Bahçeli’nin Uzattığı El ve Öcalan Tartışmaları: Cumhur İttifakı Yeni Bir Döneme mi Giriyor?

Yeni Anayasa ve Cumhur İttifakı'nın Stratejisi

Bahçeli’nin Uzattığı El ve Öcalan Tartışmaları: Cumhur İttifakı Yeni Bir Döneme mi Giriyor?






Bahçeli’nin Uzattığı El ve Öcalan Tartışmaları: Cumhur İttifakı Yeni Bir Döneme mi Giriyor?

ŞEHİTLER ÖLMEZ / TÜRKİYE

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de TBMM’de DEM Grup Başkanvekili Sezai Temelli ile tokalaşması, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı. Bu sembolik adım, sadece MHP adına değil, Cumhur İttifakı ve AK Parti-MHP ortaklığı adına da değerlendirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 9 Ekim’deki AK Parti Grup toplantısında bu jestin "85 milyonun kardeşliği adına kıymetli" olduğunu vurguladı ve Bahçeli’nin uzattığı elin anlamını muhataplarına iletti.

Zamanlamanın Önemi: Öcalan ve Kobani Olayları

Erdoğan’ın konuşması, hem Kobani’de yaşanan 6-8 Ekim olaylarının onuncu yılına hem de Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasının yıl dönümüne denk geldi. Erdoğan, bu zamanlamayı kullanarak PKK ve DEM Parti’yi uyardı. DEM Parti, 13 Ekim’de Diyarbakır’da yapılması planlanan ve "Öcalan’a Özgürlük" sloganını taşıyan mitinge katılma çağrısı yapmıştı. Ancak Diyarbakır Valiliği mitingi yasaklayarak şehre giriş-çıkışları kısıtladı.

Bu gelişmeler, Erdoğan’ın Bahçeli’nin tokalaşmasının sadece bir siyasi nezaket olmadığını, daha derin bir mesaj taşıdığını gösteriyor. DEM Parti’ye uzanan elin arka planında, kısa vadede Öcalan’ın özgürlüğüyle ilgili taleplerin geri çekilmesi ve uzun vadede yeni bir siyasi uzlaşma yolu olup olmadığını sorgulamak gerekiyor.

Yeni Anayasa ve Cumhur İttifakı'nın Stratejisi

Erdoğan’ın bu süreçteki stratejik hedefi, yeni bir anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni güçlendirmek ve 2028’e kadar Cumhurbaşkanlığına yeniden aday olabilmek. Ancak bu hedef için TBMM’de 360 oya ulaşılması gerekiyor ve bu sayı şu anda mevcut değil. Bahçeli’nin DEM Parti ile olası bir uzlaşma zemini hazırlaması, Cumhur İttifakı’nın bu süreci nasıl şekillendireceği konusunda ipuçları veriyor.

Bu noktada üç yol gündemde:

  1. Cumhur İttifakı'nın Anayasa Taslağı: Meclis’e sunulacak ve referandum için 360 oy aranacak. Ancak bu süreçte açık 30 oy var.
  2. TBMM’de 400 Oyun Bulunması: CHP’nin de desteği alınarak anayasa değişikliği yapılması, ancak bu seçenek pek olası görünmüyor.
  3. Cumhur İttifakı + DEM Formülü: Bahçeli'nin uzattığı elin, DEM Parti ile olası bir siyasi iş birliği anlamına geldiği ve bu sayede yeni anayasa hedefinin gerçekleşebileceği düşünülüyor.

PKK ve DEM’in Rolü: Barış mı, Rant mı?

DEM Parti'nin öncelikli hedefinin Öcalan’ın serbest bırakılması olduğu açıkça görülüyor. Bu süreçte DEM Parti, PKK’nın siyasi uzantısı olarak varlığını sürdürürken, barış ve kardeşlik söylemleri ne kadar gerçekçi? Çünkü PKK terörünün sona ermesi, bu tür siyasi partilerin varlık nedenini sorgulanır hale getirecektir. Bir diğer önemli soru ise, bu süreçte Bahçeli’nin tokalaşmasının şehit aileleri ve gaziler tarafından nasıl karşılandığıdır. Şehit aileleri geçmişte barışa destek vermiş olsa da, bu tür uzlaşmaların ağır bedelleri olduğunu unutmamak gerekiyor.

Sonuç: Barış ve Kardeşlik Mi, Siyasi Pazarlık mı?

MHP ve AK Parti’nin Bahçeli-Erdoğan ekseninde DEM Parti ile yeni bir diyalog sürecine girip girmeyeceği henüz net değil. Ancak bu süreçte Erdoğan ve Bahçeli'nin barış ve kardeşlik adına uzattığı el, Türkiye’nin siyasi geleceği açısından önemli bir dönemeç olabilir. Anayasa değişikliği ve Öcalan’ın durumu gibi kritik meselelerde atılacak adımlar, Türkiye'nin demokratik gelişimine nasıl bir yön verecek, bunu zaman gösterecek.

www.sehitlerolmez.com