Biden Dönemi Riyad-Ankara Diyaloğunu Arttırır mı? 

‘‘İlişkilerdeki kriz durumu sürdürülebilir değil’’

Biden Dönemi Riyad-Ankara Diyaloğunu Arttırır mı? 


Biden Dönemi Riyad-Ankara Diyaloğunu Arttırır mı? 


Türkiye ve Suudi Arabistan arasında yıllardır süren bölgesel rekabetin ardından, iki ülke liderlerinin ilişkilerin geliştirilmesi sözü vermesiyle buzlar çözülüyor gibi görünüyor. Uzmanlar bu gelişmenin ekonomik meseleler kadar ABD’de yeni yönetimle ilgili olabileceğini söylüyor.

Kasım ayının başındaki telefon konuşmasının ardından Ankara’dan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kral Selman’ın görüşmede diyalog kanallarını açık tutma ve ikili ilişkileri geliştirme konusunda mutabık kaldıkları açıklaması gelmişti.

Bu telefon görüşmesini, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Nijer’de yapılan toplantısının ardından her iki ülkenin dışişleri bakanlarınca yapılan ılımlı açıklamalar izledi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Twitter’dan yaptığı açıklamada ‘‘Güçlü bir Türkiye-Suudi Arabistan ortaklığı yalnızca ülkelerimiz için değil, tüm bölgemiz için faydalı olacak’’ dedi.

Erdoğan ve Suudi Veliaht Prens Muhammed Bin Selman geçmişte bölgesel üstünlük mücadelesi içinde birbirlerine karşı sık sık öfkeli çıkışlarda bulunmuşlardı.

ODTÜ Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyelerinden Profesör Hüseyin Bağcı, Suudi Arabistan’ın, özellikle de Muhammed Bin Selman’ın Arap dünyasının lideri olmaya çalıştığını söyledi.

Bağcı, Suudi Arabistan’ın ABD’nin yakın müttefiki olduğunu hatırlatarak Başkan Donald Trump’ın bu konuda Riyad’a kayıtsız şartsız hareket özgürlüğü verdiğini söyledi. Bağcı geçmişte Türkiye’nin de İslam dünyasının ve Araplar’ın lideri olmayı istediğini, buna Suudi Arabistan’ın karşı çıktığını hatırlattı.

Uzmanlar karşılıklı rekabetin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da artan çatışmalardan kaynaklandığı görüşünde. Ancak 3 Kasım seçimlerinin resmi olmayan sonuçlarına göre Demokrat Joe Biden’ın başkan seçilmesi Türkler’i ve Suudiler’i ilişkilerini yeniden gözden geçirmeye zorluyor.

‘‘İlişkilerdeki kriz durumu sürdürülebilir değil’’

Türkiye’nin eski Katar büyükelçisi, bölgesel enerji uzmanı Mithat Rende de Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinin ilerlemesinin gerekçelerinden birinin Biden’ın başkanlığı olduğu görüşünde. Suudiler’in Biden yönetiminden görecekleri farklı muameleye hazırlanmaları gerektiğini kaydeden Rende,Riyad kadar Ankara’nın da ilişkilerin bozulmasının ve kriz durumunun sürdürülemez olduğunu gördüğünü belirtti.

Uzmanlar ayrıca Türkiye’nin Riyad’la yakınlaşmasında ekonomik nedenlerin de etkili olduğu fikrinde. Bağcı, Türkiye’nin ekonomik olarak çok kötü durumda olduğunu ve Suudi Arabistan’ın Türkiye için her zaman ekonomiyi canlandıran bir ‘‘nefes’’ yarattığını söyledi.

Suudi Arabistan’ın geçmişte Türkiye’de yatırım yaptığını ve ülkeye para getirdiğini belirten Bağcı, bu nedenle Türkiye’nin ilişkileri yenilemeyi ve bazı tavizler vermeyi düşünebileceğini belirtti.

Resmi olmayan ticaret ambargosu

Riyad’ın Türkiye’ye karşı resmi olmayan bir ticaret ambargosu uyguladığı konuşuluyor. Türk İhracatçılar Birliği, Suudi Arabistan’a ihracatın bu yılın Ekim ayından bu yana yüzde 16 düşerek 2,23 milyar dolara indiğini bildirdi.

Ancak Ankara ilişkilerde yeni bir atılım yaşanacağından umutlu.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan geçen hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki açıklamasında, "Ticari ve ekonomik ilişkilerimizin sorunlarının çözümü konusunda somut adımlar beklediğimizi ilettik. Muhataplarımızca tarafımıza resmi hiçbir kararın olmadığı, bazı istisnai sıkıntılar olduğu dile getirildi’’ dedi.

Beş Soruda Cemal Kaşıkçı Cinayeti 

Uzmanlar Riyad’a yönelik bir jest olarak, Türkiye’nin Cemal Kaşıkçı cinayetine yönelik söylemini yumuşattığı görüşünü de dile getiriyor.

Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Riyad’a dünya genelinde kınama mesajları gönderen liderler arasında başı çekmişti. Cinayetten Suudi rejiminin önde gelen üyelerinin sorumlu olduğuna inanılıyor.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Suudi yetkilileri Kaşıkçı cinayetinden gıyaben yargılıyor.

‘‘Kaşıkçı Davasında Tanık Olduğum İçin Tehdit Edildim’’

Ankara bugüne kadar dikkatleri davaya çekiyordu. Ancak Cumurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta yapılan duruşma hakkında bir yorum yapmadı. Dava Mart’a ertelendi.

‘‘Erdoğan Kaşıkçı davasıyla ilgili tavrını değiştirdi’’

İngiltere’nin Oxford Üniversitesi’nden Emre Çalışkan da Türkiye’nin Kaşıkçı cinayetini uluslararası bir mesele haline getirmeye son verdiğini söyledi. Erdoğan’ın Kaşıkçı davasıyla ilgili tepkisinin tonunu düşürdüğünü söyleyen Çalışkan, bunun Riyad’la daha iyi ilişkiler kurulmak istendiğinin göstergesi olabileceğini kaydetti.

Ancak Ankara’nın Müslüman Kardeşler’e desteği Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmasının önündeki en büyük engellerden biri.

Uzman Mithat Rende, Türkiye’nin Arap Baharı’nı desteklediğini ancak Suudi Arabistan’ın bu durumdan memnun olmadığını hatırlattı. Rende, İhvan hareketinin desteklenmesinin Suudi Arabistan, Mısır ve diğer Körfez krallıkları tarafından hükümdarlarına ve sistemlerine tehdit olarak algılandığını söyledi.

Müslüman Kardeşler, Riyad’ın terör örgütleri listesinde yer alıyor. Ankara ise bu tanımlamaya şiddetle karşı çıkıyor.

Çalışkan’a göre Erdoğan, en azından yakın gelecekte Müslüman Kardeşler’e yönelik tavrını değiştirmeyecek. Çünkü bu desteğin Türkiye’nin Libya, Suriye ve Katar politikalarına doğrudan etkisi var.

Çalışkan ilişkilerde yakınlaşma kararında hem iki ülkenin geçmişinin hem de pragmatizmin etkili olacağı tahmininde bulunuyor.

Ankara ve Riyad’ın Arap baharı öncesinde çok iyi ilişkileri olduğunu unutmamak gerektiğini söyleyen Çalışkan, farklı takvimlere sahip iki ülkenin birlikte çalışmanın yollarını öğrenmesi gerektiğini kaydetti. Erdoğan’ın pragmatizm konusunda çok başarılı olduğunu söyleyen Çalışkan, Erdoğan’ın Suudi liderlerle diyalog kuracağından ya da Riyad’ın Ankara ile iletişime geçeceğinden emin olduğunu kaydetti.

VOA