Bakan Gül: Eski Türkiye mazide kaldı
’84 MİLYON ÖZBEÖZ BU ÜLKENİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞI’
Bakan Gül: Eski Türkiye mazide kaldı
Bakan Gül, "İşkenceler, faili meçhuller dönemi mevzubahis olmaktan çıkmıştır. Bu iki dönem arasında insanımızın ana süt gibi ak hakkı ve hukuku vardır. Eski Türkiye artık mazide kaldı ve Türkiye artık eski Türkiye'ye asla dönmeyecektir. Kimse döndüremeyecektir" diye konuştu.
Konuşulan dile ipotek koyulduğunu gördüklerini belirten Gül, “Mahkemelerde kendi dilinde, evinde, çarşıda konuştuğu dilde savunma yapmasının engellendiğini, 1000 yıllık bu coğrafyada türküsüne, şarkısına konu ettiği diline, bilinmeyen bir dil yaftalamasının vurulduğunu gördük. Bu yaklaşım maalesef adalete güvenin de yara almasına yol açtı. Yargı da o dönemde iyi bir sınav veremedi. Hukukun temel ilkelerinin yanında yer almadığı, yer yer bazı örnekler yaşandı ve özellikle toplumun değerleriyle çatışan bir zihniyetin adeta aracı gibi davrandı” dedi.
’84 MİLYON ÖZBEÖZ BU ÜLKENİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞI’
Bugün gelinen noktanın çok önemli olduğunu vurgulayan Bakan Gül, şunları söyledi:
* Bugün bu topraklarda yaşayan 84 milyon vatandaşımız özbeöz bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Bugün herkes mahkemelerde meramını istediği şekilde anlatabilmektedir.
Cezaevinde tutuklu ve hükümlülerin aileleri yine yakınları ile istedikleri şekilde görüşebilmekte, konuşabilmektedir.
* Devlet Güvenlik Mahkemesi eliyle yine halkın öz değerlerini kriminalize etme dönemleri de bu anlamda özel yetkili, süper yetkili savcılar eliyle kumpas kuran, insanın mahremiyetine el uzatan yaklaşımlar da geride kalmıştır.
* Bu topraklarda nefret, ayrımcılık, ötekileştirme tohumlarının bir daha asla yer almamasının da teminatı hukuktur. Hukuk devletidir.
* Sizler de bu anlamda adaletin temsilcileri olarak bu konuda vatandaşlarımızın en büyük teminatlarısınız. Sizlerden milletimizin temel beklentisi, ‘Bu kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa bu koyunu gelir de adl-i ilahi sorar Ömer’den onu’ anlayışıyla adaleti ama gerçek anlamda adaleti sağlamanız beklentisidir.
* FETÖ’nün de yargıyı araçsallaştırdığı, bu çerçevede milletin değerlerine demokrasiye, hukuka, 15 Temmuz’da hain kalkışmasını hepimiz gördük ve milletimiz, bu hain alçak girişime karşı en kesin en net cevabı çok güçlü bir şekilde verdi.
* Özellikle bu hain örgütün yargı içerisindeki sinsi ve kirli yöntemlerini de unutmak mümkün değildir. 15 Temmuz öncesinde yine bölgenin istikrarını, huzur ve kardeşliğini baltalamak için her yolu denediler.
* Kimi zaman yargının içine kimi zaman güvenlik bürokrasisinin içine kimi zaman diğer kurumların içine sızan bu hain FETÖ terör örgütü militanlarıyla da bu hedeflerini gerçekleştirmeye gayret ettiler.
* Sahte delil üretme, sahte tanık konuşturma gibi şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemlerle hukuku araçsallaştırmışlardı ve diğer terör örgütleriyle de iş birliği içine girerek milletimizin huzurunu birliğini bozmaya çalıştılar.
* İşte bu çerçevede adaletin tecellisi de yine milletimizin bu anlamda geleceğe güvenle bakmasının en önemli teminatıdır.
‘REFORM STRATEJİK HEDEFLERİMİZİN BİRİ’
Çalışmalar yürütürken, reformun kendileri için temel stratejik hedeflerden biri olduğunu söyleyen Bakan Gül, şunları kaydetti:
* Kimse yerinde sayamaz ve bir ırmakta iki defa yıkanmak da mümkün değildir. Bu düşünce ile yarınlara daha güçlü bir şekilde yürüme kararlılığımız vardır.
* Sayın Cumhurbaşkanı’mızın kamuoyuna açıkladığı iki temel belgemiz var. Birisi güven veren ve erişilebilir bir adalet amacını gerçekleştirmek için yargı reformu strateji belgesi; ikincisi özgür birey, güçlü toplum ve daha demokratik bir Türkiye amacını gerçekleştirmek üzere insan hakları eylem planı ve bunların hepsini de kararlı bir şekilde hayata geçiriyoruz.
* Daha bugün Cumhurbaşkanı’mızın imzasıyla Resmi Gazete’de yayınlanan mevzuat değişiklikleriyle insan hakları eylem planının kararlı bir şekilde uygulanması anlamında önemli adımlar atılmıştır. Atılmaya devam etmektedir.
* Yine Meclis’imizin gündeminde olan 5’inci yargı paketi de yargı reformu çerçevesinde bu adımların atılacağı hususunda önemli gelişmelerdir.
* Yargılamanın uzamasına sebep olan hususların ortadan kalkması için önemli adımlar attık. Bu konuda HSK’nın da çok önemli kararları var.
* Vatandaşlarımız eşit saygın ve iyi bir muamele bekliyor yargıdan. Adliyenin kapısına girdiğinde bir avukat olsun bir vatandaş olsun nezaketli bir şekilde karşılanmak iyi bir muamele görmek istiyor. Dinlenilmesini istiyor.
* Mahkemenin huzuruna gelen vatandaşın kılık, kıyafetine, diline, düşüncesine, yaşam tarzına karışmayan bir yargı mensubu bekliyor ve yine adalet figürünün gözü bağlı bu anlamda da kararına da onun yine yansımaması için adaletten şaşmaması için gerekli özeni gösterilmesini bekliyor. İkinci olarak da adil kararı makul sürede vermesini bekliyor.
* Yargı mensuplarımızın vatandaşımızın hukukunu koruyanların desteklenmesi, motivasyonun da artırılması amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ek bir terfi sisteminin de çalışılması gerektiğinin önemli olduğunu düşünüyoruz. (DHA)