Beşizlerin Anne ve Babası Gerçekten Terörist mi?

Adaletin Temel İlkeleri ve Yargılamalardaki Hatalar

Beşizlerin Anne ve Babası Gerçekten Terörist mi?




Beşizlerin Anne ve Babası Gerçekten Terörist mi?

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Mustafa Yeneroğlu, DEVA Partisi İstanbul Milletvekili ve Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı, geçtiğimiz aylarda kamuoyuna yansıyan görüntülerde beşiz çocuklarının hıçkırıklara boğulduğu anların ardında yatan dramı kaleme aldı. Bu yazı, altı çocuğun omuzlarına yüklenen ağır bir yükün hikayesini ve ailelerinin neden cezaevine konduğunu anlatıyor.

Tutuklanan Ailenin Hikayesi

Beşizler, daha önce zor şartlarda dünyaya gelmeleriyle haberlere konu olmuştu. Ancak geçtiğimiz Ekim ayında sosyal medyada dolaşan videolarla yeniden gündeme geldiler. Videolardan biri, anne babaları tutuklandığı için ağlayan çocukları gösteriyor. Bir diğerinde ise 13 yaşındaki en büyük çocuk, anne ve babasının Edirne’de tutuklu olduğunu, kardeşleriyle birlikte deprem bölgesi Malatya’da dayılarının çadırında kaldıklarını ve okula gidemediklerini anlatıyor.

Nurcan ve Abdulkadir Arslan Çiftinin Tutuklanma Süreci

Nurcan ve Abdulkadir Arslan çifti, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında başlatılan soruşturmaların ardından silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasıyla yargılandılar. Anne Nurcan Arslan, ByLock kullanımı, Bank Asya hesabı ve KHK ile kapatılan bir dershanede çalışması gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Baba Abdulkadir Arslan ise dini sohbetler düzenlemek, yardım toplamak, dershanede çalışmak, ByLock kullanımı ve Bank Asya hesabı nedeniyle 9 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Çiftin mahkumiyet gerekçeleri, 7 yıldır süren bir davanın ürünü ve FETÖ yapılanmasının illegal faaliyetlerinden önce yasal zeminde gerçekleştirilmiş, suç kastı içermeyen eylemlerden oluşuyor.

Yargılamaların Bilançosu

Adalet Bakanlığı verilerine göre, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası 2016-2022 yılları arasında silahlı terör örgütü üyeliği iddiasıyla 1 milyon 869 bin 507 soruşturma başlatıldı. Bu rakam, Türkiye’deki yargı sisteminin geldiği korkunç boyutları ortaya koyuyor. Bu süreçte, suç unsuru taşımayan eylemler nedeniyle birçok kişi suçlandı ve aileleriyle birlikte mahkum edildi.

Adaletin Temel İlkeleri ve Yargılamalardaki Hatalar

Yargıtay içtihatlarına göre, terör örgütü üyeliği suçunun oluşabilmesi için kişinin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olması ve suç işleme amacı taşıması gerekiyor. Ancak Arslan çiftinin dosyasındaki suçlamalar, bu kriterleri karşılamıyor. Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir dershanede çalışmak ya da Bank Asya’ya para yatırmak, suçun delili olarak kabul edilemez.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de benzer yargılamalardaki temel sorunları tespit etti. AİHM, ByLock kullanımı gibi gerekçelerle suçlu ilan edilmenin adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu belirtti ve Türkiye’deki yargı sisteminin bu hatalardan dönmesi gerektiğini vurguladı.

Sonuç

Nurcan ve Abdulkadir Arslan çifti, yargı sisteminin haksız uygulamaları nedeniyle altı çocuklarını geride bırakarak cezaevine kondu. Bu süreçte, adil olmayan yargılamalar, yalnızca mahkum edilenleri değil, onların ailelerini de derinden etkiledi. Mustafa Yeneroğlu’nun da belirttiği gibi, adaletin sağlanması ve hukukun üstünlüğünün korunması, bu tür dramların önlenmesi için atılması gereken en önemli adımdır. Bu adımların gecikmeden atılması, adaletin tesis edilmesi açısından hayati önem taşıyor.

www.yerelgundem.com