Batı düşmanlığından Putin hayranlığına

BATI BATIYOR MU?

Batı düşmanlığından Putin hayranlığına


Taha Akyol

Taha Akyol yazdı...

Batı düşmanlığından Putin hayranlığına

Batı melek değil. Bütün medeniyetlerin tarihlerinde savaşlar, zulümler vardır. Batı teknoloji kullandığı için çok daha büyük savaşlar, zulümler yaptı. Batı’nın bugün de çok günahı vardır. Ama bu Rusya’yı, Çin’i aklamaz.

Batı düşüncesi hiç olmazsa kendi içinde kuvvetler ayrılığı, bireysel özgürlük, kurallı piyasa ekonomisi gibi kurumlar geliştirdi.

Müslümanlar da kendi ülkelerinden kaçtıklarında hep Batı’yı tercih ediyorlar. Sadece ahali değil; merhum Fazlur Rahman Pakistan’da barınamamış, ilmi araştırmalarına Amerika’da devam etmişti. Tahran Üniversitesi Rektörü saygın bilim tarihçisi ve düşünür Seyyid Hüseyin Nasr, İran devriminden beri Amerikan üniversitelerinde ders veriyor.

Çağımızdaki bu tablo, tarihte İbn Rüşd’ün kitaplarını yakan Müslümanların geri kalmalarına, Batı’nın Rönesans’a giden yolda o kitapları tercüme edip okumasına, gelişen zihin açıklığının Bilim Devrimi’ni başarmasına benzemiyor mu?

BATI BATIYOR MU?

Türkiye’de Batı düşmanlığından Putin hayranlığına savrulanlar var. Putin ne yapsınmış, emperyalist komplolara karşı vatanını savunuyormuş! Hatta NATO, Türk-Rus savaşı çıkarmak istiyormuş!

Putin’in saldırganlığını ve imparatorluk siyasetini göz ardı eden bu komplo teorilerinin altında bir psikoloji var: Batılı demokrasi ve hürriyet fikirlerini kendi otoriter dünya görüşlerine ve statülerine tehdit sayan bir psikoloji…

1997 Aralık ayı, Tahran’da İslam Konferansı… Dini Lider Hamaney Batı’nın ahlaksız, paracı, yozlaşmış olduğunu, çökeceğini söylüyor… Baasçı diktatör Hafız Esat da Batının emperyalist olduğunu anlatıyor…

Bosna Müslümanların bilge lideri merhum Aliya İzzetbegoviç söz alıyor:

“Çok açık konuştuğum için beni bağışlayın. Güzel yalanların yardımı olmaz ama acı gerçekler bir ilaç olabilir. Batı çöküntü içinde ya da dejenere olmuş değil. Kendi kendini kandıran komünizmin ‘çürümüş Batı’ propagandası, bunu acı bir şekilde ödedi. Batı çürümüş değil. Güçlü, örgütlü ve eğitimli. Okulları bizimkilerden iyi, kentleri bizimkilerden temiz, Batı’da insan haklarının düzeyi yüksek…”

Hamaney’le Hafız Esat’ın fikir birliğinde oldukları konu, demokrasi ve hürriyet fikirlerinin, kendi otokratik rejimleri için tehdit olduğunu görüyor olmalarıydı.

YENİ SOĞUK SAVAŞ

Günümüzde Avrasya coğrafyasındaki otokratların, Putin’in, Şi Cimping’in dominant olacakları bir dünyada hukukun, demokrasinin, kişi hak ve hürriyetlerinin, açık toplum değerlerinin hali nice olur?!

Evet zamanımızda demokrasilerde belli bir zaaf, otokratik rejimlerde belli bir enerji gözüküyor.

Kapitalizmle komünizm arasındaki soğuk savaş, komünizmin iktisadi ve fikrî iflasıyla sonuçlandı… Zamanımızda jeopolitik Doğu-Batı çatışması otokrasilerle demokrasiler arasında yeni bir soğuk savaşa dönüşüyor.

Otokrasilerin güç kullanmaktan başka insanlığa söyleyecekleri ne var?

İşte Putin, Ukrayna’ya saldırısını Çarlık imparatorluğuna referanslar yaparak anlatıyor! “Tarihte Ukrayna yoktu” demekle kalmıyor, “Karadeniz’i Türklere karşı savunan Ruslar” diye konuşuyor. Plevne savunmasıyla hafızalarımızda yaşayan savaşın yıldönümünde Rusya Dışişleri Bakanlığı “1878’de Rus askerleri Sofya’yı Osmanlı zulmünden kurtardı” diyerek resmi açıklama yapıyor! (4 Ocak 2022)

Putin’in, Lavrov’un dilinden “Rus, Ortodoks” kavramları düşmüyor.

PUTİN’İN KORKUSU

Ukrayna’nın NATO’ya alınmayacağı çoktan açıklanmıştır. Ukrayna’nın ve hatta Avrupa’nın nükleer askeri güç olan Rusya için tehlike oluşturması düşünülemez. Fakat Büyükelçi Ümit Pamir’in İpek Özbey’e söylediği gibi, Putin ve Rus otokrasisinin hissettiği tehdit; Slav ve Ortodoks Ukrayna’nın Batı’ya girerek demokratik bir ülke halinde “yeni bir modelle ortaya çıkması”dır.

Yine aynı psikoloji: Otokrasinin hürriyet ve demokrasi korkusu.

Şüphesiz Ukrayna’da savaşı dev gücüyle Putin kazanacak ama, faturası çok ağır olacak; iktisadi ve sosyal faturasından bahsediyorum.

Türkiye’nin yeri Batı ittifakıdır…

İktisadi yaptırımlar konusunda bizim ihtiyatlı olmamız, Rusya ile iktisadi ilişkilerimize özen göstermemiz lazım. Fakat Avrupa Konseyi’nde tek başımıza “çekimser” kalmayıp müttefiklerimizle birlikte oy kullanmalıydık; Türkiye’nin dünyadaki yerini göstermek bakımından bunun büyük edğeri olurdu.

Çekimser oy büyük yanlış oldu.

TAHA AKYOL / KARAR