Bitmeyen OHAL: Hasta tutuklu ölüme mahkûm

Sivil Toplum Kuruluşları OHAL uygulamalarının kalıcı hale geldiğini belirtti.

Bitmeyen OHAL: Hasta tutuklu ölüme mahkûm




Demirtaş olayıyla gündeme gelen hasta tutuklular konusu yıllardır kanayan yara. Verilere göre hapishanelerde 457’si ağır olmak üzere 1333 hasta tutuklu/hükümlü bulunuyor. Sivil Toplum Kuruluşları OHAL uygulamalarının kalıcı hale geldiğini belirtti.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde rahatsızlanmasına rağmen yedi gün boyunca alanında uzman bir doktora sevk edilmemesi hasta tutuklular konusunu yeniden gündeme taşıdı. İnsan Hakları Derneği’nin son verilerine göre hapishanelerde 457’si ağır olmak üzere 1333 hasta tutuklu/hükümlü bulunuyor. Dernek yetkilileri cezaevindeki OHAL uygulamalarının OHAL sonlandırılmasına rağmen kalıcı hale geldiğini söyledi. Sağlık hakkına dikkat çeken dernek yetkilileri, cezaevlerinden tabutlar çıkmadan önlem alınması çağrısı yaptı. 

İHD Merkez Yönetim Kurulu üyesi avukat Zeynep Ceren Boztoprak, Selahattin Demirtaş’ın da yaşadığı sevk sorununun, hasta tutuklular meselesini en çok besleyen, ölüme kadar götüren en krititik sebep olduğuna dikkat çekti. Boztoprak, “Cezaevine giren bir kişinin bilinen bir hastalığı varsa zamanında sevkler yapılmadığı için bu durum ilerlemekte; cezaevi şartları zaten hastalık yaratan koşullar doğruyor. Mahpuslar hastaneye sevk edilmedikleri için hastalıkları daha da ilerliyor. Sevk meselesi hasta mahpus konusunu ortaya çıkaran çok önemli bir mesele” dedi. 

Cezaevlerinde kalan kişilerde hepatit ve kanser hastalığının çok yaygın olduğunu aktaran Boztoprak, “Öncelikle hasta olan bir kişinin cezaevinde kalmaması lazım. İnfaz Yasası da bu durum için uygun. Ancak şu an durumu ağır olan hatta cezaevinde kalamaz raporu bulunan mahpuslar güvenlik gerekçesiyle tahliye edilmiyorlar. Bazı durumu ağır hastalar ise cezaevinde kalamaz raporu alamıyor çünkü hastaneye sevk edilemiyor. Bu ise doğrudan yaşam hakkının ihlali” ifadelerini kullandı. 

ŞİZOFRENİDE ARTIŞ

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi Hatice Onaran ise hasta tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkına ulaşımında büyük sıkıntılar yaşadığını vurgulayarak “En küçük ağrılarda dahi önlem alınmayınca daha sonra büyük sorunlar ortaya çıkabiliyor. Hasta mahpuslar arasında özellikle kanser, epilepsi, organ kaybı gibi çok ciddi hastalıkları olanlar var. Ayrıca birçoğu tahlil ve kontrolleri yapılmadığı için bilmediği hastalıklarla boğuşuyor. Son süreçte cezaevlerinde en çok görülen hastalık ise şizofreni. Bu ise cezaevi koşullarından kaynaklanıyor. Hasta mahpusların bir an önce serbest bırakılması gerekiyor. Sağlık hakkı ihlal edilmemeli” dedi. 

SORUNLAR DAĞ GİBİ

- Revire götürülmeme

- Hastaneye sevk edilenlerin sevkinin gerçekleştirilmemesi ya da hastane randevularına tarihinde götürülmeme

- Tedavi aşamalarındaki yetersiz ve kötü uygulamalar

- Hastaneye sevk sırasında ring aracının kullanılması ve kelepçeli muayene dayatması

NELER YAPILMALI?

- Tecride dayalı infaz rejimi, uygulayanların inisiyatifine bırakılmadan derhal kaldırılmalı. 

- Cezaevinin fiziki yapısı, maddi koşulları ve uygulanan muameleler bir bütün olarak insan onuruna yakışır nitelikte olmalı.

- Cezaevindeki yaşam koşullarının, cezaevi dışındaki yaşam koşulları ile mümkün olduğunca uyumlu olmasına özen gösterilmeli.

- Genelgede belirtilen on kişi, on saat sohbet hakkı uygulamasının cezaevlerinde hayata geçirilmesi sağlanmalı.

- Uluslararası standartlar ile yasaklanan zincir, demir gibi kısıtlama araçlarının kullanılması önlenmeli, kısıtlama araçları cezalandırma amacıyla kullanılmamalı.

- Özellikle işkence iddialarında olmak üzere, tutuklu ve hükümlülerin muayeneleri İstanbul Protokolü uyarınca standart adli muayene formu kullanılarak kapsamlı biçimde yapılmalı.

- Muayeneleri mahremiyete uygun şekilde, yalnız ya da en azından kimsenin duyamayacağı bir ortamda yapılmalı. Bu ortamın sağlanamadığı durumlarda, muayene sırasında bulunan kişilerin kimlik bilgileri rapora mutlaka yazılmalı.

- Cezaevinde sağlanan tıbbi bakım hizmeti, cezaevi dışındaki olanaklarla eşit hale getirilmeli. 

- Mahpusların yeterli düzeyde sağlıklı yaşam koşullarına ve tıbbi bakıma erişimi sağlanmalı; sağlık hizmetleri ve mahpusların hekimle görüşme talepleri gereksiz gecikme olmaksızın karşılanmalı.

 

- Cezaevi rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlamalı.

Seyhan Avşar / CUMHURİYET