Balkanlarda Sular Durulmuyor: Rusya ve Batı'nın Yeni Güç Mücadelesi

Bosna: Ayrılıkçı Hareketler ve Tehlikeli Oyunlar

Balkanlarda Sular Durulmuyor: Rusya ve Batı'nın Yeni Güç Mücadelesi


Balkanlarda Sular Durulmuyor: Rusya ve Batı'nın Yeni Güç Mücadelesi

Balkanlar, 1990'lı yıllardaki savaşlardan sonra tekrar büyük bir bölgesel çatışmanın eşiğinde. Bölgedeki tehlikeli etnik ve siyasi gerilimler, Kremlin'in "Avrupa'yı ateşe verme" stratejisi doğrultusunda daha da tehlikeli hale geldi. Bu durum, Batı ülkelerini de alarma geçirdi.

Son dönemde, Washington'dan gelen uyarılar bu endişelerin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. CIA tarafından hazırlanan ve sızdırılan raporlara göre, Batı Balkanlar'da etnik gruplar arasındaki şiddetin artma ihtimali oldukça yüksek. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de geçtiğimiz yıl, Rusya'nın bölgeyi istikrarsızlaştırmayı planladığını açıkça dile getirmişti.

Bu tehditler karşısında, CIA Direktörü William Burns'ün Bosna, Sırbistan ve Kosova'ya yaptığı beklenmedik ziyaret dikkat çekti. Burns, Balkanlar'daki durumu istikrarsızlaştırabilecek olası çatışmalara karşı bölgedeki liderlerle görüştü. Bu görüşmelerin ana gündemi, Bosna'daki Sırp ayrılıkçı hareketler ve Kosova-Sırp çatışmalarının yeniden tırmanmasını önlemekti.

Bosna: Ayrılıkçı Hareketler ve Tehlikeli Oyunlar

CIA Direktörü Burns'ün temaslarına Bosna'dan başlaması tesadüf değil. Bosna-Hersek, üç ana etnik grup olan Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar arasında bölünmüş durumda ve Sırp Cumhuriyeti lideri Milorad Dodik'in ayrılıkçı söylemleri, ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit ediyor. Geçtiğimiz yıl Dodik, Sırp Cumhuriyeti'nin Bosna'dan ayrılacağı ve Sırbistan ile birleşerek büyük bir Sırp devleti yaratılacağı tehdidinde bulunmuştu. Bu tür adımlar, bölgeyi tam teşekküllü bir savaşın eşiğine getirebilir.

Buna ek olarak, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán'ın, Dodik'e verdiği mali destek dikkat çekiyor. Orbán'ın "sosyal yatırım" adı altında Bosnalı Sırplara yaptığı yardımlar, aslında Kremlin'in bu bölgedeki çıkarlarına hizmet ediyor olabilir.

Kosova: Sırp Provokasyonları ve NATO'nun Desteği

Burns'ün ziyaret ettiği diğer önemli durak ise Kosova oldu. Sırbistan ile Kosova arasındaki gerilim, Eylül 2023'te yaşanan bir olayla tırmandı. İyi silahlanmış otuz Sırp, Kosova polis devriyesine saldırdı ve dört kişinin ölümüne yol açtı. Olaylar hızla büyüdü ve Sırp ordusu yüksek alarma geçti. NATO, bu olaylar sonrasında Kosova'daki barış gücü askerlerinin sayısını artırmak zorunda kaldı.

Kosova Başbakanı, Burns'ün ziyaretini "tarihi bir an" olarak nitelendirse de, ABD'nin Kosova'daki bazı kararlarına yönelik eleştiriler de gün yüzüne çıktı. Kosova hükümetinin "tek taraflı ve koordinasyonsuz" adımları, Batı'da endişe yaratmış durumda.

Sırbistan: Tehlikeli Oyunlar ve Dış Müdahale İddiaları

CIA Direktörü Burns'ün Belgrad ziyareti, Sırbistan'daki durumu kontrol altına almak için önemliydi. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić'in, Kosova ve Bosna'da yeni bir çatışmanın önlenmesi gerektiğine dair uyarıldığı belirtiliyor. Özellikle Sırbistan'da lityum madenciliği projesine karşı kitlesel protestolar, ülkeyi siyasi istikrarsızlıkla karşı karşıya bırakmış durumda.

Bu protestoların ardından Sırbistan Başbakan Yardımcısı Aleksandar Vulin'in Rusya'dan yardım talep etmesi, Belgrad'ın Moskova'ya daha fazla yakınlaşmasına neden oldu. Bu durum, ABD'yi rahatsız ederken, Balkanlar'daki Rus etkisinin artabileceğine dair endişeleri de artırıyor.

Balkanlar: ABD ve Rusya'nın Güç Mücadelesi

Balkanlar, uzun yıllardır Avrupa'nın "barut fıçısı" olarak görülüyor ve bu bölgedeki gerilimlerin büyük bir çatışmaya dönüşme potansiyeli her zaman var. Rusya, bölgede çıkarlarını korumak için "Büyük Sırbistan" hayalini kışkırtırken, Batı ise bölgedeki dengeyi korumaya çalışıyor. Ancak bu denge, her geçen gün daha kırılgan hale geliyor.

Sonuç olarak, Balkanlar'da istikrarı korumak, hem ABD hem de Rusya için büyük bir meydan okuma olmaya devam ediyor. Bölgedeki gelişmeler, sadece Balkanlar için değil, Avrupa'nın genel güvenliği için de kritik öneme sahip.

www.yerelgundem.com

Kaynak: Yeniçağ