Başörtümle değil, başarılarımla ilgilensinler
Tekvandonun felsefesi nedir?
Başörtümle değil, başarılarımla ilgilensinler
Gülben Ergen, Peru’da altın madalya kazanan Tekvando Poomse Milli Takımı oyuncuları Kübra Dağlı, Emirhan Muran ve Ramazan Aydın’ı antrenman yaptıkları Cebeci Spor Kompleksi’nde ziyaret etti, başarı öykülerini dinledi.
Üç dünya şampiyonluğu kazanmış, pırıl pırıl gençlerle karşınızdayız bu hafta... Tekvandoya gönül vermiş, beden eğitimini meslek edinmiş, mütevazı, alçakgönüllü, sıcak, samimi üç değerli genç. Ramazan’ın imkansızlıklar sebebiyle yarım bıraktığı okulunu dışarıdan bitirme çabasını, Emirhan’ın kendine hedef koyarak ilerlemesini ve Kübra’nın şampiyonluk hikayesindeki azmi gördüm...
Kübra ile ilgili sosyal medyada yankılanan yorumlar içler acısı. 2013 yılında bandana takarak kazandığı Avrupa Şampiyonluğu unvanından haberimiz yok ama türbanı ile kazandığı başarısından haberdarız.
“Vücudunu o şekillere sokmana gerek var mı?”, “Başın kapalı ama ayak bileğin gözüküyor, ayıptır” diyenlerden tutun, “Tekvandocu olacağına hafız olsaydın” diyen, diyebilen kara zihniyetlere inat koşup konuştum onunla.
Tercih ettiği giyim şekline değil, azmine, başarı hikayesine odaklandım. Madden değil ama manen kazandıklarını dinledim ondan...
◊ Kübra, Emirhan ve Ramazan... Üçünüz de Peru’da altın madalya aldınız, dünya şampiyonu oldunuz. Tebrik ederim. Muhteşem bir başarı. Sizi daha yakından tanımak istiyorum...
- Kübra Dağlı: 20 yaşındayım. İki kardeşiz. Spora 13 yaşında karateyle başladım. İki yıl kadar karate yaptım. Daha sonra tekvandoya geçtim. Kendime dünya şampiyonluğu hedefini belirlemiştim ve hedefim için çok çalıştım. Bu sene Sakarya Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünü kazandım.
- Emirhan Muran: 21 yaşındayım. Marmara Üniversitesi’nde Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünde okuyorum. Birinci sınıf öğrencisiyim. İstanbul’da doğdum. Fatih’te büyüdüm. Spora bir film sayesinde merak sardım. 16 yaşında “Asla Pes Etme” filmini izlemiştim ve gaza geldim. Babam beni o sıralar spora yazdırmak istiyordu zaten, denk geldi. Babamla bir spor salonuna gittik. Hoca kick boks antrenörüydü. Ben tekvando istiyordum ama onlar beni kick boksa yazdırdı. O zamanlar çok üzülmüştüm. Sonra antrenör “Senin ayakların tekvandoda daha iyi, onda devam et” diyerek beni tekvandoya yönlendirdi.
- Ramazan Aydın: Ben de İstanbul’da doğup büyüdüm. Sultangazi’de oturuyorum. 17 yaşındayım. Babam eve filmler getirirdi. Onlar da genelde dövüş filmleri olurdu. O filmleri izleyince çok etkilendim. O yüzden tekvandoyu seçtim. Lise 1’de maddi sebeplerden dolayı okulu bırakmak zorunda kaldım. Lise mezunu olamamak birçok yerde boynumu büktü. Şimdi açıktan liseye devam ediyorum.
◊ Ailenizde sporcu var mı?
- Kübra: Babam eski boksör ve şimdi antrenörlük yapıyor. Amcam da tekvando antrenörü. 12 yaşımdayken kendi isteğimle babamların spor salonuna gidiyordum. İlk başta babamlar “Boşver sen yapma, sen kızsın” filan diyorlardı. Ama çok istiyordum. Gide gele daha da çok sevdim.
- Ramazan: Benim bir kuzenim judocu diğeri ise futbolcu.
◊ Kübra, “Boşver sen yapma, sen kızsın” diyorlar mı hâlâ?
- Kübra: Hayır, şimdi “yap” diyorlar. Fikirleri değişti.
◊ Dünya şampiyonluğuna giden yol bizim bilmediğimiz ne aşamalardan geçti?
- Emirhan: Perde arkası neredeyse üç sene... Çok çalıştık. Spora başladıktan sadece iki ay sonra kendime hedef koydum. Daha sarı kemerdim. Ona rağmen “Ben dünya şampiyonu olacağım” dedim. O zamandan beri çalışıyorum ve sonunda dünya şampiyonu oldum çok şükür. Bir de o zamanlar Servet Tazegül’ü izliyordum. Benim idolümdü.
◊ Tekvandonun felsefesi nedir?
- Kübra: Tekvandonun başta selamlama olmak üzere belirli kuralları var. Saygı çok üst seviyededir. Anlayış, saygı, nezaket, hoşgörü en önemli felsefesidir.
◊ Fiziki olarak müsabakalara nasıl hazırlanıyorsunuz?
- Emirhan: Kilo alınca performansımız düşüyor. O yüzden kilomuza dikkat etmek zorundayız.
- Ramazan: Tatlı ve yağlı yiyeceklerden uzak duruyoruz. Çünkü performansımızı çok etkiliyor. Kilo almamamız gerekli.
◊ Devletimiz dünya şampiyonlarına iyi bakıyor mu?
- Emirhan: Milli olduktan sonra üniversite süresi boyunca 1200 lira civarında bir burs veriyor. En güzel katkısı bu. Dünya şampiyonluğunun da bir kriteri var. Katıldığın branşta 10 ülkeyi geçersen o zaman ödül veriliyor. Ödül alabiliyoruz ama ne kadar alacağız bir bilgim yok.
ÖZGÜVEN EKSiKLiĞiMi TEKVANDO SAYESiNDE AŞTIM
◊ Spor sayesinde hayatınızda neler değişti?
- Kübra: Benim özgüven eksikliğim vardı. Yeni bir ortama girdiğimde çok çekingen olurdum. Bunu spor sayesinde aştım. Artık kendime daha çok güveniyorum. Çünkü korta çıktığın zaman tek başınasın. Kendini göstermek zorundasın.
◊ Kaç yaşından beri başın kapalı?
- Kübra: 13 yaşımdan beri. Tamamen kendi tercihimdi.
◊ Dünya şampiyonalarına gittiğinde başı kapalı bir kız da başarılı olur düşüncesi hiç geçti mi içinden? Yoksa bu sıradan bir şey mi senin için?
- Kübra: Tekvandoda özgürsün. Hiçbir şekilde yasak yok. Herkes istediği gibi yarışabiliyor. Ben de buyum. Gittim ve yarıştım.
◊ Seninle ilgili yapılan yorumları okudum. Başı kapalı ama ayak bilekleri açık diyenlere senin bir ablan olarak cevap verdim. Bu yorumlarla ilgili ne düşünüyorsun?
- Kübra: Herkes benim başörtümle ilgileniyor ama ben bunlar yerine başarılarımla ilgilenilmesini, başarımın ön plana çıkmasını istiyorum. Milli takımda benimle birlikle birçok arkadaşımız altın, gümüş ve bronz madalya aldı. Açık ya da kapalı bunun bir önemi yok. Bütün takım ülkemiz için mücadele verdi.
NASIL DOKTORA GİTTİĞİMİZDE KADIN-ERKEK AYRIMI YAPMIYORSAK, ANTRENÖR AYRIMI DA YAPAMAYIZ
◊ Kübra, senin gibi başörtülü olan ve spora yönelmek isteyen genç kızları cesaretlendirmek için ne söylersin?
- Kübra: Bana çok fazla mesaj atıyorlar. Biz de yapabilir miyiz, nereden başlamalıyız diye soruyorlar. Özellikle kadın antrenörlerle çalışmak istediklerini söylüyorlar. Kendilerini böyle daha rahat hissedeceklerini düşünüyorlar. Bana göre kadın ya da erkek antrenörün hiçbir farkı yok. Nasıl doktora gittiğimizde kadın ya da erkek ayrımı yapmıyorsak spor da aynı şekilde.
◊ Başörtülü olduğun için hiçbir engel çıktı mı karşına?
- Kübra: Eskiden başörtümüzle yarışamıyorduk. Bandana ile yarışmak zorundaydık. O zamanlar yaşım daha küçüktü ve durumu çok fazla algılayamıyordum. 2013 yılından sonra bu kural değişti.
TEKVANDO ERKEK SPORUDUR DİYENLERE EN GÜZEL CEVABI VERDİM
◊ Tekvandoyu erkek sporu olarak görenlere dünya şampiyonluğunla çok güzel bir cevap verdin. Böyle düşünenlere ne söylemek istersin?
- Kübra: Ben de en güzel cevabı verdiğimi düşünüyorum.
- Emirhan: Bence onlar sporla alakası olmayan insanlar. Bilmedikleri için böyle düşünüyorlar.
PERU’DA FAVORi ÇiN’Di, HERKESi ÇOK ŞAŞIRTTIK
◊ Bundan sonraki hedefleriniz neler? Yakın zamanda yeni bir şampiyona var mı?
- Ramazan: Önümüzde bir Türkiye şampiyonası var. Orada birinci olmamız gerekiyor. Yoksa önümüzdeki sene gerçekleşecek olan Avrupa şampiyonasına gidemeyiz.
- Emirhan: Türkiye, Avrupa’dan daha zor çünkü çok iyi sporcular var.
- Kübra: İstanbul ve Ankara özellikle sporda çok iyi. Ankara’da, Peru’da bizim gibi altın madalya alan arkadaşlarımız var.
◊ Kübra ve Emirhan siz aynı kategoridesiniz değil mi?
- Kübra: Evet. Emirhan’la birlikte çiftli kategoride yarıştık. Yaşa göre tek ya da çiftli olarak kategoriler değişebiliyor.
◊ Aileleriniz başka meslek yapmanızı istiyor mu? Yoksa yaşamınızı sadece sporla mı şekillendireceksiniz?
- Kübra: Daha çok bize bırakıyorlar. “Hangisine yatkınsanız, hangisini daha çok seviyorsanız onu yapın” diyorlar. Biz sporla daha ilgili olduğumuz için beden eğitimi bölümünü seçtik.
- Emirhan: Aktif spora devam etmek istiyorsak en rahat meslek beden eğitimi öğretmenliği. Diğer meslekleri yaparsak spora devam etmemiz çok zor olur.
◊ Peru’daki şampiyonayı anlatır mısınız? Kimlerle yarıştınız? Favoriler kimlerdi? Tarihi bir başarı bekliyor muydunuz?
- Kübra: Favori Çin’di. Bizim de en güçlü rakibimiz onlardı. Geçtiğimiz sene dünya şampiyonu olmuşlardı. Vietnam ve Kore de favoriydi. Zaten tekvando Kore sporu. İlk başta bu yüzden çok stres olduk.
- Emirhan: Geçen senenin dünya şampiyonuyla yarışmak kolay değildi. Üç ay boyunca çift antrenman yaptık. Bu sene o ülkedeki rakiplerimizi çok şaşırttık.
◊ Yarışmalara çıkmadan önce heyecanlı mı olursunuz? O sırada aklınızdan ne geçer? Uğur getirdiğine inandığınız ritüeller var mı?
- Kübra: Yarışmaya çıkmadan önce çok dua ediyorum. Herkese de “Bizim için dua edin” diyorum.
FUTBOLUN BU KADAR ÖN PLANDA OLMASI SİNİRİMİZİ BOZUYOR
◊ Futbolun bu kadar çok gündemde olması ve diğer sporlara yeteri kadar önem verilmemesi moralinizi bozuyor mu?
- Emirhan: Alıştık artık. Biz bir sene çalışıp dünya şampiyonu oluyoruz ama ele geçen bir şey olmuyor.
- Kübra: Benim sinirimi bozuyor. Çalışmadan derece alsak umursamayız ama çok çalışıyoruz. İlk defa bu sene basında bu kadar haber olduk. Bu da sanırım sosyal medya sayesinde...
- Ramazan: Benim de sinirimi bozuyor. Çok çalışıp şampiyon oluyoruz ama karşılığını yeterince alamıyoruz.
SPONSOR BULURSAK GÜNEY KORE’YE GİDİP EĞİTİM ALMAK İSTİYORUZ
◊ Şu anda en çok istediğiniz şey ne?
- Kübra: Güney Kore’ye gitmek, orada eğitim almak istiyoruz.
- Emirhan: Güney Kore tekvandonun merkezi ve orada eğitim alma şansımız olursa daha büyük başarılara imza atabiliriz. Ama bunun için bize sponsor gerekli.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TEKVANDO POOMSE ANTRENÖRÜ ÖZLEM ESİN HAKİKATLI ANLATIYOR...
BAŞARININ ANAHTARI İSTİKRARDIR
◊ Bu sene inanılmaz bir başarı elde edildi ve sizin de bunda katkınız büyük. Neler söylemek istersiniz?
- Teşekkür ederim. Kübra ile 2011 yılından beri çalışıyoruz. Çok yetenekli bir sporcu. Ne verirsen alıyor. Komutlara hiç itiraz etmiyor ve uyguluyor. Başarısının sırrı bana göre bu. Emirhan fiziksel özellikleri çok uygun bir sporcu. Kübra ile birlikte çalışmaya başladıktan sonra girdikleri her kategoride birinci oldular. Ramazan da yine çok yetenekli bir sporcu. Onu sekiz ay önce keşfettim. Ara ara geliyordu salona. Sonra onunla 8 ay boyunca çok çalıştık ve şampiyon oldu. Tüm sporcular başarılarının sürekliliğini istiyorlarsa istikrarlı bir şekilde çalışmaya devam etmeliler. Başarının anahtarı istikrardır.
◊ Dünya şampiyonasına gidememişsiniz. Bu bir prosedür mü?
- Bunun nasıl bir prosedür olduğunu henüz öğrenemedik. Beş sporcumu yolladım ama onlarla gidemedim. Bütün sporcularım dereceye girdi. Tekvando Federasyonu’nun prosedürünü gerçekten bilmiyoruz. Onlarla gidemediğim zamanlarda onları havaalanına kadar yolcu ediyorum ve dönüşte de karşılıyorum.
GÜLBEN ERGEN / HÜRRİYET