Berat Albayrak Dönemi: Eleştiriler ve Başarılarla Şekillenen Ekonomik Stratejiler

Berat Albayrak dönemindeki altın rezervlerinin artırılması ve enflasyonla mücadeledeki başarılar. Bugünkü ekonomik sorunlarla karşılaştırmalı analiz.

Berat Albayrak Dönemi: Eleştiriler ve Başarılarla Şekillenen Ekonomik Stratejiler


Berat Albayrak Dönemi: Eleştiriler ve Başarılarla Şekillenen Ekonomik Stratejiler

YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Türkiye ekonomisinin son yıllarda yaşadığı dalgalanmalar, Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı dönemindeki ekonomik politikaların yeniden değerlendirilmesini gündeme getirdi. Eleştirilerle karşılanan Albayrak dönemi, özellikle altın rezervlerinin artırılması, cari fazla verilmesi ve enflasyonun tek haneye indirilmesi gibi önemli başarılarla dikkat çekiyordu. Bugün gelinen noktada ise Türkiye ekonomisi, artan enflasyon ve diğer zorluklarla adeta bir çıkmaz sokağa girmiş durumda.


Altın Rezervlerinin Artırılması: Türkiye’nin Güvencesi

Berat Albayrak’ın en dikkat çekici hamlelerinden biri, Türkiye’nin altın rezervlerini artırma stratejisiydi. Göreve başladığı dönemde yurtdışında bulunan 350 ton altın Türkiye’ye getirildi. Bu adım, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı açısından önemli bir dönüm noktası oldu.

2018 yılında Merkez Bankası’nın altın rezervi 488,9 ton olarak kaydedilirken, Albayrak’ın görevi bırakmasıyla bu rakam 719,2 tona yükseldi. Bu artış, Türkiye’yi altın rezervleri açısından dünyada üst sıralara taşıdı ve olası ekonomik krizlere karşı bir güvence sağladı.


Enflasyonla Mücadelede Başarı

Berat Albayrak döneminde, enflasyon oranı %25’lerden tek haneli seviyelere indirildi. 2019’da %9,26’ya gerileyen enflasyon, ekonomik istikrarın bir göstergesi olarak değerlendirildi. Bugün ise enflasyon oranlarının %60’lara ulaşması, Albayrak dönemindeki politikaların önemini bir kez daha gündeme taşıdı.

Dünya ekonomi otoriteleri, o dönemde enflasyonla mücadeledeki başarıyı takdirle karşıladı. Türkiye’nin para ve maliye politikaları arasında sağlanan koordinasyon, global piyasalarda olumlu bir şekilde yankı buldu.


Cari Fazla ve Ekonomik Büyüme

Berat Albayrak’ın görev süresince Türkiye, 2019 yılında 5,3 milyar dolar cari fazla vererek dikkatleri üzerine çekti. Bu başarı, Türkiye’nin dış ticaret açığını kapatma yolunda önemli bir adım olarak görüldü.

Covid-19 pandemisi döneminde dahi Türkiye ekonomisi %1,8 büyüme kaydederek, G20 ülkeleri arasında Çin’den sonra büyüme gösteren tek ülke oldu. Bu performans, dünya genelinde ekonomilerin daraldığı bir dönemde Türkiye’nin dayanıklılığını ortaya koydu.


Eleştiriler ve Bugünkü Ekonomik Durum

Berat Albayrak’ın bakanlık dönemi, eleştirilerden de muaf değildi. Ekonomik kararların yeterince şeffaf olmadığı, finans çevrelerinde tedirginlik yarattığı ve siyasi güç yoğunlaşmasına yol açtığı yönündeki yorumlar sıkça dile getirildi. Ancak bugün, Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durum bu eleştirileri yeniden sorgulama ihtiyacını doğuruyor.

Enflasyon oranlarının rekor seviyelere ulaşması, Türk Lirası’nın değer kaybı ve ekonomik istikrarsızlık, geçmişte uygulanan politikaların karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesine yol açıyor.


Dünya Otoritelerinin Albayrak Dönemine Bakışı

Uluslararası ekonomi otoriteleri, Berat Albayrak dönemindeki stratejileri birçok kez olumlu değerlendirdi. Frankfurter Allgemeine Zeitung, 2018’de yayımladığı bir makalede Türkiye’nin kur krizini Albayrak ile atlattığını ve küresel yatırımcıları kazanmaya devam ettiğini yazdı.

Global Capital, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın borç yönetimi birimini "Yılın Kamu Borcu Yönetim Ofisi" seçerek, Albayrak’ın liderliğindeki ekibin uluslararası başarısını tescilledi.


Sonuç: Bugünden Geçmişe Bir Bakış

Berat Albayrak dönemi, eleştirilerle birlikte başarılarla da anılıyor. Altın rezervlerinin artırılması, cari fazla verilmesi ve enflasyonun kontrol altına alınması gibi stratejik adımlar, bugünkü ekonomik zorluklarla karşılaştırıldığında daha da anlam kazanıyor.

Bugün Türkiye’nin ekonomik sorunlarının çözümü için Albayrak dönemindeki başarılı uygulamaların dikkate alınması gerektiği yönündeki görüşler giderek artıyor. Geçmişte alınan stratejik kararlar, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir bir geleceğe kavuşması için önemli bir referans noktası olabilir.


www.yerelgundem.com