Batı Avrupa’da ilk adımları Portekiz ve İspanya ile atıyor

Ford Trucks kamyon pazarının Şampiyonlar Ligi’nde

Batı Avrupa’da ilk adımları Portekiz ve İspanya ile atıyor




Ford Trucks kamyon pazarının Şampiyonlar Ligi’nde

Batı Avrupa hamlesi İspanya ve Portekiz’den başlıyor

 

Ford Trucks, Portekiz ve İspanya’da arka arkaya gerçekleştirdiği bayi açılışlarıyla küresel büyümesinde önemli bir adım atarak Batı Avrupa pazarına giriş yaptı. Ford Otosan’ın kamyon üretim gücünün ve mühendislik yeteneğinin ulaştığı noktanın önemli bir göstergesi olan F-MAX ile 2019 Uluslararası Yılın Kamyonu (ITOY) ödülünün sahibi olan Ford Trucks, bu ödülün ardından yoğun ilgi gördü. Bunun üzerine global büyüme planlarında revizyona giderek Batı Avrupa’da bayi ağının oluşturulması sürecini erkene aldı. Türkiye merkezli bir marka olarak küresel büyüme hikayesiyle dikkatleri çeken Ford Trucks, bayilik ve distribütörlük faaliyetlerini 2019 sonu itibarıyla 44 ülkeye ulaştırmayı planlıyor. 2023 sonu hedefi ise en az 80 ülkede var olmak.

 

Haydar Yenigün: “Uluslararası pazarlarda yerli üretimle büyüyen, global ağını hızla büyüten bir şirket olarak ülkemizi yurtdışında en iyi şekilde temsil etmek için çalışıyoruz. Avrupa bizim ana ihracat pazarımız ve barındırdığı potansiyel ile büyüme stratejimizde büyük öneme sahip. Hedefimiz ihracatımızın yüzde 50’sini Avrupa pazarlarına yönelik gerçekleştirmek. Bu kapsamda Batı Avrupa’da yeni ülkelerde de var olmak üzere görüşmelerimizi sürdürüyoruz. İspanya ve Portekiz’deki distribütörlük anlaşmalarımızın ardından, İtalya’daki yapılanmamızın bu yılın içerisinde tamamlanmasını bekliyoruz. Sonrasında öncelikli hedef pazarlarımız Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg olacak. Ford Trucks markamızla nihai hedefimiz tüm Avrupa’ya yayılmak”

 

Kamyon üretiminde 60 yıla varan tecrübesini farklı ihracat pazarlarına ürün geliştirme yeteneği ile birleştiren Ford Trucks, Ford’un dünya genelindeki tek ağır ticari araç üretim merkezi olarak, global rekabetin boyutlarını değiştiren araçlara imza atıyor.

 

Şirketin Türkiye’de sıfırdan geliştirerek ürettiği yeni çekicisi Ford Trucks F-MAX, geçen yıl IAA Hannover Uluslararası Ticari Araç Fuarı’ndaki dünya prömiyerinin ardından 2019 Uluslararası Yılın Kamyonu (ITOY) ödülünün sahibi oldu. Bugüne kadar bayilik ve distribütörlük yapılanmasını Orta Doğu, Afrika, Orta ve Doğu Avrupa’da geliştiren Ford Trucks, ITOY ödülüyle birlikte yeni bir aşamaya geçti. Uluslararası pazarlardaki gücünü artırırken aynı zamanda Batı Avrupa ülkelerinden gördüğü yoğun ilgi üzerine bu pazarlardaki yapılanmasını daha erken bir tarihe aldı.

 

Batı Avrupa’da ilk adımları Portekiz ve İspanya ile atıyor

Ford Trucks bölgedeki ilk tesislerini Portekiz ve İspanya’da hizmete açtı. Batı Avrupa pazarına giriş yapmasının yanı sıra global rekabetteki gücünü artırması açısından da Ford Trucks’a önemli katkılar sağlayacak bu iki pazar, Avrupa’nın Afrika’ya açılan kapısı niteliğinde. Akdeniz ve Atlantik Okyanusu’ndaki önemli limanları ile birer lojistik üssü de olan İspanya ve Portekiz, aynı zamanda otomotiv sektörünün en köklü olduğu ülkeler arasında yer alıyor.

 

Portekiz’de ilk tesisini Oneshop iş birliğiyle Lizbon’da açan Ford Trucks, 2021 yılına kadar diğer önemli şehirler Porto, Leira, Algarve ve Viseu’da yapılanmasını tamamlamayı planlıyor. İspanya’da ise otomotiv sektöründe 25 yıla yaklaşan deneyime sahip F-Trucks Automotive Hispania ile iş ortaklığı yapıyor. F Trucks Hispania’nın İspanya’nın önde gelen şehirlerinden Madrid, Barcelona, La Coruna, Bilbao, Seville, Zaragoza’da yer alan 9 farklı lokasyonu bundan sonra Ford Trucks tesisleri olarak hizmet vermeye başlıyor.

 

“F-MAX ile aldığımız ödüller global Ford dünyasında prestijimizi artırıyor”

Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, Ford Trucks’ın uluslararası büyüme yolculuğundaki bu önemli gelişmelere ilişkin değerlendirmesinde, şunları kaydetti:

“Ford’un dünyadaki ürün geliştirme merkezi olarak Türkiye’de ürettiğimiz araçlarla ağır ticari endüstrisinde ezber bozan bir konuma ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Üretim, tasarım, teknoloji ve araç geliştirme anlamında ulaştığımız noktanın en etkileyici göstergelerinden biri bize ITOY ödülünü de getiren F-MAX oldu. Mühendisliği ve tasarımıyla tüm ağır ticari sektörü paydaşlarının beğenisini kazanan çekicimiz, ITOY’un ardından Avusturya ve son dönemde de Rusya gibi bir çok ülkede de Yılın Kamyonu ödüllerini toplayarak başarı yolculuğunu sürdürdüyor. Bu ödüller global Ford dünyasında prestijimizi önemli ölçüde artırıyor. Uluslararası pazarlarda yerli üretimle büyüyen, global ağını hızla büyüten bir şirket olarak ülkemizi yurtdışında en iyi şekilde temsil etmek için çalışıyoruz”

 

“Hedefimiz 2023 sonunda en az 80 ülkede bulunmak”

F-MAX’in global büyüme planlarında hızlandırıcı bir etki de yarattığına işaret eden Haydar Yenigün, “Şu anda Asya, Avrupa ve Afrika’yı kapsayan üç kıtada bayilik ve distribütörlük ağımızı kurmuş bulunuyoruz. 2019 sonuna kadar 44 ülkede faaliyet göstereceğimizi öngörüyoruz. F-MAX’in gördüğü yoğun ilgi üzerine global büyüme planlarımızı yeniden gözden geçirdik ve hedefimizi 2023 yılı sonu itibarıyla 80’i aşkın ülkede var olmak üzere bir adım öteye taşıdık. Batı Avrupa’daki distribütör şirketlerin ve önde gelen filoların da F-MAX’e en kısa sürede ulaşma yönündeki beklentisini gördük. Yetmişe yakın bayilik ve distribütörlük talebi almamız üzerine bölgedeki yapılanma planımızı erkene çektik. İlk distribütörlerimiz ile görüşmelerde hızla mesafe kat ettiğimiz, güçlü ağır ticari pazarlara sahip bulunan İspanya ve Portekiz’de anlaştık ve tesislerimizi hizmete açtık” dedi.

 

“İhracatımızın yüzde 50’sini Avrupa’ya gerçekleştireceğiz”

Haydar Yenigün, önümüzdeki döneme ilişkin planlamalarına da değinerek, “Avrupa bizim ana ihracat pazarımız ve barındırdığı potansiyel ile büyüme stratejimizde büyük öneme sahip. Hedefimiz ihracatımızın yüzde 50’sini Avrupa pazarlarına yönelik gerçekleştirmek. Burada itici gücümüz F-MAX olacak. Bu yıl sonu itibarıyla Avrupa’daki kamyon satışlarımızın yüzde 70’inin F-MAX olmasını bekliyoruz. Avrupa’daki bayilik ve distribütörlük yapılanmamız tamamlandığında ise bu oranın yüzde 80’e çıkacağını öngörüyoruz. Bu kapsamda Batı Avrupa’da yeni ülkelerde de var olmak üzere görüşmelerimizi sürdürüyoruz. İtalya’daki yapılanmamızın bu yılın içerisinde tamamlanmasını bekliyoruz. Sonrasında öncelikli hedef pazarlarımız Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg olacak. Ford Trucks markamızla nihai hedefimiz tüm Avrupa’ya yayılmak” şeklinde konuştu.

 

Avrupa’nın yaşlanan araç filosu önemli fırsatlar sunuyor

Avrupa pazarında elde edilecek ilerlemenin Ford Trucks’ın global büyümesine büyük katkı sağlayacağı inancını dile getiren Haydar Yenigün, yalnızca Batı Avrupa’nın halihazırda faaliyet gösterilen ülkelerin toplamı kadar bir potansiyel pazar yaratacağına dikkat çekti.

Yenigün, Avrupa Araç Üreticileri Birliği’nin (ACEA) 2018 Avrupa Araç raporuna göre Avrupa yollarında 6,3 milyon adet kamyon bulunduğu belirterek, “AB’deki araç yaş ortalamasının 11,7 olduğu düşünüldüğünde, yaşlanmakta olan araç filosunun ağır ticari sektörü için önemli fırsatlar sunduğu görülüyor. Hedefimiz, yeni gireceğimiz pazarlarda da kısa sürede Ukrayna, Romanya’da olduğu gibi %5 üzerinde pazar payına ulaşmak” dedi.

 

“Yerlilik oranımızı artırmak için ürünlerimize, test ve üretim merkezlerimize yatırım yapıyoruz”

Haydar Yenigün, Ford Trucks’ın global başarı hikayesinin ülke ekonomisine sağladığı katkılara da dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin otomotiv sektörü için sadece katma değer değil, aynı zamanda çok ciddi bir mühendislik tecrübesi ve bilgi birikimi sağlıyoruz. Tamamen kendi iç kaynaklarımızla, dışa bağımlı olmadan, ürünlerimizi kendi içimizde tasarlıyor, geliştiriyor ve üretiyoruz. 2018’de 49,5 milyon avro yatırımla başlattığımız yerli şanzıman üretimi, bu yönde önemli bir adım oldu. Kısa süre içinde Eskişehir Fabrikamızda şanzıman üretimine de başlayacağız ve 2021 itibarıyla motor, aks ve şanzıman olarak üç önemli ürün grubunda geliştirme ve üretim çalışmaları yapan sayılı global kamyon üreticilerinden biri olacağız. Ürünlerimizin yanı sıra test ve üretim merkezlerimize yatırım yaparak yerlilik oranımızı ve rekabet gücümüzü artırıyoruz.”