Başkan Erdoğan’a Dilruba Üzerinden Operasyonu Kim Yaptı?

İzmir’den Gelen Zehirli Oklar

Başkan Erdoğan’a Dilruba Üzerinden Operasyonu Kim Yaptı?


YUSUF İNAN YAZDI...

Başkan Erdoğan’a Dilruba Üzerinden Operasyonu Kim Yaptı?

Türkiye, Dilruba K. adlı genç bir kadının sokak röportajında sarf ettiği basit ve sıradan sözler sonrası tutuklanmasıyla sarsıldı. Bu sözler ne hakaret içeriyordu ne de Türk siyasetini derinden etkileyecek bir ağırlık taşıyordu. Ancak bu olay, Ak Parti'ye büyük bir darbe vurdu ve Başkan Erdoğan’a olan güveni ciddi şekilde sarstı. Cumhurbaşkanı'na hakaret suçlamasıyla açılan dava ve ardından gelen tutuklama, Ak Parti ve Başkan Erdoğan’ı ulusal ve uluslararası arenada zor durumda bıraktı.

Son yıllarda İzmir’de ve Türkiye genelinde yaşanan bazı olayları anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz. Dilruba K. olayını kurgulayan her kimse, Ak Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a adeta zehirli bir ok fırlattı. Bu olay, muhalefete can suyu verdi ve onların eline güçlü bir koz sundu. Muhalefet partileri, Dilruba K. meselesini adeta bir bayrak haline getirirken, birçok önemli meselede sessiz kalan CHP ve Özgür Özel, bu olayda seferber oldu ve Dilruba K.’yi cezaevinde ziyaret etti.

İzmir’den Gelen Zehirli Oklar

Ak Parti yönetimi ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Dilruba K. olayındaki kumpası ve devlete kurulan tuzağı bir an önce ortaya çıkarmalıdır. Zira, her ne hikmetse, Ak Parti ve Başkan Erdoğan’a yönelik en zehirli saldırılar İzmir’den geliyor. Daha önce de İzmir'de cami minarelerinden Çav Bella şarkısının çalındığı görüntüler sosyal medyada paylaşılmış ve CHP üyesi, eski İzmir İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir tutuklanmıştı. Ancak asıl suçlular bulunamadı ve olayın perde arkası aydınlatılamadı. Bu olay da tıpkı Dilruba K. olayında olduğu gibi, Ak Parti hükümetini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan bir hukuk ihlali olarak kullanıldı.

İzmir Adliyesi ve oradaki derin güçlerin devletten daha mı etkili olduğu sorusu akıllara geliyor. Zira daha önce de Ak Parti kurucusu bir gazeteci üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kumpas kurulmuştu. Bu olayda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna’daki fotoğrafları ve Türk bayrağı indirilmişti. Ancak bu failler de bulunmadı ve olayla ilgili herhangi bir soruşturma yürütülmedi. Kumpası başlatan savcı ve mahkeme başkanları ödüllendirilirken, mağdurlar yalnızca mağduriyetleriyle baş başa bırakıldı.

Türkiye'yi  Uçuruma Sürükleyen Sessizlik

SETA’nın yalanlanan raporu tam da bu durumu anlatıyor. Birileri çıkıp cami minarelerinden ezan yerine Çav Bella çalıyor, başka biri basit bir sözü manipüle ederek toplumda infial yaratıyor, bir başkası terör örgütlerine milyon dolarlık rant aktarıyor ve İzmir Adliyesi savcıları ve hakimleri bu ihanete alet oluyor. Ancak kimse bunlara hesap sormuyor. Türkiye, Ak Parti hükümeti, CHP ve MHP; Ukrayna’da indirilen Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarıyla ilgili ihanete sessiz kalıyor. Dünya çapında bir itibarsızlaştırma operasyonu olmasına rağmen, bu derin sessizlik 7 yıldır devam ediyor.

Ukrayna’da İndirilen ve Çöpe Atılan Türk Bayrakları

Ak Parti Hükümeti, Ak Parti Yönetimi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yaklaşık yedi yıldır Türk Bayraklarını geri yerine asmayı başaramadı!

*

Ak Parti'nin İzmir'deki Sessizliği

Ak Parti yönetimi ve milletvekilleri SETA raporuna itiraz ederken, İzmir üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kurulan kumpasla Türk bayrağının ve Erdoğan’ın fotoğraflarının indirilmesine neden sessiz kaldıkları sorgulanıyor. Terör örgütlerine aktarılan milyon dolarlara neden itiraz edilmiyor? Bu sessizlik, devletin ve Ak Parti’nin itibarını zedelediği gibi, dünya çapında da büyük bir zarar veriyor.

Her nedense, Ak Parti ve Başkan Erdoğan’a yönelik operasyonlar sürekli olarak İzmir’den geliyor. Tüm zehirli oklar İzmir’den atılıyor, hain planlar İzmir üzerinden hayata geçiriliyor. Ak Parti yönetimi bu ihanete karşı sessiz kalmaya devam ettikçe, Türkiye’yi tehlikeli bir sürece doğru sürüklüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna’da İndirilen Fotoğrafları

Ak Parti Hükümeti, Ak Parti Yönetimi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yaklaşık yedi yıldır bu fotoğrafları geri yerine koymayı başaramadı!

*

*

*

*

*

*

*

*

TBMM Başkanı’nın Gafı

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un son açıklaması da bu derin sessizliği besleyen bir gaf niteliğinde: “AYM bize bir metin yazmadı,” diyor. AYM neden özel olarak bir şey yazsın ki? Anayasayı yapan TBMM değil mi? AYM sadece anayasaya uyulmasını istiyor. Bu tür açıklamalar, SETA raporunun “Erdoğan’ın zırhı delindi, Ak Parti çöküyor” analizini daha anlamlı hale getiriyor.

Türkiye, AYM, AİHM ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı dikkate almadığı sürece büyük bir kaosa doğru sürükleniyor. Bu kaosun en büyük zararı, Ak Parti ve Başkan Erdoğan’a olacak. Ancak Türkiye, bu kurumların kararlarını uygulamaya başladığı gün, ülkenin kaderi değişir ve Erdoğan’ın delinen zırhı onarılır. Ak Parti iktidarı kaybetse bile, parlamentoda varlığını sürdürebilir.

Davutoğlu Uyarıyor

Eğer bu süreç böyle devam ederse, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun uyarısına göre, Ak Parti, milletvekilleri, bakanlar, il ve ilçe başkanları, kurucular, 23 yıllık Ak Parti iktidarındaki tüm bürokratlar ve özellikle Başkan Erdoğan ile ailesi ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalabilir.

Davutoğlu: "Erdoğan'ı şu anda bekleyen çok ciddi kişisel tehlikeler var. Eğer Türkiye demokratikleşmez ve hukuk kuralları işletilmezse, herkes rövanşizm tehlikesiyle yüzleşebilir."

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016