmiş bir savaşın kayıp askerleri gibi ne yapacaklarını bilmezler. Bunların medya grubu da aynıdır. Toplasanız bir avuç yorumcu, aday o mu olacak, bu olacak tartışmaktadır. İstediğinizi aday gösterin, terörist Demirtaş veya Osman Kavala... Kesin bir yenilgiyle karşılaşıp tarihe gömüleceksiniz.
'TBMM, TÜRK MİLLETİNİN AYAĞA KALKTIĞI DİRİLİŞ ABİDESİDİR'
Şanlı Türk yükselişi, asırlardır yaşanan pek çok şey yüzünden gerileme yaşamıştı. İftihar ettiğimiz ulu çınar yaprak dökmüştü. Milletimiz, yoğun savaşlardan yorgun düşmüştü. Ama tekrar ayağa kalkıp 23 Nisan 1920'de TBMM'yi dualarla açmıştı. Bu tarihe anlam katan bir diğer önemli husus da, artık Türkiye'den tek bir toprağın alınamayacağının, bu coğrafyada sonsuza kadar yaşayacağımızın, Türklüğün makus talihini yeneceğimizin bütün dünyaya tebliğidir. Türk milletinin topyekun ayağa kalktığı bir diriliş abidesidir. Ne kadar gururlansak azdır! Bu hafta sonu karşılayacağımız, TBMM'nin 102. yıl dönümünü şimdiden kutluyorum."
KARAR