Bir bakanın istifası üzerine: Siyaset günümüzde gerçek anlamda ateşten gömlek…

Koltuklar kimsenin tapulu malı değil.

Bir bakanın istifası üzerine: Siyaset günümüzde gerçek anlamda ateşten gömlek…


Bir bakanın istifası üzerine: Siyaset günümüzde gerçek anlamda ateşten gömlek…

Kimi gazeteye göre bakanın kendisi istifa etmiş, kimisi ise bakanın görevden alındığı görüşünde. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bugün artık bakan değil; yerine yardımcısı bakan olarak atanmış bulunuyor.

Bir cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle…

Daha önce Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak için kullanılmış ifade bir klişe halini almak üzere. Kararnamede Ziya Selçuk’un ‘görevden affını istediği ve görevden af talebinin kabul edildiği’ ifadesi yer alıyor.

Görevden af istemek ne demek acaba?

Benim bildiğim, bakanlar atanır, ayrılması da ya istifayla ya da görevden alınmayla gerçekleşir. 

Kafa karışıklığı ‘af’ sözcüğüne yüklenmek istenen anlamdan kaynaklanıyor.

Acaba Türkiye’de herhangi bir dönemde böyle bir durum için ‘af’ sözcüğü kullanılmış mıdır? Cumhuriyet döneminde veya daha önce?

Yeni atanan, bakan olduğu için herhalde memnundur. Bakanlık önemli bir makam çünkü; bakan olarak atanmak için herkes can atar.

Acaba bugünlerde de öyle mi?

Günümüzde işin rengi değişti

Fransa’nın eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy hapis cezası aldığı mahkemeden çıkarken..

Bu soruyu sadece bize özel güncel durumla ilgili sormuyorum. Demokrasi olduğuna kanıt aramamız gerekmeyen ülkelerde de siyaset eskisi kadar rağbet gören bir uğraş alanı değil; bundan bakanlar da nasibini alıyor, başbakanlar da…

İngiltere’de kısa süre önce sağlık bakanı istifasını verdi. Pandemi döneminde kovid ile savaşta veya aşı konusunda gösterdiği zaaf sebebiyle değil. Araya bir gönül işi girdi. Daha doğrusu, bakanın makam odasına gizlice konulan bir kameraya, üniversite yıllarından tanıdığı ve yanına danışman olarak aldığı bir kadınla ileri samimiyette bir hali yansıdığı için…

‘Kaset olayı’ can almasa da orada da makam bitiriyor.

Düşünün, Boris Johnson’un kendisi başbakan olarak veya hükümetinde yer alan bakanlar bu olaydan sonra nasıl bir ruh hali içerisindedir?

Nitekim, evlenmeden birliktelik yaşadığı ve çocuk sahibi olduğu kadınla bu olaydan hemen sonra evlenme ihtiyacı duydu Boris Johnson

En yakınlarına bile haber vermeden gizlice evlendiler.

Teknoloji ve onun siyasi alanda kullanıma girmesi her düzeydeki görevlileri tetikte olmaya sevk ediyor. 

Eskiden de katakulli işler vardı, hiçbir şekilde ortaya çıkmayan katakulli işler… 

Konuya taraf olanlar konuşmadığı için gizli kalan veya üzerine gidilmek istense de belgelere ulaşılması müşkül olan veya burnu iyi haber alan biri peşine düşse bile basın ile kurulan iyi ilişkilerin konunun skandala dönüşmesini engelleyebildiği katakulli işler…  

Şimdi sıradan bir memur cep telefonuyla fotoğrafladığı belgeyi çeşitli yollarla kendisini açığa çıkarmadan kamuoyuyla paylaşabildiği gibi, yerleşik basın üzerinde etkili olabilecek iyi ilişkiler konunun üzerine gidilmesini önlese bile böyle olayları bekleyip duran alternatif medya da var.

Hiçbiri işe yaramazsa sosyal medya işi anında skandala dönüştürebiliyor. [Bizdeki Sedat Peker ve videoları ile Twit mesajlarını hatırlayın.]

Siyaset ateşten gömlek

Bakanlık, hatta başbakanlık eskisi kadar başa konan talih kuşu sayılmıyor günümüzde.

Görevin ister istifa yoluyla isterse istifaya zorlanmak veya görevden alınmakla sona ermesi de yolun sonu anlamına gelmiyor.

Hesaba çekilmek de var.

Son birkaç yıl içerisinde çok sayıda siyasi figür yargı önünde hesap verdi, halen vermekte. 

İsrail’in eski cumhurbaşkanı Moshe Katsav, eski başbakan Benjamin Netanyahu

Fransa’nın eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy

Güney Afrika cumhurbaşkanı Jacob Zuma

Kore cumhurbaşkanı Park Geun-hye

Brezilya cumhurbaşkanları Luiz İnancio Lula da Silva ve Michel Temer

Demokrasilerin seçim sistemiyle başa gelen devlet ve hükümet yetkililerinin, yine demokratik denetleme mekanizmalarıyla hesaba çekilmeleri, günümüzde yerleşik bir uygulama haline dönüşüyor.

Yukarıda yalnızca en tepe yöneticilerden oluşan bir liste verdim; hesaba çekilen daha mütevazı görev sahiplerinin sayısı çok daha fazla.

Zaten bu bakımdan, demokrasiyle yönetilen ülkelerde makamlara gelmek için hırsla çalışılsa ve sonuç alınsa bile, arzuladıkları görevlere gelenlerin orada bulundukları sürece devamlı tetikte bulunmaları ve görevden ayrılmaları vaki olunca hesaba çekilme ihtimalleri, o insanların mutlu olmalarını engelliyor.

‘‘Görevden affını istediği ve görevden af talebinin kabul edildiği’’ kalıbıyla bakanlığı sona ermiş olan Ziya Selçuk’un bakanlık elinden gittiği için üzüleceğini bu sebeplerle sanmıyorum. O da, daha önce yine kendisi gibi ‘‘Görevden affını istediği ve görevden af talebinin kabul edildiği’’ kalıbı kullanılarak koltuğundan edilen bakan gibi kenara çekilip kendisini unutturmaya çalışabilir.

Siyaset her zamankinden daha fazla olarak günümüzde ‘ateşten gömlek’

Yangın söndürme faaliyetini gözlemlemek için alevlerin hüküm sürdürdüğü bölgede bulunan onca bakanın gösterdikleri çabaları, bir yandan her şeylerini yangında kaybetmiş insanları yatıştırmaya çalışırken diğer yandan kamuoyunu bilgilendirme çalışmasını sürdürmelerini izlerken zihnime takılan şu soru oldu:

Düne kadar hükümet üyeleri olarak toplandıkları salonda yanı başlarında bakan olarak yer almış birinin görevden af edilmesi onlar üzerinde ne gibi bir etki yapmış olabilir?

Herhalde ‘‘Mahkeme kadıya mülk değil’’ özlü deyişini akıllarından geçirmişlerdir.

Koltuklar kimsenin tapulu malı değil.

ΩΩΩΩ

https://fehmikoru.com/150181-2/

FEHMİ KORU