BAŞKAN İMAMOĞLU: “HER GÜN 2000-2500 KOLİYİ BİZZAT ADRESLERE TESLİM EDİYORUZ”

“2,5 MİLYON İNSANIN SOKAKTA OLMASI İSTANBUL İÇİN BİR TEHDİT”

BAŞKAN İMAMOĞLU: “HER GÜN 2000-2500 KOLİYİ BİZZAT ADRESLERE TESLİM EDİYORUZ”


İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Karar Gazetesi yazarlarının sorularını, sosyal medyadan canlı yayınlanan programla yanıtladı. İmamoğlu, İBB’nin Koronavirüs salgını nedeniyle oluşan olumsuz ekonomik ortamda, vatandaşlara yaptığı yardımlarla ilgili soruya, “Muazzam bir ekonomik yoksulluk var. Sıkıntılı bir süreç yönetimiyle karşı karşıyayız. Biz, 230 bin ailemize sosyal yardım yapar durumdayız. Bir de yeni gelen başvuruları değerlendirip, kayıt açıp, süratle onlara katkı sunma çabası içindeyiz. Geçen hafta, bağışla elde ettiğimiz bir miktarımız vardı. Oradan yola çıkarak, 9 bin 500 insanımıza kart dağıtımımız devam ediyor şu anda. Her gün, 2000-2500 koliyi, bizzat adreslere takdim ediyoruz” yanıtını verdi.

İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Karar Gazetesi yazarları Ahmet Taşgetiren, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un Koronavirüs salgınıyla ilgili sorularını, YouTube üzerinden canlı yayınlanan programda yanıtladı. İmamoğlu, “İstanbul’da ne kadar insan hala evde kalamıyor” sorusuna, “İstanbul’da, ne yazık ki 700 binler seviyesinde bir toplu ulaşım kullanımı var. Özel araç kullanımı da oldukça yüksek. Bu, bizi üzüyor. 20 yaş altı yasağından sonra da istediğimiz seviyelerde değil. Toplumun yüzde 85’inin bu çağrıya uyması sevindirici tabi. Bu iyi bir oran aslında. Dünyada saygın bir tavır olarak İstanbullulara mal edebiliriz ama İstanbul’da ciddi anlamda çalışan tesisler var. Bu anlamda baktığınızda, sokakta 2-2,5 milyon civarında bir nüfusun olabileceğini öngörüyoruz İstanbul’da. Bu da ciddi bir tehdit” yanıtını verdi.

“2,5 MİLYON İNSANIN SOKAKTA OLMASI İSTANBUL İÇİN BİR TEHDİT”
İmamoğlu, “Siz, İstanbul için en az 2 hafta sıkı sokağa çıkma yasağı olsun diyorsunuz. Ankara ise, daha esnek bir sokağa çıkma yasağı uyguluyor. Sizin, ısrarla sokağa çıkma yasağı istemenizin gerekçesi ne” sorusunu ise, özetle şöyle yanıtladı:
“Benim önerdiğim 2-3 haftalık sokağa çıkma yasağı önerim, benim şahsi önerim değil. Zaten olamaz da. Çünkü bu bir siyasi karar değil, bilimsel karar olmalı. Bilimsel bir zemine oturuyorsa, yapılmalı; oturmuyorsa, zaten yapılmamalı. Hem İBB’de organize ettiğimiz Bilim Kurulu’nun raporu gereği hem de 2 kez katılabildiğimiz İstanbul Valiliği’nin tertiplediği Pandemi Kurulu toplantısındaki bilim insanlarının, tıp insanlarının ifadeleri gereği. Bir diğeri de duyumum; Ankara’daki Bilim Kurulu’nun da bu yönde ifadelerde bulunduğu söyleniyor. Ki bazı üyeleri, birebir de ifade ediyor zaten. İlacı olmayan, aşısı bulunmayan bir salgın sürecinin, ancak ve ancak tecritle, izolasyonla engellenebilecek bir durum. Bizim gerekçelerimiz net. Bu gerekçemizi söylerken de şunu diyoruz: Mecburi hizmeti olması gereken insanların sahaya çıkması, onun dışındaki herkesin evinde kalması. ‘Herkesin kendi karantinasını ilan etmesi gerekir’ sözü, Sayın Sağlık Bakanı’mıza ait. Bu kadar net tarif yapılırken, bunu yapamayan yüzde 15’in, İstanbul’da 2,5 milyona yakın bir nüfus oluşturması bir tehdit. Ben bunu ifade etmekten yorulmam., her zaman ederim ama benim ifadelerimin zamanı geçiyor. Her geçen zaman, bunun gereksizleşmesine sebep oluyor. O bakımdan, bizim bu bilimsel temelli, gerekçelerinin sağlam olduğunu düşündüğümüz teklifimizin de belki de son günlerini yaşıyoruz. Çünkü toplumda bu irtibat ve temas, git gide artıyor. İstanbul, tümüyle kontak kapatmalı. İstanbul, tümüyle 2-3 hafta evlerinde izole olmalı. Biz, devletimizin bütün kurumlarıyla, belediyeleriyle bunun altından kalkabilecek düzeydeyiz.”

“YOĞUNLUK AZALINCA, RİSKLER DE AZALACAK”
“Bizim, hizmet eden insanlarımız var” diyen İmamoğlu, “Örneğin, Kirazlı-Başakehir arasında hizmet eden metroyu süren, sürücülerimiz var. 9 metro sürücümüz Covit-19 pozitif çıktı. Ne yaptık? Biz, oraya farklı yerlerden arkadaşlarımızı, o ehliyete müsait arkadaşlarımızı aktardık. Aynı şekilde bir başka konu; İETT’de otobüs sürücüsü arkadaşlarım var. Dün, 2 noktayı ziyaret ettim. Bir sayı vereceğim size. 4 bin 976 şoförümüz var bizim İETT bünyesinde. Ama kronik hastalıkları olanlar ve korunması gereken insanlara, sadece İETT’de değil, tüm kurumlarımızda izin verdik. Şu anda, bin 431 çalışanımız, otomatikman izinliler. Evinden çalışabilecek olanlar evden bize katkı sunuyor ya da ücretli izinleri var. Sahada da bu tehdidin altında şoförlerimiz var. Neticede, bu yayılmacılık eğer devam ederse, sizin zorunlu hizmetinizi yerine getiren insanları da yoğun bir şekilde risk altına itiyorsunuz. Bu konuda en ciddi riski taşıyanlar, sağlıkçılar. Yayılma hızımızı yavaşlattığımız taktirde, sağlıkçılarımızın da hizmetlerini bir ölçüde makul bir zamana oturtmuş olacaksınız. O yoğunlukları azalınca, riskleri azalacak” şeklinde konuştu.

“BİZE GELEN BAĞIŞLARI VALİLİĞE BİLDİRİYORUZ”
İmamoğlu, İBB’nin ihtiyaç sahibi insanlara ne kadar yanıt yaptığıyla ilgili soruya da “Ben şu anda neyle ilgileniyorum biliyor musunuz? Sizinle konuşmaya başlamadan önceki sayıyla ilgileniyorum. 7 günde 450 bin başvuruyla ilgileniyorum. 450 bin yeni başvuru var. Bize diyor ki; ‘İhtiyacım var, bana gıda yollayın.’ Muazzam bir ekonomik yoksulluk var. Sıkıntılı bir süreç yönetimiyle karşı karşıyayız. Biz, 230 bin ailemize sosyal yardım yapar durumdayız. Bir de yeni gelen başvuruları değerlendirip, kayıt açıp, süratle onlara katkı sunma çabası içindeyiz. Geçen hafta, bağışla elde ettiğimiz bir miktarımız vardı. Oradan yola çıkarak, 9 bin 500 insanımıza kart dağıtımımız devam ediyor şu anda. Her gün, 2000-2500 koliyi, bizzat adreslere takdim ediyoruz. Bunların büyük bir kısmı, bize gelen ayni bağışlarla yürütülüyor. Aynı zamanda, dün sonuçlanan 500 bin adet koli alımı yaptık. Bunların da hızlıca dağıtımına başlıyoruz. Bir yandan lojistiğini, bir yandan finansmanını yönetiyoruz. Bir yandan da vatandaşlarımızın bize, kanuni yetkimize dayalı olarak ayni usulle yönlendirdiği bağışları vatandaşlarımıza ulaştırmaya devam ediyoruz. Biz, bize yapılan bağışların, valiliğe bildirilmesi noktasında adım da attık. Bugüne kadar hiç yapılmamış. Dedim ki, ‘Bize kimin bağış yaptığını devletimiz bilsin.’ Bakanlık, bu konuda bir tedbir alması gerekirse ya bizi uyaracak ya kendileri tedbir alacak. Bu konuda adımların atıldığını belirtmek isterim” yanıtını verdi.