Bakın kimden hiç ses yok... Açılım DEM'leniyor

YENİ AÇILIM PAZARLIĞININ ZEMİNİ

Bakın kimden hiç ses yok... Açılım DEM'leniyor




Bakın kimden hiç ses yok... Açılım DEM'leniyor

Siyasi manevraların gölgesindeki yerel seçimlerde DEM Parti’nin CHP’ye hücumları açığa çıktı.. DEM’in stratejik seçim hamlelerinin AKP’yle yeni bir açılım pazarlığı olduğu değerlendirilirken Barzani cenahından DEM Parti’ye veya hükümete yönelik bir ses çıkmaması da dikkat çekiyor.

31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken siyasi partilerin stratejileri de kurdukları ittifaklar ve gösterdikleri adaylar üzerinden açığa çıkmaya başladı. Önceki yerel seçimlerde ve son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yan yana gelen CHP ve DEM Parti, bu seçim sürecinde ayrıştı. DEM Parti, İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde aday çıkararak CHP’nin kazanma şansını azaltırken akıllara bu çıkışın AKP’yle yapılan bir pazarlığın sonucu olabileceği geldi. Akıllara gelen pazarlık fikrini güçlendiren deliller ise her geçen gün artıyor.

DEM Parti İzmir adayları tanıtım toplantısında Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Bize kaybettirmek üzerine bir strateji var. Bu çok ortada" şeklindeki sözlerini hatırlattı. Sakık, "Size kaybettireceğiz. Size de AKP ve MHP faşizmine de kaybettireceğiz. Siz kimsiniz ya? 2019'da size destek sunduk. Bu belediyelerde bir cennet yarattık size. Siz döndünüz Kürtlere cehennem hayatı yaşattınız." ifadelerini kullandı.

DEM Parti’nin AKP’ye kaybettirme şansı olmadığını not etmek gerekiyor. Şu halde Sakık’ın ifadelerinin açıkça CHP’ye karşı olduğu ortaya çıkıyor. Sakık’ın açıklamasından önce Ahmet Türk’ün ses getiren röportajları da benzer bir çizgide ilerledi. CHP’nin Kürt sorununu çözemeyeceğini, bu sorunu Erdoğan’ın çözebileceğini dile getiren Türk’e yanıt Efkan Ala’dan gelmişti. ‘Çözüm Süreci’nin İçişleri Bakanı ve şimdiki AKP Genel Başkanvekili Ala, Diyarbakır’da DEM Partililerden destek istemiş ve ‘sessiz devrimleri hep birlikte gerçekleştirmedik mi’ demişti. Ala’nın ‘sessiz devrimi’nin Kürt açılımı olduğu biliniyor.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da geçtiğimiz hafta "Sayın Erdoğan çıksın desin ki, 'Kürt meselesi, demokratik bir anayasa, Türkiye'yi demokratik bir zemine çekecek bir çalışma yürüteceğim', biz kimseye sormayız, gider otururuz tartışalım deriz.” ifadelerini kullandı.

BARZANİ’DEN SES YOK

Geçmişte AKP hükümetinin sürdürdüğü ‘demokratik açılım’ adı verilen sürecin en önemli buluşmalarından biri 16 Kasım 2013’te gerçekleşmişti. O zaman Başbakan olan Tayyip Erdoğan IKBY Başkanı Mesut Barzani ile Diyarbakır’da buluşmuş ve açılım mesajları vermişti. İbrahim Tatlıses ve Şivan Perver’in de eşlik ettiği buluşmada Erdoğan ‘Diyarbakır hepimizin’ demişti. Ancak açılım sürecinin sona ermesinden itibaren Hendek Operasyonlarıyla başlayıp sınır ötesinde devam eden terörle mücadele sırasında Barzani ‘açılım partneri’ olmaktan çıkıp PKK terör örgütüyle mücadelede iş birliği yapılmak istenen güçlerden biri haline gelmişti. Bu ‘işbirliği’nin ne kadar semere verdiği bilinmez ama Barzani cenahından şimdi yeniden gündeme gelen ‘Çözüm Süreci’ ya da ‘açılım pazarlığı’yla ilgili ses yok.

YENİ AÇILIM PAZARLIĞININ ZEMİNİ

DEM Parti, hükümetin eski HDP'li belediyelere kayyum ataması uygulamasını eleştirirken bir yandan da terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'a uygulandığını iddia ettikleri 'tecrit'in kaldırılmasını talep ediyor. Bu talepler, geçmişte Öcalan'ın ve terör örgütünün devlet tarafından muhattap alınması için yürütülen kampanyaları hatırlatıyor.

Partinin bu iki talebi, açılım politikasının başlatılabilmesi için uygun bir zemin oluşturuyor. Hükümetin bu talepleri karşılaması için yapılan pazarlıkların dışa vurumu niteliğindeki Efkan Ala ve Ahmet Türk'ün açıklamalarının yanı sıra, DEM Partili Saruhan Oluç'un bir televizyon programında Başak Demirtaş'ın adaylık tartışmasıyla ilgili 'taktik' vurgusu da dikkat çekmişti. Çünkü Demirtaş'ın adaylığı, CHP'yi yerel seçimlerde zora sokmak suretiyle DEM Partililerin AKP'yle olası bir açılım pazarlığı olarak yorumlanmıştı.

Güneydoğulu iş adamlarından PKK’ya silah bırakma çağrıları gelirken bu iş adamları çağrılarının yanına ‘sivil anayasa’ talebini de eklemeyi de ihmal etmiyor. ‘Sivil anayasa’ ve ‘çözüm süreci’ kavramlarına yabancı olmayan kamuoyu bu politikaların cumhuriyetin ulus ve yurttaşlık tanımlarını tartışmaya açacağını düşünüyor. Ancak AKP’nin CHP’ye seçim kaybettirmek için bu kozu oynayabileceği, DEM Parti’nin de üzerindeki baskıdan kurtulmak için AKP’nin seçimlere yönelik bu taktiğine sarılabileceği değerlendiriliyor.

Odatv.com