BİRLEŞİK KRALLIK BAŞHAHAMI, UYGURLAR İÇİN HAREKETE GEÇİN ÇAĞRISI YAPTI
DÜNYAYA HAREKETE GEÇME ÇAĞRISI: KİTLESEL VAHŞET YAŞANIYOR
BİRLEŞİK KRALLIK BAŞHAHAMI, UYGURLAR İÇİN HAREKETE GEÇİN ÇAĞRISI YAPTI
Birleşik Krallık Milletler Topluluğu (Commonwealth of Nations) Birleşik İbrani Cemaatlerinin baş hahamı olarak hizmet veren Ortodoks haham Ephraim, 15 Aralık 2020 tarihinde The Guardian gazetesinde Uygurların durumunu dünyaya duyurmak için bir makale yazısı kaleme aldı. Hahambaşı Mirvis “Doğu Türkistan’da akıl almaz bir kitlesel vahşet işleniyor. Bir şeyler yapmanın sorumluluğu hepimize aittir.” diyerek Doğu Türkistan’a ilişkin kaleme aldığı yazısında tüm dünyaya Uygurlar konusunda harekete geçme çağrısı yaptı.
“DİNMEYEN BİR KORKUYLA YAŞIYORLAR”
Yazısında Londra’da yaşayan Uygur insan hakları savunucusu Rahima Mahmut ile görüşme fırsatı yakaladığını belirten Hahambaşı Mirvis, Rahima Mahmut’un Çin’in Doğu Türkistan’da yaşayan ailesine zarar vermesinden endişelendiklerinden bahsederek telefonlarını cevaplamaktan bile korktukları için 4 yıldır iletişim kuramadıklarına örnek verdi. Mirvis, Doğu Türkistan’da önce geleneksel İslami selamlaşmanın yasaklandığına değinerek Uygurların en nihayetinde de iletişimi tamamen bırakmak zorunda kaldıklarını aktardı. Mirvis, artık Mahmut’un ailesinin başına neler geldiğinin bilinmesine imkânın olmadığını dile getirerek, Uygurların, Doğu Türkistan’da dinmeyen bir korkuyla yaşadıklarını kaydetti.
SİNDİRME VE KORKUTMA SIRADAN BİR UYGULAMA HALİNE GELDİ
Hahambaşı Mirvis, “Modern, gelişmiş dünyamızda, inançlarından vazgeçmeyi reddeden kadın ve erkeklerin hâlâ dövüldükleri doğru olabilir mi? Peki ya kadınların doğmamış çocuklarını aldırmaya zorlanıp, tekrar hamile kalmalarını engellemek için kısırlaştırılmaları? Bu zorla hapsetme, çocukların ailelerinden alınması, sindirme ve korkutma kültürü gündelik bir uygulama haline mi geldi?” diyerek Çin’in insanlık dışı uygulamalarının boyutuna değindi. Çin’deki Uygur Müslümanlara yapılan bu zulmün delillerinin olağanüstü boyutta olduğuna dikkat çeken Mirvis, “Uydu görüntüleri, sızan belgeler ve hayatta kalanların tanıklıklarının tamamı, dünyanın çoğunlukla görmezden gelmeye devam ettiği ve 1 milyondan fazla insanı etkileyen yıkıcı bir görüntü çiziyor.” dedi.
HAHAMBAŞI MEKTUPLAR YAZDI
Olumlu yönde bir değişim umudu olup olmadığını öğrenmek için araştırmacılarla ve kampanyacılarla görüştüğünü aktaran Mirvis, “Mektuplar yazdım ve meseleyi önemli isimlere özel olarak dile getirdim. Her görüşmemde, mevcut umutsuz durumda herhangi bir iyileşme yaşanmasının imkânsız olduğu hissine kapıldım.” diyerek durumun vahametine dikkat çekti.
“SORUMLULARDAN HESAP SORULSUN”
10 Aralık 1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 72’inci yıldönümünün kutlandığını anımsatan Mirvis, “Aynı yıl, 9 Aralık günü soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılmasına dair sözleşme kabul edilmişti. İnsanlığın en önemli hukuki ve ahlaki beyannameleri arasında bulunan her iki belge de, onlara karşı harekete geçmeye hazır değilsek, siyasi bir alana kayma tehdidi altındadır.” dedi. Haham Mirvis “Olan bitenler hakkında ivedi, bağımsız ve sınırsız bir soruşturma yapılması gerektiği ortadadır. Sorumlulardan hesap sorulmalı ve kaçmayı başaran Uygurlara sığınma hakkı verilmelidir.” diye ekledi.
DÜNYAYA HAREKETE GEÇME ÇAĞRISI: KİTLESEL VAHŞET YAŞANIYOR
Herkesin, bu tepkilerin yanı sıra ve bunların hayata geçirilmesine yardımcı olmak için hareket etme sorumluluğunu paylaştığına vurgu yapan Mirvis, şunları kaydetti:
“Bugün, size, milletvekilinize bir mektup yazmanızı öneriyorum. Basın organlarına mektup yazın. Uygurların zorla çalıştırılmasıyla bağlantısı olan şirketlere yazın. Olanları sosyal medyada duyurun. Yaşananlar hakkında arkadaşlarınızla konuşun ve onları da aynısını yapmaya teşvik edin. Hiç kimsenin, sorumluluğun başkalarına ait olduğunu söylemesine izin vermeyin. Şu anda, akıl almaz bir kitlesel vahşet gerçekleşiyor. Görev büyük olsa bile, hiçbirimiz bundan kaçınmakta özgür değiliz. Nelson Mandela’nın da dediği üzere: ‘Bir şey bitene kadar daima imkânsız görünür.”
QHA.COM.TR