BirGün, Kılıçdaroğlu’na açtı ağzını yumdu gözünü: İhanet tutumu

CHP’NİN KÖRLÜĞÜ SÜRÜYOR

BirGün, Kılıçdaroğlu’na açtı ağzını yumdu gözünü: İhanet tutumu




BirGün, Kılıçdaroğlu’na açtı ağzını yumdu gözünü: İhanet tutumu

BirGün yazarı Yakup Kepenek, yaklaşan yerel seçimleri ele aldığı köşe yazısında eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na çok sert ifadeler kullandı. Kılıçdaroğlu'nu Cumhuriyet değerlerine ihanet etmekle suçladı.

BirGün yazarı Yakup Kepenek, yaklaşan yerel seçimleri ele aldığı köşe yazısında eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na çok sert ifadeler kullandı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan yenilgi ile ilgili olarak, "Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet’in değerlerine ısrarlı bir biçimde ihanet eden tutumu nedeniyle AKP kazandı" dedi.

Yakup Kepenek'in yazısı şöyle:

Ülke, Mayıs 2023’te gerçekten “tarihsel ve yaşamsal” iki genel seçim yaşadı.

O çok önemli seçimleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet’in değerlerine ısrarlı bir biçimde ihanet eden tutumu nedeniyle AKP kazandı.

AKP iktidara gelir gelmez, özellikle “hukuk ve eğitimde” kendi görüşünü daha keskin bir biçimde egemen kılmaya başladı.

Bu nedenle, şimdilerde gidilmekte olan yerel seçimler, “iktidarın dizginlenmesi” için büyük bir önem taşıyor.

EGEMENLİĞİN KAYNAĞI

Yerel seçime gidilirken iktidar, “seçimi önemsizleştiren”, anlamsızlaştıran “bir yıkım adımı” attı.

14 Mayıs 2023 gününden bu yana süregelen ve bu hafta Meclis’te milletvekilliğinin düşürülmesine uzanan Can Atalay olayı, Ulusal Kurtuluş Savaşı ile kazanılan, Cumhuriyet’e gerçek anlamını veren ve onun temelini oluşturan “egemenliğin kaynağının kayıtsız koşulsuz halk olduğunun” yok sayılmasıdır.

Gerçekte Meclis bu karar ile “kendi varlık nedenini” ortadan kaldırmaktadır. Geçmişte de belediyelerde “kayyum” uygulamaları ve “atı alan Üsküdar’ı geçti” türü oyunlarla seçim sonuçlarının hiçe sayılmasına tanık olunuyordu.

Ancak bu kez sorun “niteliksel” olarak bambaşkadır.

Ülkenin en üst iki hukuk kurumunun, AYM ve Yargıtay’ın aylarca birbirini boğazlaması, sonunda da bu iş için Meclis’in kullanılması başlı başına yıkımdır.

İçine tam olarak girilmekte olan rejim, yıllarca gerçekleri örtmek için gösterilmeye çalışıldığı gibi yalnızca tek kişi yönetimi değildir; üzerine “milliyetçilik sosu” serpilen Siyasal İslam’dır.

CHP’NİN KÖRLÜĞÜ SÜRÜYOR

Bu gerçeğe gözünü kapayan siyasal yapı da kuruluş nedeni Cumhuriyetin değerlerini sahiplenmek olan CHP’dir.

Konuya açıklık getirmek için yakınlarda yaşanan şu iki önemli gelişmeye değinelim.

Önce, toplum, 100. yılda, Cumhuriyet’in değerlerini ne denli benimsemiş olduğunu ve önemsediğini, yaptığı geniş katılımlı etkinliklerle, Süper Kupa’nın Arabistan’da oynanmasını engelleyecek güçte ve coşkulu bir biçimde kanıtladı.

Sonra, o toplumsallaşan Cumhuriyetçi sürecin de büyük etkisiyle ve zar-zor da olsa, CHP üst yönetimi, 13 yıl 170 gün sonra 8 Kasımda değişti.

CHP’de yönetim değişti; ancak aday saptamada yaşanmakta olan, daha çok söz verilmiş olmasına karşın “önseçim yapılmamasından” doğan yanlışların ve buna eşlik eden açıklamaların da kanıtladığı gibi uygulama anlayışı hiç değişmedi. “Büyükleri” saptayıp, önseçimi belediye meclisi üyelerine indirgemek, geçmişte olduğu gibi, parti üyesini önemsizleştirmektir.

Hatay’dan diğer il ve ilçelere, örneğin Mersin Mezitli’ye uzanan yanlışlar dizisini, Ankara ve İzmir örnekleri açık anlatıyor.

Geçen beş yıl boyunca Ankara’da Cumhuriyet’in “fiziksel” değerlerinin de aşınmasını sağlayan Büyükşehir Belediye Başkanı için Genel Başkan Özel’in, “Yavaş ile ne kadar gurur duysak az” sözleri, gerçekte yeni yönetimin ideolojisini açıklıyor. Dahası, atama yoluyla aday olan Yavaş, “hangi hakla” ilçe belediye başkanı adaylarını da saptayabiliyor? Ve nasıl oluyor da önseçimle çok kolay çözülebilecek olan Cumhuriyet’in Çankaya’sı, tam bir beceriksizlikle “düğüm” olarak en sona bırakılıyor?

İzmir’in, Cumhuriyet’in değerlerinin kalesi olduğu bilinir. CHP yönetiminin “değişim anlayışının sığlığı” İzmir’deki aday saptanması sürecinde de yaşanıyor.

Burada daha özel bir noktaya değinmeliyim. Cumhuriyet’in “bilimsel eğitim” değerinin en seçkin kurumlarının başında gelen Köy Enstitüleri düşüncesi, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) öncülüğünde, özellikle Büyükşehir, Balçova, Konak ilçe belediyelerinin katkılarıyla “on yıllardır” İzmir’de yaşatılıyordu. Nitekim bu köşede 17.12.2023 tarihli “İzmir’de Cumhuriyetin Değerleri Ölçüsü Tunç Soyer’i Gösteriyor” başlıklı yazıda bu konuya geniş bir biçimde değinilmişti. CHP yönetimi, büyük İzmir yanlışı ile Köy Enstitüleri birikimine de zarar veriyor.

"CHP YİNE GÖRMEZDEN GELİYOR"

Ülkede IŞİD at koşturuyor; nitelikli beyinler ülkeyi terk ediyor; din eğitimi dört yaşındaki çocuklara iniyor; hukuk yok, Diyanet’in etkisi her gün artıyor; Milli Eğitim Bakanlığı “temel değer” olarak dini alıyor; yeni bir anayasa yolda; Cumhuriyet’in temel yasalarından Medeni Kanun’un iktidarın dünya görüşüne uygun olarak değiştirilmesi gündemdedir.

CHP’nin yeni yönetimi de önceki gibi, bu gidişi görmezlikten geliyor. Genel Başkan Özel, hafta içinde iktidarı “ne yaptıklarını bilmiyorlar” diye eleştirirken Başkan Erdoğan, "Şeriata düşmanlık, esasında dinin bizatihi kendisine husumettir" diyor; daha ne desin?!

Tüm bu olumsuzluklara karşın, 29 Ekim’de yaşanan toplumsal coşkunun yerel seçimlerde belirleyici olması bunun için de Cumhuriyet’in değerlerini savunan adaylara oy verilmesi gerekiyor.

Odatv.com