Biden'ın planı... Türkiye'ye Afganistan senaryosu

Kayahan Uygur yazdı...

Biden'ın planı... Türkiye'ye Afganistan senaryosu




BİDEN PLANI

Afganistan barış görüşmeleri konusundaki Biden planı Afgan hükümetine yazılmış olan bir mektupta tüm ayrıntılarıyla ortaya konuldu ve dört aşamadan oluşuyor. İlk aşamada Birleşmiş Milletler, Afganistan ve konuyla ilgili ülkeler arasında bir zirve düzenliyor. Buna Rusya, Çin, Pakistan, İran, Hindistan ve tabii ABD dışişleri bakanları katılacak. Bu toplantıda taraflar arasında ortak bir çizgi ve barış için ortaya konulacak politik ve ekonomik olanaklar belirlenecek. Hindistan masada Afgan hükümetinin yanında ve küresel İslamcılığa karşı sağlam bir müttefik olarak bulunuyor. Genel ilkelerin belirleneceği bu aşamada Türkiye devre dışı.

İkinci aşamada ilk zirvede belirlenen ilkeler ışığında anayasa görüşmelerinin başlaması ve yeni bir anayasa yürürlüğe girip seçimler yapılana kadar ortak bir hükümetin kurulması öngörülüyor. Devletin yapısı, değişik etnik grupların hakları, başkanlık sistemi ya da parlamenter sistem ve federalizm konularında bir politik yol haritası çizilecek.

Üçüncü aşamada Kabil hükümeti ve Taliban arasında en üst düzeyde görüşmeler Türkiye’de yapılacak ve barış anlaşmasına en son şekli verilecek. Dördüncü ve son aşamada ise 90 günlük “şiddetin azaltılması” dönemine geçilecek, Taliban’ın saldırıları azalttığı her aşamada hükümet de önlemlerini yumuşatacak. ABD, bu yöntemi barış için bir kaldıraç olarak görüyor.

TERCİHİNİ YAP ÖNERİSİ

Türkiye’nin Biden yönetimi tarafından Afganistan barış sürecinde “tarafsız saha” ve üçüncü taraf olarak önerilmesi birçok bakımdan ilginç. Son dönemlerde ısrarla ABD ile ilişkileri düzeltmek isteyen ve açılacak yeni bir sayfanın Batı çıkarlarına olacağını tekrarlayan Ankara’ya bu yolla bir cevap verilmiş oluyor. Ancak Batı ve Hint medyalarında yapılan yorumlarda altının çizildiği gibi Afganistan konusuna dâhil olan Türkiye son dönemdeki ikili ve muğlak dış politikasını da açıklığa kavuşturmak zorunda kalacaktır. Tam olarak bir NATO üyesi olarak mı davranacak, yoksa Rusya ve İran üçlüsünün bir unsuru gibi mi? Biden yönetimi riski kendisi almadan bekleyip, görecek.

Türkiye’nin ikilemini anlamak için Rusya ve İran’ın Afganistan’daki politikalarına bir göz atmak gerekiyor. Eski Sovyetler Birliği zamanı artık unutulmuş ve Afganistan’da politikalar değişmiştir. Afganistan’da ABD ve NATO, Kabil hükümetini her türlü araçla desteklerken Rusya’nın silah sevki yapacak kadar Taliban’la yakınlaşmış olduğu artık bir sır değildir. Moskova, uluslararası platformlardaki tartışmalarda sürekli Taliban’ın yanında yer alıp ABD’yi ve Kabil hükümetini suçlamaktadır (VOA,17 Şubat 2021) 

İran hükümetinin tutumu da Atlantic Council’in 31 Ocak tarihli makalesinde belirtildiği gibi giderek Taliban’ın yakın bir müttefiki olarak şekillenmektedir. Taliban heyetinin aynı ay içinde İran’a yaptığı ziyarette Sünni İslamcılarıyla Şii İslamcıları arasında görülmedik düzeyde bir işbirliği aşamasına varılmıştır.

Bir yandan Rusya ve İran’la son dönemde yakınlaşmış, öte yandan da ABD ve NATO müttefiki olarak Afganistan’da askeri varlığı da bulunan AK Parti iktidarı barış sürecindeki olası ihlallerde nasıl davranacaktır? Amerika, Türkiye’ye tarafsız saha rolünün de ötesinde Afganistan’da daha büyük sorumluluklar önerirse Ankara’nın cevabı ne olacaktır? Bunlar konunun bilinmezleri. Ama bilinen çok daha başka bir gerçek var ki Taliban Rusya’ya yaklaşırken Taliban’ın ve İslamcılığın bölgedeki büyük destekçisi Pakistan eski müttefiki ABD’den giderek kopuyor. ABD ise Pakistan’ın kendisinden kopmasına aldırmaz bir tavırla giderek açık ve net bir şekilde Başkan Yardımcısı Harris’in anavatanı Hindistan’la yakınlaşmakta. Öte yandan ABD’nin AK Parti iktidarına karşı tavrı da Pakistan’a karşı tavırdan pek farklı değil.

TERÖR RİSKİ

Asya’da taşlar yerinden oynarken küresel İslamcı terörün ayaklarından biri olan IŞİD yahut “İslamic State” örgütü Afganistan’da da gittikçe güçleniyor, Taliban’la ve onun destekçisi Pakistan’la da çatışıyor. Bu terör örgütünün mücadelesi küresel olduğundan Afganistan’da kendisini hedef alan güçlere başka coğrafyalarda cevap vermek isteyeceği de açık ve bu da ülkemiz için başka bir risk. Biden yönetimi ise bu gelişmeleri seyredecek ve ne tavır alındığına bakacak.

Türkiye Pakistan’ın sıkı dostu ve Hindistan İslamcı muhalefetinin destekçisi olduğundan, Ankara’nın Afganistan barış sürecinde yer almasından başlangıçta rahatsız olan Hindistan medyası şimdi bu gelişmeden memnun görünüyor. Nedeni de, bölgede kördüğüm haline gelmiş olan çelişkilerin Afganistan’da artık bir şekilde çözüleceğine inanmaları. Başka bir deyişle Hintliler de Afganistan’daki gelişmelerin eski dönemi kapatıp yeni bir dönemi açmada kaldıraç olarak kullanılacağı düşüncesindeler. 1979’daki Afganistan olaylarıyla 40 yıldan fazla süren terör ve terörle mücadele dönemi başlamamış mıydı?

İslam dünyasında Humeyni’nin iş başına geldiği dönemde bu tür aşırılıkların sadece İran’da yaşanabileceği şeklinde bir önyargı vardı. Yanlış olduğu anlaşıldı. Sonraları, Sünniler ve Şiiler asla anlaşamaz önyargısı da Filistin’deki Hamas örgütünün İran’la yakınlaşmasıyla kırıldı. Rusya Taliban yakınlaşması da bunun bir devamı. ABD ve Batı şu veya bu ölçüde İslamcılığı desteklemekten vaz geçtikçe İslamcı aşırılığın da kendisine başka destekler araması olağan. Aynı gelişmeler ülkemizdeki İslamcılar için de geçerli. Türkiye İslamcıları arasında Rusya’ya övgüler düzenler çıkmasına şaşırmak da gerekmiyor.

 Ama Rusya’nın İslamcılara desteği nereye kadardır ve Batı’dan kopardığı zaman İslamcılara ne yapar, o da ayrı bir konu. İsmet İnönü'nün “Büyük devletlerle ilişki kurmak, ayı ile bir yatağa girmeye benzer” sözü burada akla geliyor.

Odatv.com